Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Gereken yardımın gelmesi için

Son 14 yıldır...

Türkiye’nin en güzel yerleşim yerlerinden birinde...

Neredeyse tamamına yakınının:

İstanbul ve Ankara başta olmak üzere diğer büyük şehirlerden gelip yerleştiği:

“Emekliler beldesi” Akyaka’da yaşıyoruz...



Burada bile insanların:

Yüzleri gülmüyor...

İnsanlar gergin...

Bir kibrit atsanız:

Alev alacak:

Ocak gibi...



Dün sabah...

Uzunluğu 200 metreyi geçmeyen çarşı boyunca:

Yürüdüm...



Yurttaşlar arasında...

Selamlaştığım birkaç kişi hariç:

Yüzü gülen yoktu...



“İnsanı güldüren de ağlatan da söyleten de akıldır (Zihin)demişti lise müdürümüz (Aynı zamanda (sosyoloji/psikoloji öğretmenimizdi) Selâhattin Ünsal...



Yüzleri gülmeyen, gergin insanları çaktırmadan gözlemlerken...

Önce öğretmenimizin söylediği o söz geldi aklıma...

Sonra da:

M.S. 121 – 180 yılları arasında yaşayan imparator filozof Marcus Aurelius’u...

Ve:

“Ruh ölümsüzdür, beden ise ancak akıl ile değerlidir. Kişi aklı ile bedenini yönetemez noktaya gelmişse, bedenini ruhuna yük yapmasının hiçbir anlamı yoktur” deyişini hatırladım...





Kendi kendime:

Ve acıyla:

Gülümsedim...



Filozof imparator diyordu ki:

“Tabiata uygun...

Ve fakat:

Ölüm gerçeğinden korkmadan...

Tasalanmadan

Olgunlaşmış bir yemiş gibi yaşa...

Unutma ki...

Mutluluğun en büyük engeli:

Ölüm korkusudur...”.





Bu kadar çok mutsuz insanın hepsinin...

“Ölümden korktukları için mutsuz” olup olamayacaklarını düşündüm...

Bana çok mümkünmüş gibi gelmedi...



Ama be canlarım...

(Geneli) Her sabah:

“Battık, bittik, biz adam olmayız, huzur yüzü görmeden öleceğiz” diye ağlaşarak uyanan...



Her gece ağlaşarak başını yastığa koyan bir toplum:

Huzur yüzü görmez...

Fakat...



“Mücadelemi yapabilmek için güçlü olmalıyım...

Güçlü olmak için sağlıklı olmalıyım...

Sağlıklı olmak için:

Kuruntu, endişe, kuşku ve kaygı yaşamamalıyım...

Yani:

Umutlu olmalıyım” diye başlanırsa güne...



Gece yatarken de:

“Allah’ım yarın çok işim var... Sağlıklı ve güçlü olarak uyanmama yardım et” diye konursa başlar yastığa...

O sesin mutlaka duyulacağına...

Ve...

Gereken yardımın geleceğine:

İnanıyorum...

Yine onlar kazandı


Gözleri göremeyen vatandaşlarım beni affetsinler lütfen...

Onlardan bir deyimi hatırlatarak başlayacağım yazıma...

“Körün istediği bir göz Allah vermiş iki göz...”.





2015 Haziran-2015 Kasım arasındaki seçim yenileme sürecinde...

Terörde kaybettiğimiz yurttaşlarımız...

AKP’yi yeniden tek başına iktidar yapmıştı...



Tabii ki:

“Terörü AKP yarattı” demiyorum...

Ama...

Teröristlerin katlettiği o şehitlerimiz:

AKP’nin bile beklemediği kadar büyük bir seçim başarısı getirmişti...



İsveç’te önce:

Erdoğan’ın maketini...

Sonra da...

Rusya yanlısı bir Danimarkalının:

Kuran’ı Kerim’i yakması...

Erdoğan’ın ve cumhur ittifakının yelkenlerini:

Doldurmuş olabilir...



Bu iki menfur olayı AKP planlamış olmasa da:

Yapılacak kamuoyu araştırmalarında(!).

Erdoğan...

Ve...

Cumhur İttifakı’nın kârlı çıktığını duyarsam:

Şaşırmam...

Bazen oluyor


[caption id="attachment_398351" align="alignnone" width="600"] Agatha Cristie[/caption]

Agatha Cristie’nin roman kahramanı Hercule Poirot’ya söylettiği...

Ama...

Türkiye kamuoyunun ilk kez...

Prof. Mahir Kaynak’tan duyduğu ünlü teori:

“Cinayeti işleyen/işleten, cinayetten çıkarı olandır...”.



Bazen ise:

Hiç alâkası bile olmayanlar...

Başkasının işlediği...

Ya da işlettiği cinayetten:

Kazanabiliyor...

Sanıyor...


Devlet Bahçeli:

“Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın tekrar aday olamayacağını iddia edenler hukuk cahilidir”.

[caption id="attachment_398352" align="alignnone" width="600"] Devlet Bahçeli[/caption]



Saygıdeğer hukukçular...

Lütfen gülmeyin:

Kimseye de söylemeyin...

O kendini halen:

“İktidar ortağı” sanıyor...

Kıskandı mı


Erdoğan için yaptığı dalkavukluklarıyla tanınan AK Parti Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemir:

“Tayyip ağabey Türkiye’nin başında, dünyanın lideri. Biz Tayyip ağabeye ihaneti bırak ayakkabısını yalamamız lazım...” diyen AKP Ordu Milletvekili Şenel Yediyıldız’ı:

“Haddini aşan bir konuşma” diyerek:

Eleştirdi...

[caption id="attachment_398353" align="alignnone" width="600"] İbrahim Aydemir[/caption]



Yağcılıkta...

Kendisinden daha mahir...

Daha “sınır tanımaz” birisi çıktığı için:

Kıskanmış olabilir mi?..

Kime benzer


Çin’de bir adam tarlasını sürüyordu...

O sırada bir tavşan hızla yanından geçti...

Ve...

Tarlanın ortasındaki ağaca çarptı, öldü...





Çiftçi...

Pulluğunu bir kenara bıraktı...

Başka bir tavşanın gelip ağaca çarpmasını bekledi...

Günlerce aynı ağaca baktı...

Ama...

Bir başka tavşan asla gelip o ağaca çarpmadı...



Çiftçi...

Diğer köylülerin de:

Alay konusu oldu...



M.Ö. üçüncü yüzyılda yaşayan Çinli filozof Han-Fei-tzu bu kıssayı anlattıktan sonra şöyle dedi:

“Halkını eski krallıkların politikalarıyla yönetmek isteyen bir hükümdar, tavşanın çarpıp öldüğü ağaca bakan çiftçiye benzer...”.

Dünün tweeti


Bahadır Kaleağası

@Kaleagasi

Addis Ababa, 2015

Afrika Birliği toplantısı

Başkan Obama bazıları otoriter liderlerin gözlerinin içine bakarak konuşuyor:

“2. dönemim bitiyor, 8 yıl yeterli, aday olsam yine kazanırım ama Anayasa var, ülkeme başka türlü hizmet mümkün, uzayan iktidar demokrasiyi istismar eder...”.

Günün doğrusu


Sanırım Van Gogh söylemişti:

“Dünya kötü insanların şiddetinden değil, iyi insanların sessizliğinden acı çekiyor...”.



Yaşadığımız bu süreçte...

Ve...

İlle de bizim için:

Ne kadar doğru...