Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI’NIN BÜYÜK AYIBI...

Koray Aslan, Kemal Kılıçdaroğlu’nun koruma müdürü...

Çok başarılı ve görev sadakatiyle tanınan polis müdürlerinden biri...

Partizanlık yapılmayan bir iktidar döneminde kesinlikle il emniyet müdürü olabilecek kariyer ve deneyimde...



Hatırlarsınız...

Artvin’de PKK, Ankara Çubuk’ta da AKP ve MHP’li bir grup saldırgan “öldürme kastıyla” girişimde bulunduklarında, Kılıçdaroğlu’nu ölümden kurtarmıştı Aslan...





AKP ve MHP Genel Başkanları ise PKK saldırısından sonra, Kılıçdaroğlu’nu terör örgütüyle iş birliği yaptığı iftirasıyla suçlamışlardı...

Ankara Çubuk’ta keza CHP Genel Başkanı’na karşı linç girişiminde bulunan saldırganlar savcı tarafından konuk edilmiş; çay, kahve ikram edildikten sonra sırtları sıvazlanarak gönderilmişlerdi...



Canlarım...

İşte bu başarılı koruma müdürü, İçişleri Bakanlığı tarafından kadrosuzluk (!) nedeniyle emekli edildi...

Yani...

“Sana bizde iş yok” denildi...

Yani...

Genç polis müdürü, ana muhalefet liderini ölümlerden kurtardığı için ödüllendirileceğine, cezalandırıldı...

CEZAYI HALK KESER...


İçişleri Bakanı, ana muhalefet partisi liderinin koruma müdürünü emekli ederek suç mu işledi?..

Yooo...

Zira yetkili merci bakanlık ve tabii ki Bakan...

Ama...

Bakan Soylu ayıp etti...

Hem de çok ayıp etti...

[caption id="attachment_185412" align="alignnone" width="274"] Süleyman Soylu[/caption]



Biliyorsunuz suçlulukta cezayı yargı verir ve infaz eder...

Ayıpta ise cezayı halk keser...

Soylu’nun cezasını da kesmesi gerekiyorsa halk kesecek...

İSTİSKALE BOYUN EĞİYOR...


Hatırlayacaksınız...

Süleyman Soylu ilk istifasını geri aldığında, “Kendisine pek çok sevimsiz ve kamuoyunu galeyana getirecek uygulamalar, görevden almalar yaptırılacak sonra da görevden alınacak” demiştim...



İmamoğlu’nu görevden alması için kendisine yapılan baskılara dayandı Soylu...

Geçtiğimiz hafta sonu Cumhurbaşkanlığı – Sağlık Bakanlığı ve kendisinin ortak aldıkları kararı açıklayarak sokağa çıkma yasağı ilan etti...

Ama ertesi gün Cumhurbaşkanı “Sokağa çıkma yasağını iptal ettim” dedi...

Soylu, siyasi bir hakarete uğradığı halde yine sustu...

Görevden alınmadan bir daha istifa etmemekte kararlıydı çünkü...



En son, ana muhalefet partisi liderinin başarılı korumasını “kadrosuzluktan” emekli etmesi istendi...

Aynen istenileni yaptı...

Koray Aslan’ın emekli edildiği kararnamenin altında İçişleri Bakanı olarak Soylu’nun imzası var...

Ve Soylu yine susuyor...

BAHÇELİ Mİ KORUYOR?


Soylu’nun görevden alınarak kahraman olmak istediğini Erdoğan bilmiyor mu?..

Tabii ki biliyor...

Ve o nedenle sürekli istiskal etmeye devam edecek...

Soylu ise ne kadar istiskal edilirse edilsin istifa etmeyecek çünkü...

O artık; istifası Cumhurbaşkanı tarafından kabul edilmeyerek yeniden göreve döndürülen İçişleri Bakanı...

Bundan sonra istifa etmesinin getireceği ses, görevden alınmasının getireceği sesin yanında bebek yellenmesi kalır...

