Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Hüsmen mektubunda bakın neler diyor...

Mendu aga gene sapıttın...

Gene ep bizim partiye çakarsın... (“Bizim parti” dediği iktidar partisi...).

Belli ki sen iç Abdülkadir agayı okumazsın...

Oku onu, oku da gastecilik nası yapılırmış üüren be agacım...

İyi ki Abdülkadir aga var...

Ben er bi şeyi ondan üürenirim ani...

Da...

İçim raatlar...

Neden mi?..

Anlatayım be agacım...

Aga...

Ani sen ısrarla şu susak aazlı Amza (Kürşat’ın ilk adı Hamza imiş ya onu demek istiyor herhalde) için dersin ya “AKP Genel Başkan Yardımcısı Danışmanı” diye...

Bir kerem o üle diil...

O kızan bizim partili diil be agacım...

Ekmek musaf çarpsın diil...

Nerden mi bilirim...

Kızan kendi süledi be agacım...

Gastecilere anlattı...

Yemin billa etti...

O bunları süledi, Abdülkadir aga da bizim partinin genel merkezi çalışanlarıyla görüştü...

Bizim kızanlar Abdülkadir agaya:

 “Çürümüşlüün, kokuşmuşluun, pisliin dibinin dibi. Biz yeni Ümerler’i ararkene, Kürşat Ayvatoğlu’nu nereden bulduk be ya?’ diye özeleştiri yapçaaz” demişler...

Abdülkadir aga, konuyla ilgili en çok da sayın Cumurbaşkanımızın raatsız olduunu yazar...

Abdülkadir aga sayın Cumurbaşkanımız üzüldü diye nası da acı çeker nası da üzülür ani...

Adeta...

“Keşkeciime sayın Cumurbaşkanım üzülmeyeydi de ben üzüleydim be ya” avası akim yazılarında...

Aga be bilirim ki mualefet partileri ve mualif gasteciler buna inanmaacak...

Ama olsun be agacım, ben inanırım...

Çünkü...

Ben başta Sayın Genel Başkanımız olmak üzere bugüne kadar yalan söyleyen tek bi AKP’liye rastlamadım...

“Kürşat yalancı diil mi?..” diye sorduunu işitir gibiyim...

Kürşat’tan bize ne aga?..

Derim ya kızan “Ben AKP’li değilim” diye Kur’an üzerine yemin etti...

İnanmayım mı?..

Bilvesile selam eder ellerinden üperim agacım...

Üsmen Kapçıkaazlı...

CUMHURBAŞKANI FERAGAT EDECEK Mİ?


Az sonra okuyacağınız fıkra, Rahmi Turan’ın “Baba’dan Fıkralar” isimli kitabından...

“Baba” kim?..

Tabii ki eski Cumhurbaşkanı ve Başbakanlarımızdan Süleyman Demirel...

[caption id="attachment_6346057" align="alignnone" width="600"] Süleyman Demirel[/caption]



12 Eylül 1980’den önce, Çanakkale Şehitler Abidesi bekçisi, bir kahvehanede haberleri izlerken, Başbakan Süleyman Demirel ekranda görününce, Demirel için:

“Bir gün p.posuna kazık girecek” der.

Başbakan’a hakaretten zabıt tutulur, Demirel’in izni alınıp bekçi mahkemeye verilir.

Aradan zaman geçer.

12 Eylül darbesi olur.

Davada karar aşamasına gelindiği yolundaki tebligat Demirel’e bekçiyi hatırlatır.

Demirel “Adam haklı çıktı kardeşim” diyerek bir dilekçe yazıp davadan feragat eder...



Sayın Cumhurbaşkanı’nın şikâyeti üzerine...

Biri Ankara 36. Asliye Ceza...

Diğeriyse...

Muğla 3. Asliye Ceza olmak üzere...

Aleyhimde 2 ceza davası daha açıldı...



Elbette ne bekçinin dediğini dedim...

Ne de başka türlüsünü...

Dediğim şu:

“Cem Yılmaz’dan sonra en çok Erdoğan’a gülüyorum...”.



Bakalım sayın Cumhurbaşkanı bana ve 66000 kişiye açtığı davalardan feragat edecek mi?..

SELÇUK ÖZDAĞ HAKLI ÇIKTI...


Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ’ın bir sohbetimizde bana:

“Ak Parti milletvekiliyken her sabah evden çıkmadan önce eşime ‘Hanım, Allah bu gece de evimize temiz ve herhangi bir kirliliğe bulaşmadan dönmemi nasip etsin’ diye dua ederdim” dediğini daha önce bu köşede yazmıştım...

[caption id="attachment_6346058" align="alignnone" width="600"] Selçuk Özdağ[/caption]



Kimileri itiraz etmiş, Özdağ’ın bunları partiyi “karalama” amacıyla söylediğini iddia etmişti...

Ama görüldü ki...

Özdağ haklıymış...



Selçuk Özdağ’ı tanıyan herkes biliyor ki...

Temiz insandır...

Kirli, alavere dalavere işlerle asla ilgilenmez...

İlgilenenle de ilişkisini keser...

Ve...



O çamur deryasının içinden kirlenmeden çıkabilen AKP eski milletvekillerinden ve genel başkan yardımcılarından biridir...

BİLEN VARSA LÜTFEN HABER VERSİN...


Kulaktan dolma bilgiler uçuşuyor...

Kimileri ise sosyal medya üzerinden paylaşılıyor...

Canlarım...

Dedikodu o ki:

Büyük anne ve dedelerin...

Anne ve babaların...

Üçüncü kuşak evlatların...

Ve...

Dördüncü kuşak torunların çok ve aynı ölçüde sevdikleri Erkin Baba (Koray) hastalanmış...

Bu konuda kesin bilgi sahibi olanlar lütfen bizleri de bilgi sahibi yapsın...

[caption id="attachment_6346059" align="alignnone" width="600"] Erkin Koray[/caption]



Bu arada her ihtimale karşı yine:

Hacı anneciğim, Sevgilim, çocuklarımız ve ben Baba Erkin’e geçmiş olsun dileklerimizi sunuyoruz...

AMAN DİKKAT HÜLYA HANIM...


Bir zamanlar ne güzel bir hava durumu sunucumuz vardı...

TRT televizyonunun, havalardan daha soğuk hava durumu sunumundan sonra tanıdığımız Hülya Uğur’u:

Nasıl da sevmiştik milletçe...

“Havalar nasıl olursa olsun, sizin havanız iyi olsun” deyişi nasıl da ısıtırdı içimizi...

[caption id="attachment_6346060" align="alignnone" width="600"] Hülya Uğur[/caption]



Koronavirüs yakalamış Hülya Hanım’ı da...

Sevgilim ve ben, Hülya Hanım’a “Geçmiş olsun” dileklerimizi sunuyoruz...

GÜNÜN ÖZLÜ SÖZÜ


Nuran Yıldız bir yazısını şöyle bitiriyordu:

“İyi dostları olanlar, içine düştükleri ırmak ne kadar coşkun akarsa aksın akıntıya kapılmazlar.”



Bu cümle pirinç bir levhaya yazılmalı...

Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda, Erdoğan’ın bütün geçtiği mekanlara asılmalı...

[caption id="attachment_6346061" align="alignnone" width="600"] Nuran Yıldız[/caption]



Çünkü...

Türkiye’yi içinden bulunduğu bu faciadan...

Düşmanları değil...

Dostları çıkarabilir, ancak...