Korkusuz

Kara bulutlar

Kara bulutlar
Türkiye, salı günü yayımladığı bir NAVTEX (Denizcilere Duyuru) ile, Oruç Reis Araştırma Gemisi’nin 21 Temmuz tarihinden itibaren Rodos ile Meis adaları arasında yeni bir sismik araştırma faaliyetinde bulunacağını duyurmuştu.

Yunanistan; AB ve ABD’yi uyararak, Türkiye’nin ‘saldırgan’ tutumuna karşı önlem alınmasını istedi.

AB liderleri; sürdürdükleri toplantı ve telefon görüşmeleriyle, Türkiye’ye karşı ortak tavır almanın hazırlıklarını yapıyor.

27 ülkenin üye olduğu AB’nin böyle bir konuda karar alması elbette kolay değil ama ABD’de her şeye bir tek kişi karar veriyor o da ‘dostumuz’ Deli Trump.

O da Fener Rum Patrikhanesi’nin Amerika Başpiskoposu Elpidoforos’la Ayasofya konusunu görüştükten sonra önceki gün harekete geçti.

Amerikan USS Dwight D. Eisenhower uçak gemisi dün Süveyş Kanalı’ndan geçerek, Girit Adası’na doğru yol aldı. Gemiden kalkacak F-18 uçaklarıyla Girit Adası’ndan kalkacak Yunan F-16 uçakları bölgede ortak tatbikat yapacak.

Yani Oruç Reis Araştırma Gemisi’nin doğal gaz arayacağı bölgede.

Farklı kaynaklara göre 25 Türk savaş gemisinin bulunduğu Kıbrıs-Girit-Libya hattında ABD, Fransa, İtalya, İngiltere, Mısır gibi ülkelerin gemileri dolaşıyor.

Kıbrıs’ın doğusunda yani Suriye, Lübnan ve İsrail açıklarında da farklı ülkelere ait yaklaşık 70 savaş gemisi var.

Kıbrıs’ta stratejik değeri olan iki İngiliz üssü var ve istediklerinde ABD ve Fransa bu üslerden yararlanabilecek.

Gerekçesi ne olursa olsun bölge her an patlamaya hazır saatli bomba gibi.

Olay artık bir Kıbrıs meselesinden daha çok, Türkiye’nin Libya’daki varlığıyla ilgili.

Hatta onun da ötesinde AKP’nin dış politikayla ilgili söylem, tutum, davranış ve eylemleriyle ilgili. 

Yalnızca Akdeniz’de değil herhangi bir yerde bir tek provokasyonla her an her şey olabilir.

Ama inanıyorum ki; Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın kılıcı herkese haddini bildirecektir!

Savunma Bakanı Akar ve Genel Kurmay Başkanı Yaşar Güler tam da arkasındaydı.

Güler Paşa belki de bunun için namaza askeri kıyafetiyle gelmişti!

Cumhuriyet’in kurucusu Mustafa Kemal’e lanet okuyan, hatta onu hain ilan edenler için bu iş çok kolay!

Böyle bir durumda Lozan ve Ege Denizi’ndeki adalarla ilgili tartışmanın artık bir anlamı kalmıyor.

Muhalefet partileri, muhalif gazeteciler ve bu işlerden dolayı tepesi atan vatandaşlar konuşa dursun iktidar artık son darbelerini indirmeye hazırlanıyor.

Ne kaldıysa artık!

Zaten kimin de umurunda?

Klasik söylemleriyle ‘mücadeleye’ devam eden CHP, klasik kurultay tartışmalarıyla ‘iktidara yürüdüğünü’ söylüyor.

Nasıl mı?

O kadarını bilemem ama CHP bu işi kiminle ve nasıl yapacağını anlatırsa herkes rahatlayacak ve umut ve azimle bu kavgaya katılacak.

Başka türlüsü olmaz ve olamaz.

Bu işin de sonuna gelindi zaten.

İçerde ve dışarda hiç kimsenin hayal edemeyeceği kadar risk var.

Bazen de kendime de kızıyorum.

Hiç kimsenin umursamadığı konulara bu kadar kafayı takmanın alemi yok.

Hiç kimsenin görmediği ya da görmemezlikten geldiği riskleri niye bir tek ben görüyorum.

Benden başka deli yok mu bu ülkede!

Bayanlar ve baylar, her şey ortada.

Hipermetrop olanlar elbette yakını göremez ama miyop ve astigmatı olmayanlar uzağı rahat, net ve temiz görebilirler.

Tek koşulla;

Dik durarak ve sırtında başkasının küfesini taşımadan.

Zor ama imkansız değil.

Önemli olan bilinç, irade ve bedelini önceden bilerek mücadele etmek.

Sizce bu işi yapacak kaç kişi var?

Siz var mısınız?

Erbaş’ın kılıcıyla değil; akıl, bilim ve vicdanla.

Din, iman, vatan, millet, beka ve bilumum hamasi söylem olsun ama LAİK CUMHURİYET olduğu yerde dursun.

Hatta durmasın, ‘muasır medeniyetler seviyesine’ hızla yükselsin.

Yükselsin ki; AKP ve onun ‘kılıç’ ideolojisine inananlar, ‘titresin de kendisine gelsin’.

Yoksa var ya bu gidişat hiç iyi değil.

Kusura bakmayın, pazar günü içinizi kararttım ama benim lakabım ‘Kara Bulut Hamdi’.

Kara bulutlar gelmeden şimşekler çakmaz, yağmur yağmaz, topraklar yeşermez, mis gibi kokmaz.