Korkusuz
Ümit Zileli

Gazeteciliğin yüz karası mahluklar!..

Madem “Pandora’nın Kutusu” açıldı devam etmek de farz oldu!

Hem de dibine kadar başlıca görevimiz oldu... Okuyanlar hemen anımsayacaktır; dün köşemde “Lağıma batmış gazeteci müsveddeleri” başlığı altında, Veyis Ateş nam “gazeteci” üzerinden yandaş kalem artıklarından söz etmiş, 10 milyon Euro’luk aracılıkları(!) yatları, yüzbin liralık “Paramount Otel” sefalarını anlatmıştım!

Sevgili kardeşim Murat Ağırel, her zamanki gibi “araştırmacı gazetecilik” hünerini gösterip, Halk TV yayınında bombayı şöyle patlattı:

-Bu konuyla ilgili birkaç kişiyi aradım. Konuşulan 2 dakikalık ses kaydı 12 dakikalıkmış. 10 milyon Euro’dan bahsediliyor lakin 14 milyon Euro’dan da bahsediliyor. Bu ses kaydında Sezgin Baran Korkmaz (SBK), 12 gazetecinin kendisi tarafından maaşa bağlandığını söylüyor!

Biliyorsunuz Sevilay Yılman SBK’nın kendisine dinlettiği 3 dakikalık ses kaydını taşımıştı köşesine... Aslı 12 dakika olan ses kaydında ise yüzkarası 12 “gazetecinin” daha aynı kişi tarafından maaşa bağlandığını anlattı Ağırel!

-Gördüğünüz üzere, neresine dokunsanız irin fışkırıyor sayın yandaş medyadan!

Mesela Sedat Peker’in sahne ışıklarının altına çektiği Süleyman Özışık ve Veyis Ateş’in AKP’li Esenler ve Üsküdar Belediyeleri ile birlikte “Yazarlık Okulu” adı altında gerçekleştirdiği büyük proje bunlardan biri!

Bu iki kişinin yazarlık konusunda ne kadar yetkin olduğu ayrı bir tartışma vesilesi tabii; ancak yapılan reklamlar “fevkaladenin fevkinde” yetkin olduklarını koca koca ilanlar ile çoktaan ilan etmiş... Öyle ki, Esenler Belediyesi Kültür İşleri Müdürlüğü’nün bu kursta başarılı olan 40 öğrenciyi Kudüs’e götürdüğü bile ortaya çıktı!

Bu projeden, bu iki arkadaşın ne kadar ücret aldığı hala meçhul, ancak olay açığa çıktığı andan itibaren her iki belediyenin de harıl harıl konuyla ilgili haber ve görselleri sildiği ortaya çıktı. Verilen ödüller, iki belediye başkanının övgü dolu sözleri filan anında kaldırıldı!

-Bunların dijital dünyadan bihaber olduğu, öyle “sildim” demekle silinemeyeceğini bilmedikleri de böylece ortaya çıkmış oldu!..

Sevgili kardeşim Barış Pehlivan da Cumhuriyet gazetesindeki köşesinde Veyis Ateş’in Sağlık Bakanlığı’na hangi ürünü pazarlamaya soyunduğunu, para alıp almadığını, aldıysa ne kadar aldığını, hangi yüksek bürokratlarla görüştüğünü sordu iyi mi!

-Vay be kardeşim; ne cevval tacirmişsin yahu!

Haa, bu arada Bu Veyis’in medya dünyasına adım atmadan önce Din ve Ahlak Bilgisi öğretmenliği yaptığı da ortaya çıktı...

-O çocuklara acıdım yemin olsun!

Bir “küçük” gazeteci!..


Sıra geldi Sedat Peker’in sahneye fırlattığı bir diğer “gazeteciye!”

Aslına bakarsanız daha önce “küçük fırça darbeleriyle” dokunmuştu bu muhtereme... Bu şahıs da önce bir tweet atarak “hodri meydan” demiş, sonra Peker bu tweeti retweet yapınca alelacele silmişti!

Peker dün sosyal medya hesabından“Seni önce deli edip sonra sevgi göstereceğim” diyerek “çakma MİT’çi” diye seslendiği Cem Küçük ile ilgili şu iddiaları sıraladı:

-Çakma MİT’çi, süslü sülüye uyguladığım taktiği sana uygulayacam. Parça parça koparıp psikolojini bozacam. Önce seni delirtecem, sonra tedavi edecem. Çakma MİT’çi cem küçük, sen de Paramount Otel’in beleşçi sakinlerindensin.  Şu faturanı göster ki tüm Türkiye görsün. Geceliği 50-100 bin liralık otelde kalmak güzel. Haber yapmak için milletten nasıl para alıyorsunuz, onu da anlatacağım. Sizin namusunuz aldığınız rüşvet kadar.

Bitmedi; TİP Milletvekili ve gazeteci Ahmet Şık’ın Süleyman Soylu’ya yönelttiği sorularda da Cem Küçük ve Veyis Ateş’in isimleri geçiyor.

Şık, HaberTürk sunucusu Veyis Ateş’in İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun çok yakın arkadaşı olduğunu ve AKP’ye geçmeden önce Türkiye gazetesi yazarı Cem Küçük’le Soylu’nun istişare heyetinde bulunduğunun altını çizerek, “Soylu, Ateş’in ‘aracılık hizmetinden’ habersiz midir?” diye sordu.

-Soylu bu iddialara ve sorulara da yanıt verecektir herhalde...

Gazetecilerin ve siyasetçilerin malvarlıkları!


Bu arada, medyanın eskilerinden Fuat Kozluklu ile Cengiz Semercioğlu arasında da “Mafyadan maaş alan gazeteciler” kavgası patladı...

Son yaşanan pislikler üzerine Kozluklu “maaşlı gazetecilerin” arasında Cengiz Semercioğlu’nun adını da saydı. Attığı tweet şöyleydi:

-1980’lerde Milliyet’ten bir mafya elebaşından çekle para aldığı için atılan ‘gazeteci’ de Numan Ceyhan. Hangi birini sayayım. Cengiz Semercioğlu, Enver Aysever, Kenan Erçetingoz... Liste uzun.. Gerçeklerin açığa çıkmak gibi bir huyu vardır!

Kozluklu daha sonra Enver Aysever için “İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kendisine verdiği kıyak atölye çalışması skandalı dışında bir itham yanlış ve haksızlık olur nokta” paylaşımı yaptı...

Cengiz Semercioğlu ise bu iddiaya karşı Kozluklu’ya çok sert bir yanıt vererek, eğer adını silmezse kendisini “şerefsiz” ilan edeceğini belirterek şöyle dedi:

-35 yıllık meslek hayatımda tek bir mafya lideriyle yan yana gelmedim, aynı masaya oturmadım. Peker’in düğününe koşanlarla karıştırma beni!

Bu karanlık dönemin tek hayırlı sonucu “pisliğe bulaşmış” gazeteci siyasetçi, bürokrat ve işadamı kılıklı tiplerin maskelerinin düşmesi oldu sayın seyirciler!

CHP Milletvekili Mahmut Tanal’ın “gazeteci ve siyasetçilerin malvarlıklarını açıklaması” çağrısına yürekten katılıyorum. Ben dünkü yazımda açıkladım. Şimdi diğer zevatı bekliyorum...

-Paçası sıkana hodri meydan! Sıkmayanlarda bu dönemin sonunda verir hiç kuşkunuz olmasın!..