Korkusuz

Günün sorusu: Nelerden gocunmalıyız?..

Günün sorusu: Nelerden gocunmalıyız?..
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin şaplaklarla dolu bir Meclis grup toplantısını daha geride bıraktık!..

Devlet Bahçeli’nin konuşmasında  hedef aldığı yerlerden biri  de İYİ Parti ve lideri Meral Akşener’di. Bahçeli, Akşener’e “İP’likçi başı” dedi. Bahçeli, Akşener’in  MHP için kullandığı ‘küçük ortak’ nitelendirmesine de “Bu zavallı sürekli bize küçük ortak diyor.  Biz küçük ortaklıktan gocunmuyoruz. Kaldı ki milletvekili sayımızın da 48 olduğunun bilincindeyiz. Büyüklüğün Allah’a mahsus olduğu inancındayız” diyerek cevap verdi. Hızını alamayan MHP Genel Başkanı Bahçeli, tepkisini “Biz küçük olmasına küçüğüz, ancak Rabbim hiçbir partiyi zilletin küsuratı yapmasın, böylesi bir alçalmayı hiç kimseye nasip etmesin” ifadeleriyle sürdürdü.

Devlet Bahçeli’nin, Meral Akşener’e biriktirdiği kini anlamamak için Hakan Ural olmak gerekir!..

MHP’nin milletvekili sayısının nasıl 48’e indirildiğine dair derin siyasi analizlere girmeyeceğim. Bahçeli’nin yıllar öncesinde Tayyip Erdoğan’a savurduğu hakaretler ve AKP iktidarına yönelttiği sert eleştiriler, Yüce Divan’a göndermeler vs. de bu yazının konusu değil...

“Biz küçük ortaklıktan gocunmuyoruz”...

Herhalde, bugün, Bakanlar Kurulu toplantısından çıkan yeni pandemi önlemleri kadar Bahçeli’nin bu sözleri siyaset gündeminin tartışma konularından biri olacak. Acaba gaf mı?.. Sanmıyorum... Devlet Bahçeli’nin  tüm konuşmaları itina ile hazırlanır ve önüne konulur. O konuşmaların hepsinde derin tecrübeli bürokrasi izleri vardır. Üstelik, siyaset biliminin tüm kavramlarının alt üst olduğu bir Türkiye’de o sözleri siyaset literatürü açısından tartışmak da bana oldukça anlamsız geliyor. Şimdi bu satırlara itiraz edeceklere sorarım; siyaset bilimini anlatan kitapları açıp, tanımlara dikkatle bakın. Türkiye’de sağ, sağ mı?.. Sol, sol mu?.. Merkez, merkez mi?.. İslamcı, İslamcı mı?.. Liberal, liberal mı?.. Muhafazakar, muhafazakar mı?.. Milliyetçi, milliyetçi mi?.. Üstelik, damat Berat Albayrak bile demedi mi; “At izi it izine karışmış” diye!..

Her şeyin yerli yerinde olduğu bir ortamda bir siyasi parti liderinin çıkıp da iktidarın küçük ortaklığı ile övünmesi elbette o parti tabanı için büyük bir talihsizliktir. İçinde bulundukları açmazların ve yetersizliklerin  acı itirafıdır.  Moralsizlik kaynağıdır, geleceğe hedef koyamamak, tek başına iktidar olma hedeflerinin hiç olmadığı ve asla olmayacağının itirafıdır. Bu, MHP gibi bir parti içinde ideolojinin terk edilişidir. Hele, Türklük, Türkçülük, Türk milliyetçiliği iddiasında olan bir parti için de  acı bir dibe vuruşun ilanıdır...

“Biz küçük ortaklıktan gocunmuyoruz”...

Farklı bir açıdan da değerlendirmeye çalışacağım. Konuşmayı, Meral Akşener’i hedef alan sözlerin bütünlüğü içinde incelediğimde, İYİ Parti’nin  başına daha çok büyük çorapların örülmeye çalışılacağını tahmin edebiliyorum.

Türkiye’de siyaset oyununun senaryoları, TBMM’nin yüce çatısı altında yazılmıyor!..

Bakalım... İYİ Parti lideri Meral Akşener, yeni hamleler karşısında nasıl bir tavır sergileyecek?..

★★★

YENİÇAĞ gazetesinde Ankara temsilciliği ve köşe yazarlığı yaptığım yıllarda, bir dönem, ülkücü camianın fikir önderlerinden yazar Alper Aksoy ile mesai arkadaşlığı yaptım. Alper Aksoy, düşüncelerini hiç çekinmeden söyleyen ve yazan çok değerli bir fikir insanıdır, iyi ve samimi ülkücüdür. Alper Aksoy’un dün sosyal medyada paylaştığı şu yazı üzerine ülkücü camianın şapkayı önüne koyup  derin derin düşünmesi gerekir. O yazı:

-”Ülkücülük, yüksek derecede Türklük şuuruna sahip olmaktır” diye tanımlamıştı Rahmetli Türkeş.

Ama 1977’den başlamak üzere “Yüksek derecede Türklük şuuru” unutuldu bunun yerini başka şuurlar almaya başladı.

İşte size bazı örnekler:

1. Ülkücülük yüksek derecede Menzil tarikatı şuuruna sahip olup Türklüğü geriye itmek.

2. Ülkücülük yüksek derecede Necip Fazıl’ın “Büyük Doğu” şuuruna sahip olup Türklüğün adını anmamak.

3. Ülkücülük yüksek derecede Fetö şuuruna sahip olup Türklüğü geriye itmek.

4. Ülkücülük kültür, özellikle dil konusunda Arapça ve Farsçaya korumalık yapıp Türkçeyi geriye itmek.

5. Ülkücülük yüksek derecede Ak Parti yandaşlığına soyunarak “Andımızla Türk olunmaz” limanında Türklüğün adını anmamak, Uygur Türklüğüne sahip çıkmamak.

6. Ülkücülük yüksek derecede çıkar duygusuna sahip olup idealizmi yok saymak.

. . . . .

O kadar çok ülkücü modeli var ki artık bu kavramın yozlaştırıldığını rahatlıkla söyleyebilirim.

Bundan sonra benim ülküm partiler üstü, bağımsız Türk Milliyetçiliğidir.

Bundan sonra benim inancım siyasetçilerin din sömürüsüne kapalı, Bedevi kültürüne kapalı Türk Müslümanlığıdır.

Herkese hayırlı Ramazanlar.

Alper Aksoy

★★★

Ulu Tanrı,  tüm şehitlerimizle birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun kahraman silah arkadaşlarına rahmet etsin. Nur içinde yatsınlar.  Mekanları cennet olsun.