Korkusuz
Can Ataklı

Hudut namus değil mi yoksa?

MERAK ETTİĞİM ŞEYLER

Hudut namus değil mi yoksa?



İstanbul’da 6 genç “Hudut namustur” yazılı bir pankart hazırlamışlar.

Altına da “Öfkeli Genç Türkler” diye imza atmışlar.

Sonra bunu götürüp asmışlar.

Vay sen misin asan? Devletimiz hemen harekete geçmiş.

Polis seferber olmuş.

Sınırlarımızın çok önemli olduğunu “Hudut namustur” sloganı ile dile getiren gençler hemen gözaltına almış.

Hepsi yaka paça emniyete götürülmüşler.

Sorguları yapılmış.

Alelacele mahkemeye çıkarılmışlar.



Mahkeme “Siz” demiş gençlere, “Serbestsiniz ama asla yurt dışına çıkamazsınız, çünkü hakkınızda halkı kin ve düşmanlığa sevk ettiğiniz için dava açılacak.”

Neden?

Anladığım kadarıyla devletimizi yönetenler sınırlarımızın namus olmadığını düşünüyor.

Daha doğrusu hudutlarımızın (sınırlarımızın) namusumuz olduğunu söylemeyi, halkı kin ve nefrete sürükleyen kışkırtıcı bir suç olarak görüyorlar.

Mahkeme yani yargı da aynı kanıda...

Böylelikle hudutlarımızın namusumuz olmadığı, devletin en yetkili organları tarafından teyit edilmiş oluyor.

Bize de “Hayırlı olsun” demekten başka çare kalmıyor.

Hudutlarımızın namusumuz olmadığına inanan bir başka grup genç de “Provokatörlük namussuzluktur” diye pankart hazırlayıp altına da “Vicdanlı Genç Türkler” imzası atarak asmışlar sokaklara.

Peki polisimiz ve yargımız ne yapmış?

Hiçbir şey.

Nasıl yapsın?

Gerçi kim oldukları konusunda “Vicdanlı Genç Türkler” ibaresinden başka bir şey bilmiyoruz bizler ama polis mutlaka biliyordur.

Çok belli ki, bu pankartı asanlar iktidarın adamları.

Nasıl dokunsunlar onlara?

Ayrıca zaten muhtemelen o pankartların asılması için yardımcı bile olmuşlardır.

Hudutlarımızın namusumuz olduğunu söyleyince kimler tahrik oluyor bilemiyorum.

Siz biliyor musunuz?

Türkiye’nin çivisini iyice çıkardılar.

Şu hale bakar mısınız, dünyanın en gerici, en ilkel, en kanlı, en vahşi katiller ordusunu savunmak için nasıl da çırpınıyorlar.

Bu ülkenin bütün değerleri ayaklar altına alındı.

Çoğu yok edildi.

Ama bitmiyor kin ve nefret.

Sınırlarımızı da namusumuz olarak kabul etmeyeceksek, edemeyeceksek ve bunu savunanlara terörist, hain, provokatör diyeceksek vay halimize ki ne vay.

 

HOŞUMA GİDEN ŞEYLER

CHP, o pankartı anında sahiplendi


Gençlerin “Hudut namustur” pankartına devletin bütün gücüyle çullanması CHP’yi harekete geçirdi.

Hatta öyle ki, belki pek çok kişiyi şaşırtacak biçimde eylem bile yaptı CHP.

Üzerinde “Sınır namustur” yazan dev bir pankart, CHP Genel Merkezi binasına yukarıdan aşağıya asıldı.

Pankartta CHP Genel Bakanı Kemal Kılıçdaroğlu imzası var.

Polis ben bu yazıyı yazdığım ana kadar CHP Genel Merkezi’ni basıp o pankartı indirmemişti.

Ama yapmış da olabilir siz bunu okuyana kadar.

Çünkü belli ki bu tür milli çıkışlar iktidarda ciddi rahatsızlık yaratıyor.

Savcılar mutlaka soruşturma açacaklardır.

Zaten açmazlarsa diğer gençleri yargılamaları mümkün olmaz.

CHP’yi bu cesaretli eyleminden ötürü kutlamak isterim.

YENİ ÖĞRENDİM

Sel felaketi ile ilgili 50’den fazla yetkiliye suç duyurusu


Her zamanki gibi yine Halkın Kurtuluş Partisi harekete geçti.

