Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

EYT'lilerin kazanılmış haklarına ne olduysa kazanılmış hak kıdem tazminatına da o olacak

İşsizlik sorundur... Enflasyon sorundur... Çevre kirliliği sorundur...

Kazanılmış hakların verilmemesi sorundur...

Ve canlarım...

Her birey, sahip olduklarını korumak ister...

Sahip olma isteklerinde de haklı olduğunu kanıtlamaya çalışır...



Erken emeklilik ve kıdem tazminatları önceden sahip olunan haklardır...

Bir çocuk bile kendisine verilen oyuncak elinden alınmaya kalkışıldığında kıyameti koparır...

Emekçilerin de kazanılmış haklarını korumaları yadırganacak değil alkışlanacak bir tavır alıştır...



Ancak ilginçtir...

Her bireyin sahip olduklarını koruma isteğiyle ilgili kuram Türkiye’de (sanki) çalışmıyor...

Ne kıdem tazminatlarının fona devri ne de erken emeklilik hakkının kullandırılmaması, halkın çoğunluğunun umurunda bile değil adeta...



Keza işsizlik sorunu...

Dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde yüzde 3’ü aşan işsizlik oranı kabul edilemez...

Türkiye’de her 100 kişiden yüzde 14’ü işsiz ama halkın yarısı hiç umursamıyor...

Sanırsınız iktidar partilerine oy veren kesimin işsizlik gibi bir sorunu yok...

Nereden anlıyorum?..

Hem işsizliğin sorumlusu ve hem de son 7 yılda kişi başına milli geliri 12.480.—liradan 9.200.—liraya düşüren hükümet halen iktidarda...



Enflasyon çift haneli (Normali en çok yüzde 2) ama...

Yüksek enflasyonun sorumlusu olan parti halen muktedir...

Çevre kirliliği açısından dünyanın en kötülerinden biriyiz ancak...

Bundan sorumlu olanlar halen ülkeyi yönetiyor...

Ve daha ilginci...

AKP-MHP oy oranı toplamının yüzde 40’ı bulduğu iddia ediliyor...HSosyoloji üniversitelerinde mutlaka incelenmesi gereken bir kitle yaşıyor Türkiye’de...

“Millet” olduğunun da “birey” olduğunun da “seçmen” olduğunun da farkında olmayan bir kitle...



100 yıl önce bunların efendileri, aralarından köle seçerdi...

Bugün bunlar köle olmuş, efendilerini seçiyorlar...

SAYGI ÖZTÜRK’ÜN HABERİNİN HATIRLATTIKLARI...


Jacques Turgot Fransız maliyesinin 18. yüzyıldaki en başarılı maliye müfettişidir ama...

Her “başarılı” bürokratın başına gelenler onun da başına gelmiş, tarım konusunda fazla reformist olduğu için kovulmuştur...

Turgot, korumacılıktan değil serbest piyasadan yana bir fizyokrattı...

Sarayın çevresinde konuşlanmış saray yalakaları için 250 yıl önce bakın neler yazdı:

[caption id="attachment_5910306" align="alignnone" width="400"] Saygı Öztürk[/caption]

Ayrıcalıklı kişiler her zaman, avantajlarının herhangi maddi bir bölümünü teslim etmektense tam bir yıkıma uğrama tehlikesini göze alırlar.

Çoğu kez budalalık da denilebilecek bu entelektüel miyopluğun kuşkusuz kendine göre bir de mantığı vardır.

Ayrıcalıklı kişiler başkalarına ne denli kötü görünürse görünsün; bu ayrıcalıklarının kutsal, temel ve tanrı vergisi bir hak olduğu duygusuna da sahiptirler.

Yoksulların adaletsizliğe karşı gösterdikleri duyarlılık, zenginlerin bu duygusunun yanında hiç kalır...”