[caption id="attachment_185413" align="alignnone" width="652"] Devlet Bahçeli - Tayyip Erdoğan[/caption]



Bu arada aklımdayken...

Bahçeli’nin Soylu’yu koruduğu iddiaları tamamen “Aa cambaza bak” oyunları...

Bahçeli’nin Soylu’yu koruduğu falan yok...

Bahçeli, Soylu’nun ancak görevden alınırsa Erdoğan’ın itibarının zedeleneceğini biliyor...

Bunu bile bile Soylu’nun görevden alınmasını neden engellesin?..

Bahçeli’nin merkez sağda tek rakibi var: Erdoğan...

SOYLU’NUN STRATEJİSİ NE?..


Soylu ilk istifasında gördü ki...

Kendi inisiyatifiyle görevden ayrıldığında sokağa dökülen yüzbinler ve sosyal medyayı ayağa kaldıran milyonlar var...

Hele bir de görevden alınırsa...

Erdoğan o yükün altında çok zor kalkar...

Çünkü Erdoğan için “politika” demek “meydanlar ve medya” demek...



Yani canlarım...

Soylu için doğru strateji istifa değil...

Doğru strateji, Cumhurbaşkanı tarafından görevden alınmak...

Ve...

“Mağdur/kahraman” olmak...



Çok sıcak günlere doğru koşar adım gidiyoruz...

Çok ilginç ittifaklarla karşılaşacağız...

BAHÇELİ İSTEDİĞİNİ ALDI...


Bahçeli, Erdoğan’a yaklaşarak oyunu kazandı...

Önce, milli eğitim ve emniyette kadrolaşma imkanı buldu...

Sonra da Erdoğan’ın popülaritesini yok etti...



Bahçeli, Erdoğan’ı eleştiri sınırı ötesinde itham ederken Erdoğan’ın şahsi oyu yüzde 49.5 idi...

Bahçeli ile kol kola yürümeye başladıktan sonra Erdoğan’ın oyları yüzde 30’un altına indi...

Daha da inecek...

AKP içinde yalnız kalıncaya kadar inecek...

BAROLAR NEREDESİNİZ?..


“Suç nedir?” sorusunu sorduğunuzda TDK şu cevabı veriyor:

“Törelere, yasalara aykırı davranış...”.





Dünyanın hiçbir ulusal sözlüğünün suçu, “törelere aykırılık” olarak tanımlayabileceğine ihtimal vermiyorum...

Aksine...

Öyle töreler var ki (Namus cinayetleri, kan davaları) modern hukuk kanunlarının “suç” olarak tanımladığı eylemleri “ailenin namusu, şerefi” olarak tanımlıyor...



Ve canlarım...

TDK, buna rağmen törelere aykırı hareket etmenin “suç” olduğunu yazıyor sözlüğünde...

İşin kötüsü...

Tek bir BARO, bu ilkel tanıma itiraz etmiyor...

DU BAKALİ N’OLCEK?...


Torba Yasa teklifinden borçlanma operasyonu çıktı.

Neden borçlanacak hükümet?..

Kamu bankaları ucuz konut ve taşıt kredisi dağıtabilsin diye...



Yani...

Erdoğan yönetimi önce piyasanın kanını (TL) emecek...

Sonra da emdiği kanı (TL) müteahhitlere verecek...



İyi ama bu bir politika değil ki...

Bu sadece kötü bir partizanlık...

Ekonomiye bırakın yararı, daha çok zarar verecek bir partizanlık hem de...



Piyasalarda zaten TL yok...

Durgunluğun ve borç ödemelerindeki aksamanın temel sebebi nakit darlığı...

Hükümet piyasadan borçlanarak nakit darlığını, nakit darboğazına çevirecek...

Ve hem de...

Enflasyon oranından daha düşük faiz vererek...

İmkan var mı?..



Du bakali n’olcek?...