Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

İBB’nin teklifi dokuzuncu kez reddedildi

Sevgili KORKUSUZ okurları;

Bugün sizlere bu köşede, İstanbul’un çoğunluğunu mağdur eden bir meslek grubunu şikayet edeceğim.

Yazımı okurken mutlaka kendi yaşadığınız zulmü de hatırlayıp “aahhh!” çekeceğinizden eminim.

Böylesine büyük bir metropolde yaşamanın büyük sorumlulukları da beraberinde getirdiğini kabul edip işe başlanmalı.

Sözü, İstanbul’da yolcu taşımacılığı yapan, milyonlarca TL değerinde plakalara sahip sarı renkli taksicilere getireceğim.

Bu meslek sahiplerinden kimileri (Belki de tamamın yakını) ne yazık ki siyasete alet oluyorlar.

İstanbul’u yöneten Büyükşehir yeni Belediye Başkanı ve çalışma arkadaşları, yönettikleri kent halkının şehir içi ulaşımını rahatlatmak için, ellerinden gelen hatta gelmeyeni de yapmaya çalışıyorlar.

Ne var ki kısır siyasi hesaplaşmaların ihtirasına esir olmuş cumhur ittifakı üyeleri; başkan ve arkadaşlarına destek olmak yerine köstek oluyor, İstanbul halkı yararına yapılmak istenen bütün teklifleri ve çalışmaları engelliyorlar.



Amaçları, 25 yıl yönetip mezbelelik ve rant cenneti (Galiba cehennem demeliydim) haline getirdikleri dünyanın bu en güzel kentinin halkını mağdur edip, mağduriyetlerini de Büyükşehir belediyesini yöneten Millet İttifakı’na yükleyip siyasi rant sağlamak...

Yazılı ve görsel basından izleyebildiğim kadarıyla İBB Başkanı ve çalışma arkadaşları İstanbullunun çok büyük şikayet konusu olan taksicilere rakip olarak yeni bir “taksi birimi” kurmak istiyorlar.

Bunu düşünmeleri bile son derecede doğru, akıcı ve kamu yararına bir şey ama gelin görün ki Cumhur İttifakı Meclis üyeleri bu haklı, doğru ve insancıl icraata izin vermedikleri gibi diğer yandan da (Duyumlara göre) taksici esnafını İBB Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu’na karşı kışkırtıyorlar...

Oysa, yaşlı insanlar, güzel havada bile zor yürüyebilen hastalar bilhassa yağmurlu havalarda önlerinden gelip gelen taksiciler tarafından görmezden geliniyorlar.

Elleriyle “uzak uzak gideceğiz” işaretiyle taksicileri kasten yanıltmaya çalışan yaşlı ve hastalar ise sadece birkaç durak gideceklerini söylediklerinde:

“Arabayı teslime gidiyorum abla, teyze, amca” gibi yalanlarla o yağmur altında çaresiz bir şekilde bekletiliyorlar.



Bu durum İstanbullu ve “ballı” taksicilerin İstanbul halkına verdikleri fiziki mağduriyet.

Bir de ayrıca kaba saba, nobran, pis sakallı olanların ruhsal tacizleri var ki onları da yazmadan geçemeyeceğim.

Bir örnekle anlatmaya çalışayım.

Çok yakınım olan bir saygıdeğer büyüğüm elini “uzak uzak gideceğim” gibi sallayınca duran şoföre gideceği adresi bildirdiğinde, “arabayı teslime gidiyorum teyze” cevabını almış.

“Hadi oradan, gideceğim yol kısa diye vazgeçtin” deyince de taksicinin söyledikleri aynen şöyle olmuş:

“Kır dizini de evinde otur koca karı...”.

Bir başka büyüğüm ise bindiği bir taksiciyi radyoyu sonuna kadar açıp da Kuran dinlettiği için: “Çocuğum benim abdestim yok, saçım başım da açık. Bilseydim Kuran dinleteceğini hiç olmazsa başımı örterdim. Kapa şunu da beni bari günaha sokma” deyince azarı işittiği yetmiyormuş gibi taksici durmuş ve şöyle demiş; “İn aşağı be koca karı. Bu mübarek arabada kafirlere yer yok.”. Sonra da hükmünü koyuyor. “Yakında hepinizi yakacağız hepinizi”.

Memduh’a bu taksicilerin sınava tabi tutulup tutulmadıklarını sordum, “Bilmiyorum ama tutulduklarını da zannetmiyorum” dedi.

Halbuki AB ülkelerine ve ABD’ye seyahat edenler bilirler ki bir taksi sürücüsü, çalışacağı şehrin bütün sokaklarını (Elbette haritadan) bilemedikçe kendisine sürücü lisansı verilmez.

Biz ise İstanbul’da neredeyse bindiğimiz her arabada adresi bizzat tarif ediyoruz. Bu çok fena bir şey.



Aklıma getirmek bile istemiyorum ama kanaatim o ki bu İstanbul taksicileri (Hepsi değil tabii ki) adeta bizim gibi seküler İstanbullulardan ve İBB Belediye Başkanından intikam alıyorlar.

Bizim gibi yaşayan ve giyinen insanlardan adeta nefret ediyor gibiler. Bunu anlayamıyorum. Üzülüyorum, canım sıkılıyor. Bu güzelim kentte yaşayan annemizi, oğlumuzu, gelinimizi ve kardeşlerimizi görmek hatta sağlık sorunlarımızı çözmek için bile olsa; benden önceki dört kuşak aile büyüklerimin tamamının, benim ve kardeşlerimin de doğup büyüdüğü İstanbul’a gelmeye korkuyoruz.

Sadece bu taksi esnafına değil; 25 yıl sonra İstanbul şehrinin yönetimini CHP-İYİ Parti ortaklığına bırakmak zorunda kalan İstanbul Büyükşehir Meclisi’nin AKP ve MHP’li üyelerine sesleniyorum, bizden bu kadar çok nefret etmenizin sebebi ne Allah aşkına?

Eziyet ederek bizden intikam mı alıyorsunuz? Nefret duygularınızı mı tatmin ediyorsunuz?



İBB Başkanı ve arkadaşlarının İstanbullular için cefaya dönüşen bu taksi eksikliğine buldukları çözümü neden engelliyorsunuz?

İstanbullu sizi seçmemekle suç mu işledi yoksa demokratik tercih hakkını mı kullandı?

İBB’nin vermek istediği hizmetleri engelleyerek size oy veren milyonlarca İstanbulluyu da mağdur ettiğinizi görmüyor musunuz?

Lütfen yardımcı olun da İstanbul’un profesyonel taksi eksiği giderilsin. Bizler de İstanbul’umuza gittiğimizde yağmurlu çamurlu havalarda sokaklarda yağmur kar altında çile çekmeyelim.

Hem unutmayın ki sizler böyle yapıp, İBB’nin kamu yararına olan çalışmalarını engelledikçe, İstanbullular, İBB Başkanı ve çalışma arkadaşlarına daha çok bağlanacaklar, yapılacak 2024 seçimlerinde daha çok oy kullanacaklardır.

İncilay Samuray Bayraktaroğlu