Saygı Öztürk’ün dünkü SÖZCÜ’de Bingöl Belediyesindeki “ayrıcalıklı kişileri” anlatan haberini okuyunca hatırladım Turgot’yu...

İŞİN KÖTÜSÜ CHP BUNA SEVİNİYOR...


İEA Genel Müdürü Can Selçuki, son yaptıkları kamuoyu araştırmasının sonuçlarını açıklamadan önce şunları söylemiş:

“AKP’nin oyları pandemide artmıştı ama şimdi yeniden azaldı...”.

Ve eklemiş:

“CHP’nin yönettiği yerlerde halk CHP’den memnun...”.



Oy oranları şöyle:

AKP yüzde 36.27

CHP yüzde 18.63

Ve...

CHP’liler bu sonuçları dağıtıp sevinç çığlıkları atıyorlar...

ONCA STRESİ NEDEN YAŞADIK?..


Türkiye, “YPG vetosunu” kaldırdı.

NATO, Polonya ve Baltık savunma planını devreye soktu



Doğru strateji der ki:

“Sonunda kabul edeceğin bir teklif eğer gecikince sana çok şey kaybettirecekse, hemen kabul et ancak karşı taraf bu kabulde kazançlı olduğunu düşünsün”...



E birader...

Madem sonunda kabul edecektik...

Onca stresi neden yaşadık?..

OZAN GÜVEN Mİ YANLIŞ, EYLEMİ Mİ?..


Eylemleri değil kişileri tartışmaya devam ediyoruz.

Yargımız da eylemleri değil kişileri yargılamıyor mu?..



Ozan Güven’in kız arkadaşına şiddet uygulamış olmasını kınamamak mümkün mü?..

Ama yanlış olan Ozan değil eylem...



Evet doğru...

Ozan çok ayıp etti...

Yarın ise sanatçı kimliğiyle olağanüstü bir başarıya sahip olabilir?..

Ne yapacağız?..

Onu dünkü hoyratlığına mı kilitleyeceğiz?..



Eylemden çok kişiyi kınama anlayışı yüzünden Başak Demirtaş’a yapılan sözlü tacizi muhalifler; Esra Albayrak’a yapılan sözlü tacizi iktidar yanlıları kınıyor...

Aklı başında vicdan sahipleri ise eylemi kınadıkları için iki tarafı da şiddete karşı koruyor...



Eylem yerine kişileri yargıladığımız ya da kınadığımız sürece bir türlü insan olamayacağız...

CEM’İN TWEETİ KAPAK OLSUN...


Türkiye’de köhne bir zihniyet var...

Yıllardır HDP’lilere “PKK’yı kınayın bakalım da görelim” diye diye HDP’yi meclisin üçüncü büyük partisi yaptı bu zihniyet...

Birkaç gündür de...

Cem Yılmaz’ı, en yakın arkadaşlarından biri olan Ozan Güven’i kınaması için sıkıştırıyorlar...

Sonunda Cem bakın nasıl bir tweet attı:

[caption id="attachment_5910307" align="alignnone" width="400"] Cem Yılmaz[/caption]

“Sevgili arkadaşlar, kadına şiddet meselesinin ‘tarafı’ olmak diye bir duruşum söz konusu bile değildir. Bu konu tartışmaya kapalı bir konudur. Arkadaşım üzerinden ‘Sen de bir şey söyle’ isteğinizi anlamakla beraber, konu hakkında çok üzgün olmak dışında bir halim yoktur. Yapmayın.”.



Bu tweet; eylemleri değil kişileri kınamaya meraklı köhne zihniyetlere kapak olsun...

KAÇINILMAZ OLMUŞTU...


Devrimci değil reformcuyum çünkü...

Reformlar hem akacak kanı ve hem de muhtemel belaları önler...

Ama...

Bugüne kadar olmadı, olmuyor...

Hatırlatayım...

Tarihte, tavan (Saray) reform yapmayınca...

Taban devrim yapmak zorunda kaldı...