Karadeniz’de yaşanan ve ihmaller nedeniyle faciaya dönen sel felaketi ile ilgili suç duyurusunda bulundu.

Toplamda 50 kişiyi geçiyor hakkında suç duyurusu yapılan kişiler.



HKP avukatları hem mevcut cumhurbaşkanı hem eskisi ile ilgili olduğu, eski başbakan ve bakanlar hakkında, “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi”, “kasten yaralamanın ihmali davranışla işlenmesi”, “genel güvenliğin taksirle tehlikeye sokulması”, “görevi kötüye kullanma” ve “kamu görevlisinin suçu bildirmemesi” suçlarını işlediklerini belirterek İnebolu ve Sinop Cumhuriyet Başsavcılıklarına suç duyurusunda bulundu.

Dilekçede AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 20 Mayıs 2014’de Twitter’da yazdığı, “Bu ülkenin başbakanı olarak açıkça ifade ediyorum ki, Dicle’nin kenarında kurdun kaptığı bir koyun bile benim mesuliyetim altındadır” sözleri hatırlatılan dilekçede, “Erdoğan ve diğer kamu görevlileri, sel sularının kaptığı onlarca insanımızın yaşamlarını kaybetmesinden de sorumludurlar” denildi.

SUÇ DUYURUSU YAPILAN KİŞİLER

2- Abdullah Gül (Eski Cumhurbaşkanı)

3- Ahmet DAVUTOĞLU (Eski Başbakan)

4- Binali YILDIRIM (Eski Başbakan)

5- Abdülkadir AKSU (İçişleri Eski Bakanı)

6- Osman GÜNEŞ (İçişleri Eski Bakanı)

7- Beşir ATALAY (İçişleri Eski Bakanı)

8- İdris Naim ŞAHİN (İçişleri Eski Bakanı)

9- Muammer GÜLER (İçişleri Eski Bakanı)

10- Efkan ALA (İçişleri Eski Bakanı)

11- Sebahattin ÖZTÜRK (İçişleri Eski Bakanı)

12- Selami ALTINOK (İçişleri Eski Bakanı)

13- Süleyman SOYLU (İçişleri Bakanı)

14- Sami GÜÇLÜ (Tarım ve Köyişleri Eski Bakanı)

15- Mehdi EKER (Tarım ve Köyişleri eski Bakanı)

16- İmdat SÜTLÜOĞLU (Çevre eski Bakanı)

17- Kürşat TÜZMEN (Çevre eski Bakanı)

18- Veysi EROĞLU (Çevre ve Orman eski Bakanı)

19- Osman PEPE (Çevre ve Orman eski Bakanı)

20- Bekir PAKDEMİRLİ (Tarım ve Orman Bakanı)

21- Zeki ERGEZEN (Bayındırlık ve İskan eski Bakanı)

22- Faruk Nafiz ÖZAK (Bayındırlık ve İskan eski Bakanı)

23- Mustafa DEMİR (Bayındırlık ve İskan eski Bakanı)

24- Erdoğan BAYRAKTAR (Çevre ve Şehircilik eski Bakanı)

 25- İdris GÜLLÜCE (Çevre ve Şehircilik eski Bakanı)

 26- Fatma Güldemet SARI (Çevre ve Şehircilik eski Bakanı)

 27- Mehmet ÖZHASEKİ (Çevre ve Şehircilik eski Bakanı)

 28- Murat KURUM (Çevre ve Şehircilik Bakanı)

 29- Adil KARAİSMAİLOĞLU (Ulaştırma ve Altyapı Bakanı)

 30- Zeki ŞANAL (Sinop eski Valisi)

 31- Mustafa Hakan GÜVENÇER (Sinop eski Valisi)

 32- Yavuz Selim KÖŞGER (Sinop eski Valisi)

 33- Hasan İPEK (Sinop eski Valisi)

 34- Köksel ŞAKALAR (Sinop eski Valisi)

 35- Erol KARAÖMEROĞLU (Sinop Valisi)

 36- H. Volkan KÖKSAL (Sinop/Ayancık eski Kaymakamı)

 37- Mustafa HOTMAN (Sinop/Ayancık eski Kaymakamı)

 38- Gülishan YİĞİT (Sinop/Ayancık eski Kaymakamı)

 39- Suat YILDIZ (Sinop/Ayancık eski Kaymakamı)

 40- Adem KELEŞ (Sinop/Ayancık eski Kaymakamı)

 41- Abdullah Seçkin KOÇAK (Sinop/Ayancık eski Kaymakamı)

