Korkusuz

Kadını öldürüp çukura gömmüştü: İkinci kez karar çıktı

Kadını öldürüp çukura gömmüştü: İkinci kez karar çıktı
İstanbul'da üç sene önce 4 çocuk annesi Ayşe Altuntaş'ı (43) buluştukları ormanlık alanda silahla vurarak öldürdükten sonra çukura gömdüğü iddiasıyla "Tasarlayarak kasten öldürme" suçundan müebbet hapis cezasına çarptırılan ancak Yargıtay'ın "tasarlama yok" diyerek lehine kararı bozduğu Mehmet Taşdelen'in yeniden yargılandığı davada karar çıktı. Mahkeme, sanığı "Kasten öldürme" suçundan herhangi bir indirim uygulamadan müebbet hapis cezasına çarptırdı.

İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuklu sanık Mehmet Taşdelen getirilirken, şikayetçiler Ahmet Altuntaş ve Fadime Altuntaş ile Aile Bakanlığı avukatı katıldı. Duruşmada mütalaasını açıklayan savcı, olay tarihinde sanığın yanında bulunan silahla maktüleyi öldürdüğü, sanığı öldürdükten sonra buluştukları yerin hemen yakınındaki çukura gömdüğü , sanığın kasten öldürme suçunu işlediğinden müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmasını talep etti.

"ÖLDÜRMEDİM, İNTİHAR ETTİ"

Mütalaaya karşı söz verilen sanık Mehmet Taşdelen, "Mağdurum, tahliyemi istiyorum. Maktulü öldürmedim. İntihar etti. Olay yerinde yapılan keşifte de her şeyi gösterdim. Olayı olduğu gibi anlattım, suçsuzum, beraatimi isterim" dedi. Sanık avukatı ise müvekkilinin masumiyetinden emin olduğunu belirterek maktüleyi öldürmesini gerektiri bir sebebi olmadığını ve beraat kararı verilmesi gerektiğini savundu.

"TASARLAMIŞTIR, CEZALANDIRILSIN"

Şikayetçi Fadime Altuntaş ve Ahmet Altuntaş, olayın tasarlayarak öldürme olduğunu belirterek sanığın cezalandırılmasını talep ettiler. Şikayetçilerin avukatı sanığın ifadelerinin suçtan kurtulmaya yönelik olduğunu ifade etti.

İYİ HAL İNDİRİMİ YAPILMADI

Mahkeme heyeti, sanık Mehmet Taşdelen'in sabit olan "Kasten adam öldürme" suçundan müebbet hapis cezasına çarptırdı. Maktulün sanığa karşı tahrik niteliğinde eylemi bulunduğuna dair delil olmadığından tahrik hükümlerinin uygulanmasına yer olmadığına hükmedildi.

Heyet, sanığın pişmanlığını gösteren bir davranışı olmadığı gerekçesiyle iyi hal indirimi de yapmadı. Sanığın tutukluluk halinin devamına karar verildi. Bir üye hakim ise karara karşı oy kullanarak, Yargıtay bozma öncesinde takdiri hal indirimi yapıldığını, bunun kazanılmış hak olarak değerlendirilmesi gerektiği görüşüyle takdiri indirim yapılması gerektiğini ifade etti.

OLAYIN GEÇMİŞİ

Ayşe Altuntaş, 18 Temmuz 2019 günü Sultangazi'deki kızı Fadime ile birlikte yaşadığı evinden çıktı ve bir daha haber alınamadı. 4 çocuk annesi Ayşe Altuntaş'ın kızı Fadime ve oğlu Mehmet Altuntaş Esentepe Polis Merkezine ve Gaziosmanpaşa Savcılığına kayıp başvurusunda bulundu. Şikayetçilerin, Ayşe Altuntaş'ın aynı zamanda akrabası olan sanık Mehmet Taşdelen ile bir süredir gönül ilişkisi yaşadığını, bunu sanığa sorduklarında ise Taşdelen'in maktüleyi iki gündür görmediğini söylediğini, daha sonra ise olay günü sabah saatlerinde maktüleyle buluşup Pirinççi Köyü'ne gittiklerini ve sonra tekrar evinin oraya bıraktığını söylediği öne sürüldü.

Sanık ilk ifadesinde suçu kabul etmedi ve serbest bırakıldı. Ancak olay günü kullanmakta olduğu telefona ait baz kayıtlarından sanık Mehmet Taşdelen'in çelişkili ifadeleri dikkate alınarak tekrar gözaltına alındı. Sanık bu kez suçunu itiraf ederek 18 Haziran 2020'de Ayşe Altuntaş'ı gömdüğü yeri gösterdi. Maktülenin cesedi, Eyüpsultan İlçesi'ne bağlı Pirinççi Köyü'ndeki ormanlık alandan çıkarıldı. Gaziosmanpaşa Adliyesi'ne sevk edilen sanık Mehmet Taşdelen 19 Haziran 2020'de tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Tutuklanan Mehmet Taşdelen ifadesinde, 11 ay boyunca 11 saat huzurlu uyuyamadığını, olayın medyaya düşmesinden sonra da çocuklarının kendisini terk etmesinden korktuğu için söyleyemediğini, ancak ilk günden bu yana vicdan yükü altında olduğunu belirtti.

İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi 8 Eylül 2021'de yapılan duruşmada, tutuklu sanık Mehmet Taşdelen'i "Tasarlayarak kasten öldürme" suçundan müebbet hapis cezasına çarptırdı. Ancak Yargıtay 1. Ceza Dairesi 13 Eylül 2022'de yaptığı incelemede, tasarlamanın koşulları oluşmadığını, sanık hakkında TCK 81. maddesi uyarınca "Kasten öldürme" suçundan hüküm kurulması gerekirken delillerin tahlilinde ve takdirinde hataya düşüldüğü gerekçesiyle kararı bozdu.

(DHA)