Korkusuz

Irak’ın Kuveyt’e girmesinden sonra...

Irak’ın Kuveyt’e girmesinden sonra...
ABD’li gazcı kardeşlerden James Jeffrey’in Ankara’da olduğu gün…

AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın Rusya Devlet Başkanı Putin ile telefonda görüşüp hüsrana uğradığı gün…

Erdoğan’ın, “Rejim güçlerini her yerde vuracağız” meydan okumasını yaptığı gün…

Yani; 12 Şubat 2020…

Herhalde ülkemizde diplomatik bir ilke şahit olduk. Birinden diğerine koşuşturduğumuz – dost ve müttefik kavramlarının birbirine karışıp anlamını yitirdiği ortamda- ABD ve Rusya sosyal medya üzerinden Türkiye için kapıştılar!..

ABD’nin Türkiye Büyükelçiliği’nin resmi Twitter hesabından İdlib ile ilgili olarak #Eyesonİdlib (#Gözlerİdlib’de) etiketiyle bir paylaşımda bulundu; “Amerika Birleşik Devletleri, Esad rejiminin, Rusya’nın, İran’ın ve Hizbullah’ın İdlib’e yönelik saldırılarını kınamaktadır” deniyordu.

Rusya Büyükelçiliği’nin resmi Twitter hesabından ise, ABD Ankara Büyükelçiliği tarafından paylaşılan videoya yanıt niteliği taşıyan bir başka tweet atıldı. Rusya Büyükelçiliği’nin hesabından “Takdiri size bırakıyoruz” notu ile ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun Suriye ordusunun İdlib’deki Türk askerine yönelik saldırısına ilişkin yaptığı açıklamada kullandığı sözlerin yer aldığı bir görsel ve Anadolu Ajansı’nın “Pentagon’dan YPG/PKK kontrolünde 10 bin kişilik birlik için ‘bütçe’ talebi” başlığıyla geçtiği bir habere yer verildi.

Bu arada yalaka kanallarda, ABD Suriye Özel Temsilcisi Jeffrey’in çook özel demeçleri döndürülüyordu. Maaşlı uzman kılıklı konuklar, hiç vakit kaybetmeden ABD güzellemeleri yapmaya başladılar. Dün Rusya’nın kucağında otururken söylediklerini unutmuşlardı. Yüzlerinde en ufak bir kızarıklık belirtisi bile yoktu. SETA’cılarda ‘U’ dönüşü yapmakta gecikmedi. Türkiye’nin NATO üyesi olduğunu hatırladılar!.. NATO’nun Avrupa’nın güvenini kaybetmemesi için Türkiye’yi savunma zorunda olduğundan dem vurdular. Cem-i cümle iktidar yalakaları Fırat’ın doğusunu, PKK/YPG’yi unuttular. İdlib için savaş naralarının dozajını yükselttiler.

Yine aklımızla alay ediliyor!..

Hangisi iyi müttefik?.. Öyle mi?.. Hem de Irak’ın Kuveyt’e girmesinden sonra tüm olup bitenler gözler önündeyken!..

ABD ve Rusya’nın bizi Suriye’de savaş cehenneminin en dibine itmek için var gücüyle uğraştığının hâlâ farkında değil misiniz?.. Bakın!.. Medyaya dün düşen sıcak habere;

Demokratik Suriye Meclisi Eş Başkanı İlham Ahmet, 9 Şubat 2020 günü Şark Alawsat Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada; Suriye rejiminin sözde Rojava Özerk Yönetimi ile görüşmelerde bulunmayı kabul ettiğini ifade ederek söz konusu görüşmelerin Rusya’nın garantörlüğü altında gerçekleştiğini belirtti.

Geçtiğimiz hafta içerisinde Suriye’nin Humeymin bölgesinde bulunan Rus üssünde Rus yöneticiler ile gerçekleştirdikleri görüşmeler sonrasında, ikinci bir görüşmenin yine Rus yetkililerin katılımı ile başkent Şam’da Suriye Ulusal Güvenlik Bürosu Başkanı Ali Memlük’ün de katıldığı bir ortamda yapıldığını söyledi.

Suriye rejiminin, Rusya’nın garantörlüğü altında Rojava Özerk Yönetimi ile görüşmeler başlatma kararı aldığını ifade eden İlham Ahmed, taraflar arasındaki görüşmelerin sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesi için üst bir komite oluşturulmasının kararlaştırıldığını, oluşturulacak komitenin aynı zamanda mahalli yönetimler yasasını düzenlemeyi ve mahalli yönetim sisteminin oluşturulmasına da katkı sunacağını, Moskova’nın, Rojava Özerk Yönetimi ile Suriye rejimi arasında arabuluculuk yapma ve siyasi görüşmelerin yapılması konusunda oldukça ciddi bir tavır sergilediğini ifade ederek, Rusya’nın Suriye rejimi üzerinde baskı uygulayarak, onları genel bir çözüme razı edeceği yönde kendilerine garanti verdiğini belirtti.

Kendilerinin Astana ve Soçi görüşmelerine katılmayacaklarını ancak Birleşmiş Milletler’in 2254 sayılı kararı ile Cenevre’de başlatılan barış görüşmelerine dahil olacaklarını ve oluşturulan Anayasa Komitesi’nde yerlerini alacaklarını vurgulayan İlham Ahmed, Suriye rejimi ile yapılan görüşmeler ardından verilen sözlerin hayata geçirilmesi için geniş ve kapsamlı bir görüşme takviminin başlatılmasını beklediklerini ve her kesimin tehditten uzak sorumluluk taşıyan bir tutum içerisinde olmaları gerektiğini savundu.

Her şey kabak gibi ortada!.. ABD, Suriye’de PKK/YPG’nin diğer Kürt unsur ve siyasi partilerle birlikteliğini sağlama ve Esad rejimi ile entegrasyonunu Rusya’ya havale etti. Putin’de bu işi gayet başarı ile yürütüyor!.. Sonra dönüyorlar Türkiye’ye;

Çok iyi psikolojik harekat yapıyorlar…

İkisi de iyi kandırıyor…

Biz çok duygusalız onlar değil…

ABD ve Rusya devlet çıkarlarına göre hareket ediyor…

Şimdi o anlamsız soruyu bir daha tekrarlayalım;

Hangisi daha iyi müttefik?.. ABD mi, Rusya mı?..

Esas anlamlı soruya geçelim;

Türk Milleti’nin tercihi ne?.. Yoksa bu sorunun cevabı, Erdoğan iktidarının tercihlerine mi bağlı?..

O zaman birilerinin kulaklarını bir zamanların ünlü sloganı ile çınlatalım… Ne Amerika, ne Rusya, ne Çin HER ŞEY TÜRKLÜK İÇİN!

Not; 2002 yılından sonra dünyaya gelen kardeşlerim, yukarıdaki sloganın ne olduğunu öğrenmek için MHP’li kaynaklara başvursunlar!..