İmamoğlu korkusu yüzünden üretilen yeni formüller...
0+0+0=0
Türkiye’de siyaset denilen şey ise matematik bilimini de, siyaset bilimini de çatlatır!..
Mesela, bir bakarsınız;
2+1= 0 olmuş...
2+0= 3 olmuş...
Öyle sonuçlar çıkar ki bizdeki seçimlerde, en değme matematikçiler, siyaset bilimciler, sosyologlar kafayı yer... Alayı duman olur!..
Herhalde yine böyle bir durumun arifesindeyiz... Bugünlerde ortalıkla hiç akla yatmayacak garip senaryolar dolaştırılıyor. Neymiş efendim? DEVA ve Gelecek Partileri birleşecekmiş... Saadet Partisi de Millet İttifakı’ndan kopacakmış... Vee, 3’ncü bir ittifak kurulacakmış...
DEVA ve Gelecek Partilerinin fos çıktığını çıplak gözle görmek mümkün. Bana sorarsanız, eğer kuzey kutbu ile güney kutbu bir araya gelirse DEVA ile Gelecek Partileri de birleşir derim. Müsaade ederseniz ana hatları ile şöyle izah ederim;
Gelecek Partisi, Türkiye’de ilk azledilen Başbakan unvanına sahip Ahmet Davutoğlu’nun kin ve hırsları için kuruldu ve bunların etrafında da katılımlar şekillendi. Etme bulma dünyası diyebilirsiniz. Ahmet Davutoğlu, kendisini siyasete ve yüksek makamlara taşıyan Abdullah Gül’e ihanet etti. Bunun karşılığını ise Tayyip Erdoğan tarafından kullanıldıktan sonra kapı önüne konularak gördü. Ahmet Davutoğlu ondan sonra, ne kadar çabaladıysa eski dostu Abdullah Gül’den yüz bulamadı.
Ali Babacan’ın durumu ise farklı... Abdullah Gül tarafından DEVA Partisi macerasına zorla itilerek sokuldu. Bu partinin Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı adaylığı için ve pazarlık manivelası olsun diye kurulduğunu sağır sultan bile biliyor. Sadece Ali Babacan ve Abdullah Gül değil, DEVA Partisi’nde şu anda aktif görev alan çoğu eski bürokrat ve siyasetçinin Ahmet Davutoğlu’ndan hoşlanmadıkları için orada oldukları net biliyorum. (İki partinin de kuruluş aşamasında yapılan pazarlıklardan)
Haa!.. En başta altını çizmiştim ya; burası Türkiye. Dünyada, Kuzey kutbu ile Güney kutbunun birleşememesi bilimsel bir gerçektir. Ancak, Türkiye’de bu şartlarda DEVA ve Gelecek partilerinin birleşemeyeceği konusunda -tüm de bunları yazdıktan sonra- hâlâ ısrar eder miyim?.. Bir pay bırakırım... Kraliçeden “birleşeceksiniz” talimatı gelirse olur efendim!..
★★★
Bu üçüncü ittifak formülünün saraydan vizyona sokulduğunu düşünenlerdenim. Seçim barajı yüzde 5’e düşürülecek gibi duruyor. İştah kabartmak için. Hali hazırdaki seçim sisteminde minik artı oyların neler getirip götürdüğü test edildi, onaylandı. Bu sistemle, Mustafa Destici’nin BBP’si bile mebus çıkarken DEVA ve Gelecek Partisi neden nasibini almasın!..
Saadet Partisi, saray tarafından servis edilen yeni ittifak formülüne teşne mi?.. Temel Karamollaoğlu Genel Başkanlık koltuğunu koruyabilirse biraz zor diye düşünürüm. Karamalloğlu, Ali Babacan ile bir birliktelik düşünebilir ama Ahmet Davutoğlu’na kapılarını açması biraz imkansız. Temel Karamolloğlu, Ali Babacan ile birlikte Millet İttifakı’nda yer almayı ve tekrar Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı adayı olması için çaba göstermeyi tercih eder.
Ahmet Davutoğlu’da gerçekleri iyi biliyor. İYİ Parti ile arayı hoş tutarak Millet İttifakı içinde nasibini bulmaya çabalıyor...
Saray, seçim barajını yüzde 5’e çekebilmek için, Saadet Partisi, DEVA ve Gelecek Partisi’ne teşvik pirimi öneriyor... Millet İttifakı’na yanaşmamaları için... HDP içinde Ayhan Bilgen tipinde adamları devreye sokup çok parçalı, kendi içinde tartışmalı bir muhalefet yaratmak için... Karşı tarafta da kaya gibi bir Cumhur İttifakı fotoğrafı için!..
★★★
SP,DEVA ve Gelecek ile 3’ncü ittifak formülü... Bakış açılarımızı biraz farklılaştıralım. İsterseniz buna, Ekrem İmamoğlu korkusu diyelim!..
Sarayı, ”Ekrem İmamoğlu, 1994-95’li yılların Tayyip Erdoğan’ı gibi geliyor” paniği sardı. Ekrem İmamoğlu’nun sadece İstanbul’da yaptıkları değil, gittiği sokaklarda, Anadolu gezilerinde karşılaştığı yoğun ilgilinin fotoğrafları, video görüntüleri kare kare inceleniyor. Saray bunu “adam PR çalışmalarını ilerletti” diye yorumluyor. Duyduğuma göre, Ekrem İmamoğlu, ülke genelinde “Türkiye Ölçeği Araştırmaları” yaptırıyormuş. Siyasi konular, liderler, Cumhurbaşkanlığı... Ama esas konu, kendisi etrafında cumhurbaşkanlığı adaylık süreci ile ilgiliymiş. Kulislerde, Ekrem İmamoğlu’nun hareketinin ismini “Halk Hareketi”ne çevireceği yönünde iddialar dolaşıyor.
Sarayın, Ekrem İmamoğlu korkusuna hak vermek lazım!..
İstanbul’da ağır bir yenilgi aldıkları mahalli seçim onlar için gerçekçi bir laboratuvar oldu... Binali Yıldırım’ın 13 bin farkla kaybettiği ilk turda SP adayına 103 bin oy çıkmıştı.
İYİ Partiyi parçalayıp Millet İttifakı’ndan koparamadılar. Şimdi, Saadet Partisine çullanıyorlar, Yeni İttifak formülleri ile seçmenin kafasını bulandırmaya çalışıyorlar... CHP’de malum iç çekişmeleri ile sarayın değirmenine su taşıyor!..
Bu da tutmazsa bakalım daha ne formüller göreceğiz!..
★★★
Ulu Tanrı, tüm şehitlerimizle birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun kahraman silah arkadaşlarına rahmet etsin. Nur içinde yatsınlar. Mekanları cennet olsun.