 42- İsmail PENDİK (Sinop/Ayancık Kaymakamı)

 43- Ayhan ERGÜN (Sinop/Ayancık eski Belediye Başkanı)

 44- Aslan ÖZDEMİR (Sinop/Ayancık eski Belediye Başkanı)

 45- Hayrettin KAYA (Sinop/Ayancık Belediye Başkanı)

 46- 17 Aralık 2016-14 Eylül 2018 Dönemi Ayancık Orman İşletme Müdürlüğü ve yetkilileri

 47- Suça ihmal veya icrai eylemleriyle katıldığı tespit edilecek diğer şüpheliler

OKURDAN MESAJ

Sadece size değil, hepimize hakaret var


Bu köşede dün alışılmışın dışında sadece tek yazı vardı.

Bunu özellikle yaptım.

Sayfada başka yazılar vardı hatta her şey bitmişti bile.

MHP’den gelen seviyesi çok düşük, dili bozuk açıklamayı görünce “Buna karşı bir şey söylemeliyim ve bu da kayda geçmeli” diye düşündüm.

Sonra da grubun Genel Yayın Müdürü Metin Yılmaz’a “Bugün sadece bu yazıyı koysak olur mu, herkesin dikkatini çekmeli” dedim.

Onun izni üzerine dünkü köşede sizlere sadece MHP’ye cevap yazısını sundum.

Sizlerden çok güzel mesajlar geldi, hepsi için teşekkür ederim.

Bu mesajlar bana güç ve cesaret verirken bazı okurlarım, “Aslında sizin üzerinizden muhalif olan hepimize bu ağır hakaretleri yapmışlar” diyordu.

Bir okurum, “Size azınlıkta kaldığınızı söylüyorlar” dedikten sonra eklemiş; “Azınlık ha! Kim azınlık yakında görecekler.”

“Aman dikkat, tek başınıza gezmeyin, önleminizi alın, bunlar pusu kültürünü çok iyi bilir” diye uyaranların sayısını ise toplayamadım açıkçası.

Herkese binlerce teşekkür...

ÇOK GÜLDÜM

İlahi Melih, durup dururken çok güldürdün


Taliban’ın Afganistan’a tamamen hakim olması bizde bir siyasal İslamcıları bir de eski ahmak solcuları sevindirdi.

İki kesim “Taliban’ın Amerikan emperyalizmini alt ettiği” görüşünde birleşiyor.

Oysa Taliban’ı kuran, besleyen, geliştiren ve dünyanın başına bela eden zaten Amerika...

Şimdi o Amerika, Orta Asya’da yeni bir hinlik peşinde olduğu için Taliban’la anlaşıp Afgan halkını sattı.

Saray iktidarı Taliban’a çok olumlu baktığı için elbette saray medyası da harekete geçti.

Taliban’ın sözcüsü “Dünyada ilk kez!” Türkiye’de A Haber’e konuştu.

Saray yazarlarından Melih Altınok da A Haber’in büyük başarısını! övmüş önceki günkü köşesinde.

Sabah sabah pek güldüm Melih’in yazısına.

Başta CNN International olmak üzere bütün dünya televizyon devlerinin peşinde koştuğu! Suhail Shaheen’i bir tek A Haber’in ekrana getirmesinin büyük bir gazetecilik olduğunu yazmış.

(Bu arada Melih, evladım, daha önce de yazdım, bu adamın adı Süheyl Şahin, niye İngilizce telaffuzuna göre yazılışını kullanıyorsun?)

Melih Altınok A Haber’e güzelleme yaptıktan sonra bazı gazetecilerin bunu eleştirdiğini belirterek, “Gelin görün ki A Haber’in bu takdir edilesi gazetecilik refleksini sanki bir ayıpmış, suçmuş gibi değerlendirenler var. A Haber, Taliban’a nasıl söz hakkı verirmiş. A Haber ne yapmaya çalışıyormuş” dedikten sonra ne yazmış biliyor musunuz?

“Gazetecilik yapıyor olmasın?”

Yok artık Melih.

Bu kadar saf olamazsın.

A haber’in haber yaptığı ne zaman görülmüş ki?

Soruları ellerine vermeden soramadıklarını bilmiyor musun?

Tamam işte, sarayın talimatı ve organizasyonu ile Taliban sözcüsünü ekrana çıkarmışlar.

Bırak işte, kalsın orada, ne kurcalıyorsun?