Korkusuz

HEYKEL

HEYKEL
Suruç Belediyesi tankı durduran Erdoğan heykeli yaptırdı.

Tayyip Bey heykeli görse “Cumnhurbaşkanı’na hakaretten dava” açtırır...

Daha kötü heykel zor yapılır...

★★★

Diyarbakır Belediyesi geri kalır mı?

Devasa bir karpuzu kesip içine toraman bir çocuğu yerleştirdiler.

Heykel değil korku filmiydi. Bir daha karpuz yiyemezsin.

O denli berbat...

★★★

Ama hitlerden birini söylüyorum... Sıkı durun...

Amasya Belediyesi bir şehzade heykeli yaptı...

Hani şehzadeler şehri ya...

Tuttular şehzadenin eline cep telefonu verip selfie çektirdiler.

Aklını oynatırsın...

★★★

Bazlama heykeli... Dev köfte heykeli...

Kayısıya benzemeyen kayısı heykeli...

Sakarya’da kabak heykeli bile var... Şehrin göbeğinde...

İsot heykelini görmeye içiniz elvermez...

★★★

Kemalyeri dergisinin bir paneli için 2 gündür Eskişehir’deyim.

Başkan Yılmaz Büyükerşen hoca 2 gün bizi bırakmadı.

Şehrin küçük bir bölümünü gezdirdi.

Eskişehir’in nasıl kuzey Avrupa ülkesi olduğunu görmüşsünüz.

Ben orasında değilim.

Yılmaz Hoca bize bir müzeler turu attırdı.

Kurtuluş Savaşı müzesi... Ağlamadan çıkana helal olsun...

Bir Modern müze... (İş insanı Erol Tabanca yapmış)

Odunpazarı’na odundan nasıl bir sanat eseri yapılır... Ağzınız açık geziyorsunuz.

Ama asıl etkilendiğim yer Balmumu Heykel müzesi oldu.

Daha önce ekrandan görmüştük.

Ama yakından inceleyince büyüleniyorsunuz.

Zeki Müren’in milimetrik sürülmüş rimeli... Vehbi Koç’un yüzünde artan kırışıklıkların tamamı nasıl yapılmış...

Ya o gözler?

Sanki canlı gibi senin elini sıkacakmış gibi duran heykeller.

Rahmetli Bekir Coşkun ağabeyi görünce boynuna sarılacaktım nerdeyse...

Ve Atatürk...

Tartışmaya en müsait olan heykeli Yılmaz Hoca o denli başarıyla kotarmış ki...

Atamızı bir kez daha tanıyorsunuz... Yakından...

Siyasiler... Cumhurbaşkanları... Gazeteciler...

Büyülü bir saat geçiriyorsunuz.

★★★

Sonra müzeden çıktık.

Hoca bitmeyen ve bizi pestile çeviren enerjisiyle anlatmayı sürdürüyor.

Tek bir balmumu heykel için 5.000 adet saç ekiliyormuş.

Düşünün artık gerisini...

Ölçüleriniz alınıyor... Milim milim... Kalıbınız alınıyor... Her açıdan fotoğraflarınız çekiliyor.

Allahım... Acayip bir emek...

★★★

Ama çıkan sonuç... İşte bu...

Genelkurmay hocadan heykel istiyor... Yurt dışından sırada olanlar var...

Eskişehir’de bir heykel şehir yaratmış hoca...

Sonra otele geçince kendi kendime sordum.

Yılmaz Büyükerşen’in yaptığı şeyi diğer belediyeler neden yapamıyor.

Nasıl oluyorda bir iktisat Hocası o kadar işinin arasında bu müthiş heykelleri kotarıyor...

Ankara neden dinazorlara gömülüyor?

★★★

Çünkü sanat ihale usulüyle yapılacak bir şey değildir...

Sanat gençliğinizden çocukluğunuzdan beri içinize işleyecek.

Rönesansı hatmedeceksiniz.

İnsanlığın yüzlerce yıllık sanat birikimini harf harf özümseyeceksiniz.

Sanatsal bir gözünüz olacak...

Ruhunuz onunla zenginleşecek...

★★★

Yılmaz Hoca akademide öğrenciyken Turgut Özakman’ın bir oyununu sahneleyebilmek için bir tiyatro kurmaya karar vermiş...

E paraları yok...

Napacaklar...

Başta Yılmaz Hoca ve gönüllü diğer öğrenciler kanlarını satmışlar...

Evet kanlarını...

Hepsi yatmış sedyeye ve ünite ünite kan satıp tiyatro kurmuşlar...

★★★

Yani bugün Eskişehir’e gittiğinizde soluduğunuz o sanat havasında...

Şimdi Belediye Başkanı olan o zamanın bir gencinin kanı vardır...

★★★

Ucube heykellerin belediye başkanlarının kan vermesine gerek yok...

Zaten o işlerin devri çoktan geçti...

Sadece biraz kafa çalıştırıp biraz da ter döksünler yeter...

Takıldıkları yerde ağabeyleri olarak Yılmaz Büyükerşen orada duruyor...

Onlara yol gösterecektir...