Korkusuz

Her şeyi açıklıyor

Her şeyi açıklıyor
Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu; 23 Nisan’da A Haber, TRT, CNN Türk ortak yayınında konuştu. Kavcıoğlu, muhalefetin “128 milyar dolar nerede?” sorusuyla ilgili olarak bakın ne dedi:

“Bakın son yıllarda jeopolitik riskler dediğimiz noktada Türkiye artık kendini kabul ettirmiş bir dış politika izliyor. Dolaysıyla bunların Doğu Akdeniz olsun, Libya, Irak, Suriye politikaları olsun farklı şekilde eleştirilse de bugün Türkiye oralarda hem sahada hem masada gücü ile olan bir ülke. Burada o sahalarda oluşunun arkasında güçlü bir ekonomi, güçlü bir iktidar ve milletin olduğunu sakın unutmayalım. Dolayısıyla Türkiye artık dış politikasında göz ardı edilen veya istenildiği şekilde evrilebilen ülke değildir. Çeşitli sorunlarımız olabilir bu sorunlar bugüne kadar olmuştur ve bunun bedeli de bir şekilde ekonomik olarak üzerimizde denenmiştir ama Türkiye 2018’de 2019’da 2020’de bunların üstesinden gelmiştir.

Bunların üstesinden gelirken bugün rezerv tartışmaları çıktığı noktada ‘ya bunu niye böyle yaptınız’ ya da ‘bunu niye buna verdiniz’ gibi soruların arka planına bakmak lazım. Dolaysıyla Türkiye burada ekonomik olarak rezervleriyle, merkez bankasıyla ve kurumlarıyla güçlü olmazsa siz dışarda o sahalarda o hareketleri yapamazsınız. O SİHA’lar o İHA’lar parasız uçmuyor. Askerler oralara bedava gitmiyor. Ve o gücümüzü bu ekonomik gücümüzle beraber oralara kadar taşıyorsunuz ve orada sürdürüyorsunuz”.

Merkez Bankası Başkanı değil de sanki Dışişleri ya da Savunma Bakanı konuşuyor.

Her nedense bu sözler hiç kimsenin ilgisini çekmedi.

Oysa bu sözler AKP iktidarının dış politikasının son on yılını özetliyor.

Hem de beni doğrular biçimde.

Yıllardır ben “Türkiye’de yaşanan tüm iç sorunların en büyük nedenin dış politika olduğunu” anlatmaya çalışıyorum.

Şimdi “paranın patronu” kimliğiyle Sayın Kavcıoğlu paraların yani 128 milyar doların nerelere harcandığını anlatıyor:

“Doğu Akdeniz, Suriye, Irak, Libya, İHA’lar, SİHA’lar, dışarıya gönderilen askerler...”

Hepsi de ideolojik dış politikanın karmaşık amaçları için.

Arap medyasında bunlarla ilgili her gün bir çok haber, yorum ve program yapılıyor.

Biraz detay:

Ankara; Suriye’de 15 bin kadar asker bulunduruyor, kendisinin kurdurduğu Suriye Milli Ordusu mensubu 50-60 bin militana maaş veriyor ve bunların tüm gereksinimlerini karşılıyor.

Libya’da durum bundan farklı değil.

Herkesin karıştırmaya devam ettiği Somali’de Ankara kendine yakın gördüğü grupları destekliyor ve binlerce Somalili genci Türkiye’de okutuyor ve her alanda eğitiyor.

Benzer durum Tunuslu İslamcı Nahda partisi için de geçerli.

Yakında orası da karışacak.

Tıpkı Cezayir’de olduğu gibi. Orada da Ankara kendine yakın grupları destekliyor ve Cezayir’le Fas arasındaki kavgada Fas’tan yana tavır alarak İHA ve SİHA’larını gönderiyor.

Arap medyasında hikaye çok.

Ankara; Yemen’de, Lübnan’da, Ürdün’de, Eritre’de, Cibuti’de ve diğer Arap ülkelerinde kendine yakın Müslüman Kardeşlere legal ve illegal olarak yardım ediyor.

Korona öncesinde dünyanın her tarafından İslamcıların davet edildiği toplantılar İstanbul’da yapılır, katılımcılara AKP propagandası yapılır ve ceplerine harçlık koyarak ülkelerine gönderilirdi.

Mısır ise ayrı bir örnek.

Haziran 2013’de Müslüman Kardeşleri deviren Sisi darbesinden sonra yaklaşık sekiz bin Mursi yandaşı kaçıp İstanbul’a geldi.

Yine Arap medyasına göre gazete, radyo, televizyon ve türlü türlü ticari şirket kuran bu insanların tüm ihtiyaçlarını Türkiye karşılıyor.

Ankara’nın tüm bu dış harcamalarında ve genel olarak döviz açığının kapanmasında Katar’ın katkısı nedir bilinmez ama AKP iktidarının ideolojik eksenli dış politikasının maliyetini hesaplamak anlaşılan Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu’na kalmış.

Muhalefetin anlatması gerekeni Kavcıoğlu açıklamış.

Başkası da bir gün sürekli artırılan örtülü ödeneğin neden ve nasıl harcandığını anlatabilir.

AKP iktidarının anlatılacak çok hikayesi var.

Yakın zamana kadar FETÖ’ya “ilanı aşk” edenler sonra da Erdoğan’a yandaşlık yapanların söylem ve eylemi arşivlerde duruyor ama kimin umurunda.

Tam tersine hepsi de kıymete binmiş.

Son örnek son bakan.

Devletin âli insanlarıyla fotoğraf çektirip sonra da milyarlarca dolarla yurt dışına kaçanlar ayrı bir hikaye.

Sayın Kavcıoğlu nerden bilsin adamları!27