Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

EY TANRIM SÖYLE BİZE...

Dinsiz imansız Japonya, milli bayramlarında dua okumuyor…

Çünkü Dinleri yok…

Peygamberleri yok…

Kitapları yok…

Ama…

Kişi başına düşen yıllık milli gelir 38.183 dolar…



Sözde dindarların yönettiği “Müslüman Türkiye” milli bayram törenlerini dualarla, tekbirlerle açıyor…

Cumhurbaşkanı neredeyse camilerden çıkmıyor…

Elinden kutsal kitabı düşürmüyor…

Ancak…

Kişi başına düşen milli gelir sadece 8.640 dolar…



Demek ki…

Müslümanların tanrısı; dinsiz imansız Japonları, sözde dinli imanlı Türklerden daha çok seviyor…

Aksi olsaydı eğer…

Türkleri zengin eder, Japonları fakir bırakırdı…



Ey Tanrım!..

Söyle bize?..

Sen mi kandırıyorsun bu fukara halkı?..

Yoksa senin adını kullanan yöneticiler mi kandırıyor?..

O ŞEHİTLERİ NEDEN VERDİK?..


Terörün kökünü kazıyacak, ABD askerlerini hedefimizdeki yerleşim yerlerinden kovacaktık…

Bu nedenle başlattık “Barış Pınarı Harekatı”nı…

O nedenle şehitler verdik…

Milyarlarca dolar masraf ettik…



ABD “Çekiliyorum, terör gurupları da çekilecek, ateşi kesin” dedi…

Ateşi kestik, harekatı durdurduk…

Ama…

ABD dün gece yine askerleri ve tanklarıyla dönüp sınırlarımızda devriye gezmeye başladı…



Yahuuuuuu…

Biz o harekatı neden başlattık?..

Neden şehitler verdik?..

Neden ateşkes ilan edip harekatı durdurduk?..

Bunu halka izah edecek namuslu, yiğit bir devlet adamı yok mu?..

SORUMLULAR: PADİŞAH VE DAMAT


Erdoğan dedi ki:

“İstiklal harbimizin benzerini, farklı yöntemlerle veriyoruz.”…

Oysa 17 yıl önce ne beka sorunumuz vardı…

Ne de yeni bir “istiklal savaşı” vermeye ihtiyacımız…



Bugün eğer hem beka sorunumuz var…

Ve hem de…

İstiklal savaşı veriyorsak?..

Bu ülkeyi bu duruma kim getirdi?..



NOT: İstiklal savaşımızı veren ve kazanan Mustafa Kemal ve arkadaşları…

İmparatorluğu istiklal savaşı vermek zorunda bırakan ise Padişah ve damat idi…

PAŞA GEBE KALDI...


Erdoğan cumhurbaşkanlığı yetkisini kullandı ve…

İlker Başbuğ’un Yüce Divan’da yargılanmasını engelledi…

İlker Paşa bunu kabul ederse eğer…

Aklanmış sayılmayacak…



Kendisini gebe bırakan Erdoğan’a muhalefet edemeyecek

İktidarını eleştiremeyecek…

Eh yani…

O da artık haleflerinden Akar gibi yapsın bari…

Eşine türban taktırıp, devlet törenlerinde Kuran okutsun…

HER AN HER ŞEY OLABİLİR...


Hulusi Akar, Suriye sınırından telsizle askerlere seslendi ve dedi ki:

“Burada bir şey bitmiş değil, her an her şey olabilir.”

Askerlere seslendi sözde ama.

Özde, birtakım çevrelere şu mesajı verdi:

“Daha çok silah ve mühimmat tüketecek, daha çok askeri malzeme satın alacağız, siz de artık bazı konularda düşün yakamızdan canım”...

HAYRET BİR ŞEY YANİ ARKADAŞ...


Sen 17 sene siyaset cambazı Erdoğan’la kavga et ama tek bir proje üreteme…

Sen 17 sene siyaset cambazı Erdoğan’ın ekmeğine yağ sür, ona rakip olama…

Sen 17 sene siyaset cambazı Erdoğan’a alternatif olamayıp 82 milyonun boğazını Erdoğan acımasızlığına terk et…

İstanbul Boğazı’nın geleceğini de tekeline alınca, yaygaraya başla…

Hayret bir şey yani…

KEŞKE ORAYA GÖMMESEYMİŞ


Ramiz kabristanın yanı başındaki tarlayı gösterdi eliyle:

“Te bu tarlayı yeni aldım aaretlik” dedi…

Hüsmen, “neden mezarlık yanından aldın be agacım?..” diye sordu…

“Te be Üsmen, bi tane ekiyomuşsun yüz tane veriyomuş mübarek topraklar”…

“Deme be yaaa” diye söylendi Hüsmen sağ elinin tersini sol avucunun içine vurarak… “Keşke önceden süleseydin de bizim kaynanayı buraya gömmeseydik be agacım.”…