Korkusuz

Halkın en büyük korkusu...

Halkın en büyük korkusu...
Geride bıraktığımız hafta sonunu Halk TV yorumcusu İsmail Saymaz’la birlikte Almanya’da geçirdik. Yazar dostumuz Ersin Bilge’nin koordinatörlüğünde gerçekleşen üç ayrı panel için gittiğimiz Almanya’da 5 kenti görme fırsatımız oldu. Duisburg Hamborn, Marl ve Bochum Cemevleri’nde düzenlenen panellere katılan yaklaşık 750 kişiyle Türkiye’deki gelişmeler üzerine fikir alışverişi yaptık.

Almanya’dan döndükten sonra izlenimlerimi yazma fırsatı bulamadım. Zira; Türkiye’nin gündemi an be an değiştiği için, notlarım masanın üzerinde kaldı. Ancak izlenimlerime yer vereceğim yazımın başlığı hazırdı: “Alman halkının büyük korkusu...’’

TÜRKLERİN KORKUSU...

Bu yazıyı yazmak ve Almanya izlenimlerimi sizlere aktarmak için bilgisayar başına oturduğumda ise KORKUSUZ’un internet sitesinde yayımlanan bir haber önüme düştü. Haber, tam da benim ele alacağım konuyu işliyordu. Ancak haberin öznesi Almanlar değil, Türklerdi. Özlem Ermiş Beyhanimzalı haberde, “Türk halkının yüzde 75’i, elektrik ve doğalgaz faturalarını ödeyemeyecek duruma düşmekten korkuyor’’ bilgisine yer veriliyordu.

IPSOS Araştırma’nın verilerine dayandırılan haberde, “Türk halkı 11 ülke halkı arasında, her konuda en yoğun endişeyi yaşayan halk olarak öne çıkıyor’’ yorumu da yer alıyordu.



GELECEK KAYGISI ARTIYOR

Bu haberi okuyunca, Almanya’da yaşayan Türklerle yaptığımız sohbetler geldi aklıma. Bu yüzden yazının içeriğini değiştirerek Türk ve Alman halkının yaşadığı iki korkuyu karşılaştırdım.

Türklerin “her endişeyi en yoğun yaşayan halk’’ kategorisine girmesi hayli üzücü bir durum... Demek ki; halkımız geleceğe yoğun bir endişe ile bakıyor.

Alman halkında da endişe yok değil... Ancak onların endişeleri bambaşka... Almanlar nelerden mi endişe duyuyor?

Şu an tek korkuları...


Almanya’da sohbet ettiğimiz çok sayıda yurttaşımıza “Almanların gündemi ne?” diye sordum. Ayrı günlerde ve ayrı mekanlarda sohbet ettiğimiz Türkler neredeyse ağız birliği etmişçesine, “Almanya’da şu an tek gündem, kaloriferlerin yanıp yanmayacağı... Almanların en büyük korkusu, kaloriferlerin yanmaması ve doğalgazın kesilmesi’’ dedi.

ALMANLARIN HÜKÜMETTEN BEKLENTİSİ...

Almanlar, Rusya-Ukrayna savaşı sonrası Rusya’nın doğalgazı kesme ihtimali karşısında büyük bir paniğe kapılmış ve bu konu ülkenin “neredeyse’’ tek gündemi haline gelmiş... Bu yüzden, daha önce kapatılması düşünülen termik santrallerin faaliyete devam etmesi yönünde alınan karar büyük destek bulmuş. Alman halkı hükümete, “Bizi sakın soğukta ve karanlıkta bırakmayın’’ diyormuş. Yapılan kamuoyu araştırmalarında da bu sonuçlar çıkıyormuş.

ALMANYA BİZİ KISKANIYORMUŞ...

AKP iktidarı sözcüleri, “Almanya bizi kıskanıyor’’ diye içi boş söylemlerle günü kurtarırken, iki halkın yaşadığı korkular bile bambaşka bir dünyada yaşadığımızı gösteriyor. Almanya’da hiç kimse “Faturamı ödeyemeyeceğim’’ korkusu yaşamıyor. Türk halkının yüzde 75’i ise önümüzdeki aylarda faturasını ödeyemeyecek duruma düşmekten korkuyor.

Bu basit örnek bile 2022 yılında yaşıyor olmamıza rağmen, nasıl bir girdabın içinde olduğumuzu gösteriyor.

“Raflar boşmuş’’ deyince kahkaha atıyorlar...


Üç günlük Almanya gezimiz süresince katıldığımız panellerde, “Almanya’da market raflarının boş olduğu söyleniyor” deyince, salonda kahkaha tufanı kopuyordu. Almanya’da yaşayan Türkler, panel sonrası yaptığımız ikili sohbetlerde ise bu kahkahaların sebebini şöyle açıklıyordu:

“Almanya’da da Avrupa’nın başka kentlerinde de herhangi bir gıda tedarik sıkıntısı yok. AKP sözcüleri bu sözleri söyleyince biz bunları gülerek izliyoruz. Rusya-Ukrayna savaşı başladığında bir iki gün ayçiçek yağı sorunu yaşandı. O da hemen çözüldü. AKP bu yalanı nasıl rahatça söylüyor. Onlara oy veren binlerce Türk var Avrupa’da... Kendi seçmenleri böyle bir sıkıntının olmadığını zaten görüyor.”

AKP kuşkusuz ki; Türkiye’de yaşayan seçmeni etkilemek için bu yalanı piyasaya sürüyor. Ancak yalanın perdesi yırtılınca, gerçek ortaya çıkıyor.



SÜTE GELEN ZAM ŞAŞIRTTI

Tabii yukarıdaki tespitler, Almanya’da hiçbir sorun olmadığı anlamına gelmiyor. Bizim Almanya’ya indiğimiz gün, sütün litresi 45 centten 80 cente çıktı. Bu da büyük tepki çekti. Ancak buna rağmen, yapılan fiyat artışı halkın yaşamını çok fazla etkilemiyor. Çünkü sütün litresi 1 euro bile değil... Süt Türkiye’de ise 1 euronun üstünde bir fiyata, 18 TL’ye satılıyor. İki halkın aylık gelirleri kıyaslandığında Türk halkının nasıl bir yoksulluğa mahkum edildiği daha net görülüyor.

AÇEV’den açıklama


Anne ve Çocuk Vakfı, önceki yazımda yer alan bir ifade üzerine kısa bir “bilgilendirme notu’’ yolladı.

Açıklama şöyle:

Yazınızda, ‘Türkiye’de 0-6 Yaş Çocuğun Durumu’ araştırmasında yer alan verilerle birlikte, “AÇEV, dolaştıkları yoksul mahallelerde yaşayan birçok çocuğa, ‘gelişim bozukluğu’ ve ‘öğrenim güçlüğü’ tanısı koyuyor” ifadelerine yer verilmiştir. Ancak söz konusu veriler Hacettepe Üniversitesi’nin 2013 tarihli ‘Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması’na aittir. AÇEV de verilere bu kaynaktan ulaşmıştır.