Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

İSRAİL - FİLİSTİN BARIŞI MI?..

Trump’ın İsrail – Filistin Barışı’İsrail seçimlerinden önce açıklayacağı bilgisini daha önce sizlerle paylaşmıştım.

Dünkü SÖZCÜ’de okudum...

ABD Başkanı başkanlık uçağında 28 Ocak’ta bu konuda çok önemli şeyleri söyleyeceğini Amerikalı gazetecilere ilan etmiş...



Peki...

Filistin sorunu gerçekten de biter mi?..

Bitecek mi?..



Bitmeli çünkü...

İnsanlığın başına ne geldiyse, politikacıların “kırmızı kiremit” stratejisi nedeniyle geldi...

Bir yerde sorunu çözmek ama başka bir yerde aynen devam ettirmek gibi...

Nasıl mı?..

O halde kıssayı anlatayım...



Kasabanın birinde akan damları aktaran ve bu işten iyi para kazanan bir kiremit ustası, yeteri kadar para kazanınca köyüne döner.

Oğluna artık yaşlandığını, bundan sonra kasabalarda dam aktarma işini kendisinin yapması gerektiğini söyler. Müşterilerine de “Bundan sonra işlerinizi oğlum görecek, kendisine siz de göz kulak olun” der. Oğlu da köyden çıkıp kasabaya gider.

Çok kısa bir süre sonra da köye döner...

Baba, oğlunun bu kadar çabuk dönüşünün sebebini merak edip sorar.

Oğlu, “Beni çağıranların evlerine gittim. Dama çıktım. Akan delik kiremidi buldum. Yere atıp kırdım. Yerine sağlamını koydum. Kasabada hiçbir evin damı akmaz oldu” der...

Dam ustası öfke ile “Hay benim salak oğlum” diye bağırır... “Ben yirmi iki sene delik kiremidi bir köşeden aldım başka köşeye koydum. O köşe oldu ama bu sefer de delik kiremidi yerleştirdiğim öbür köşe akmaya başladı... Ev sahipleri de beni tekrardan çığırıp bana iş verdiler... Hiç, delik kiremit atılır mı be oğlum?..”...



Ortadoğu ve bilhassa İsrail-Filistin savaşı egemen devletlerin ve yanaşmalarının kırmızı kiremididir canlarım benim...

Türkiye’nin kırmızı kiremitleri neler mi?..

Terör ve beka sorunu...

ÖZGÜRLÜĞÜN TADINI ÇIKAR...


Babil isimli dizinin ilk bölümünü izledim...

İlginç ve giderek daha da ilginçleşeceğinden eminim...

Ama...

İşgüzarlar veya “Durumdan vazife çıkaran” kötücüller hemen savcılığa şikayet etmişler diziyi...

Neymiş?..

“FETÖ propagandası yapılıyormuş...”...

Kötücüller hem şen ve hem de emir eri olunca, Ördek Mustafalık da hortluyor haliyle...



Magazin gazetecileri Halit Ergenç’e diziye açılan davayı sormuşlar...

Verdiği cevap şöyle:

“Yapımcımız gerekli açıklamayı yaptı. Ben bir sıkıntı olacağını zannetmiyorum. Her şey gayet yolunda güzel gidiyor...”...



Oysa böyle bir durumda bu soru bir politikacıya sorulsa yarım saat anlatır da anlatır...

Harikasın Halit...

Takma kafanı...

İlk bölümü İzledim...

Nur, Birce, Aslı veeee....

Hele...

Beren Kasımoğulları süper...

Tabii ki...

Başta sen olmak üzere Ozan ve Mesut da çok iyisiniz...



Bırak Ördek Mustafa’lar ne halt ederlerse etsinler kardeşim...

Özgürlüğün tadını çıkar...

O KADAR DA DEMEDİ YANİ...


Komşusu Nasrettin Hoca’dan çamaşır ipini ister ödünç olarak...

Hoca, “Verirdim ama ipe un serdim komşu” der...

“İlahi Hoca” diye sitem eder komşu... “Hiç, ipe unu serilir mi?..”

“Vermeye gönlüm olmayınca un da serilir buğday da” der Hoca...



Bahçeli gündem tıkanıp gerçek sıkıntılar konuşulmaya başladığında bir açıklama yapıyor:

“FETÖ’nün siyasi ayağını bulalım...”...

Kılıçdaroğlu ve Akşener de hemen, “İyi olur valla” deyip Meclis’te “FETÖ’nün siyasi ayağını araştırma komisyonu” kurulması teklifi veriyorlar...

Bahçeli itiraz ediyor...

Yani...

İpe un seriyor...

HASTA OLUYORUM...


Karı o koca pencere önünde oturmuş hiç konuşmadan sokaktan gelen geçeni seyrediyorlar...

Kadının canı sıkılmış...

“Kocacığım hadi gel seninle eski günlerden söz edelim” demiş...

Adamın zaten canı burnunda...

Doğalgaz, elektrik, çarşı, pazar her gün zamlanıyor...

Yine de karısını kırmak istememiş...

“Olur” demiş ve başlamış... “Hani sen zifaf gecemizde bakire çıkmamıştın da....”

Kadın hemen araya girip kocasının lafını kesmiş”...

“Amaaan sen de” diye itiraz etmiş... “Eski dediysem o kadar da eski demedim yani...”



Ne zaman birileri FETÖ’cülükle suçlansa ve kamuoyuna örgüt şefiyle çekilmiş fotoğrafları ya da sarmaş dolaş halleri konulsa itiraz hazır...

“Kardişim onlar 17/25 Aralık’tan önceydi”...



Yani...

“Haydi gel dönelim eski günlerimize” diye şarkıya başlasa sosyal demokratlar...

AKP ve MHP’liler kadının kocasına dediği gibi davranıyor...

“Eski dediysek o kadar da eski değil hani...”

Ve ben de onların bu hallerine hasta oluyorum aabi...

YERSEN POLİTİKASI...


TCDD Yüksek Hızlı Tren (YHT) abonmanlık ücretlerine öyle bir zam yaptı kiiii...

Kazığın sesi taaa Fizan’dan duyuldu...

Bunun üzerine AKP ve MHP’li kimi milletvekilleri “haykırmakla” görevlendirildiler...

Mesela...

AKP’li Meclis Üyesi Orhan Durmuş “Bu zammı içimize sindirmemiz mümkün değil” dedi.

MHP’li Sazak ise TBMM’ye önerge verdi...



İşte benim güzellerim...

Bunun adına da:

“Yersen politikası” deniyor...

Aslında halk arasında başka türlü söyleniyor ama...

Yürütmenin görevlendirdiği “Ahlak Bekçileri” çok kızıyor...

O nedenle buraya yazamıyorum...

AZ DAA B.KA BASIYODU...


Hüsmen yerde bir öbek görmüş...

Eğilip parmağına dolamış, ağzına götürüp tatmış...

Yüzünü buruşturmuş...

“Te be az daa b.ka basıyodum...”



Kimileri bir türlü çoktan b.ka bastıklarını görmüyorlar ne yazık ki...

Hem de defalarca eğilip parmaklarına dolayıp tattıkları halde...