Korkusuz

Erken seçim sinyali mi?..

Erken seçim sinyali mi?..
Vallahi, zehir gibi okurlarımız olduğundan o kadar çok memnum ki!.. Bazen, öyle mektuplar geliyor, tam umutsuzluk girdabında boğulmak üzereyken, hayat öpücüğü etkisi yapıp yola devam etmenizi sağlıyor. Demek ki, boşa yazmıyormuşuz diye sevindirik oluyorsunuz. İşte onlardan biri;

“Bir Şeyler Oluyor ve Biz Farkında Değiliz

Merhaba Ahmet bey. Ben sade bir vatandaşım. Haliyle biraz tarafım. Milli takım gol attığında sevinirim, askerimiz şehit olduğunda ağlarım, yangın çıktığında üzülürüm. Dedim ya tarafım, milli olmak, vatan-daş olmak böyle bir histir.

Aşağıda son günlerdeki hislerimden bahsetmek istiyorum. Köşenizde yer verirseniz sesim olmuş olursunuz. Yer verip vermemek size kalmış. Her durumda kararınıza saygı duyarım, selamlarımla.

★★★

Geçenlerde bir radyoda program yapan muhalif bir gazeteci özetle dedi ki; Suriyeli ve Afganlara bu kadar öfke duymayın, dışlamayın, Almanya’daki Türkler de aynı değil mi? Onlara da yapılsa hoşunuza gider mi? Ne amaçla söyledi bilmiyorum ama pot kırdığı kesin.

Almanya’ya giden ve bugün çoğu Alman vatandaşı olmuş soydaşlarımız oraya çalışma vizesi ile seçilerek ve resmi davetle gittiler. Sınırdan sürüler halinde kaçak yollarla gitmediler. Afgan ve Suriyelilerle karşılaştırmak akıl işi değil.

Bu gazeteci tek de değil. Hani şu ünlü ‘Hiçbir şey olmasa bile kesin bir şeyler oluyor ve biz bunun farkında değiliz’ cümlesi aslında tam da bugünler için cuk oturuyor. Belki Afganlar daha yeni ama Suriyeliler on yıldır misafir. Bu süre hiç az değil, geldiklerinde doğan çocuklar on yaşına geldi. Bu süre zarfında en azından basına yansıyacak kadar sığınmacıların karıştığı cinayet, tecavüz türü haberler duymaya pek alışık değildik.

Son bir yılda, hatta bir yıl bile denmez, olağandışı bir hareketlenme var. Türkiye’ye Afgan göçü hızlandı, oraya buraya Taliban ya da Suriye bayrakları asılmaya, sığınmacılar arasından bazıları ‘gazeteci’ kimliği ile Türk Milleti’ne hakaretler etmeye, kadınlarımız taciz edilmeye, gizlice videoları çekilerek yayınlanmaya başladı. Örnekleri çoğaltmak mümkün. Ancak değinmek istediğim konu bu suçlar değil, arka planı.

Ortada bir gariplik var. Tüm bu suç unsuru olaylar bizzat suçu işleyenler veya yanındakiler tarafından kayda alınıp servis ediliyor. Düşünsenize, bir sınırdan kaçak geçiyorsunuz, yakalanırım korkunuz varken video çekip sosyal medyada kendinizi afişe eder misiniz? Diyelim ki, bir kadını gizlice videoya çekecek kadar ahlaksız birisiniz, yine de bu videoyu bizzat kendi yüzünüz de çıkacak şekilde çekip sonra da açık adres verir gibi sosyal medya hesabınızdan yayınlar mısınız?

Gariplikler bununla da bitmiyor. Ne devletin resmi kurumlarından, ne yetkililerinden, ne de cumhur ittifakının bileşenlerinden bu konuda ses seda yok. Sanki bizim bilmediğimiz bir şey biliyorlar ve sineye çekiyorlar gibi.

İşin ilginç ve bir o kadar saçma tarafı da, Türk vatandaşlarının neredeyse yüzde doksanının isyan ettiği bir konuda muhalefetin de çok istekli olduğunu göremiyorum. Sanki bir peynire bakıyorlar, bir de deliğe bakıyorlar ve cesaret edemiyorlar. Birkaç cılız ses o kadar.

İşsizliği, kötü ekonomik koşulları, hayat pahalılığını geride bırakacak bir durumdan bahsediyoruz. İnsanlar önce güvenliğine sonra fiziksel ihtiyaçlarına en son sosyal meselelere kafa yorarlar. Tüm vatandaşların gündeminde bu sığınmacı konusu ve duyulan rahatsızlık varken neden iktidarı muhalefeti sus pus? Millet olarak neyi gözden kaçırıyoruz?

Sığınmacılar tamam insan, onlara şiddet uygulanması kabul edilemez de; karşıdaki de ev sahibi, o da insan ve çocukları bıçaklanmış, biri ölmüş. Hırsızın hiç mi suçu yok?”

★★★

CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, sarayın TÜİK’in ayarları ile sürekli  oynanmasına çarpıcı bir yorum getirdi. Toprak, “TÜİK’in kurumsal statüsünün değiştirilerek Cumhurbaşkanlığı kontrolüne alınması, TÜİK ve Merkez Bankası’nın birbirleriyle ‘paslaşarak’ enflasyon ve faiz hesabı yapacaklarını, Erdoğan’ı memnun edecek bir enflasyon-faiz tablosunun kağıt üzerinde hazırlandığını işaret ediyor. İktidar medyasının yılsonu MB faizinin yüzde 17-17.50 olacağını gündeme getirmesi, faizde ‘siyasi talimatla erken seçime hazırlık’ dönemine geçileceğini işaret ediyor” dedi.

Erdoğan Toprak’ın bu haftaki değerlendirme raporundan;

-İktidar medyasında MB’nin ağustos ayında da faizi yüzde 19’da sabit tutma kararının ardından, eylülde faizlerin indirileceği yılsonunda politika faizinin yüzde 17-17.50’ye kadar gerileyeceği yönünde haberlere yer verilmesi dikkat çekiyor. Bu haber ve yorumlar aynı zamanda TÜİK’in enflasyon hesaplamalarında da iktidarın talimatı ve beklentisi yönünde düşük oranlar açıklayacağını düşündürüyor.

-TÜİK yönetiminde yapılan son değişiklikler, Cumhurbaşkanı tarafından TÜİK’te üç Başkan Yardımcısı’nın birden görevden alınıp yerlerine üç yeni atama yapılması, TÜİK’in kurumsal statüsünün değiştirilerek Cumhurbaşkanlığı kontrolüne alınması, TÜİK ve MB’nin birbirleriyle ‘paslaşarak’ enflasyon ve faiz hesabı yapacaklarını işaret ediyor.

- Bu da önümüzdeki sürecin (2022) artık bir erken seçim dönemi olacağını, iktidarın sürdürülmesi açısından her türlü ekonomik dengenin alt üst edilmesi pahasına tüm kozların oynanacağını gösteriyor. İktidar talimatıyla erken bir faiz indirimi, dev bir Kredi Garanti Fonu (KGF) fonlama ve kefalet uygulaması, kredilerde öteleme, teşvikli özel faizli krediler ve artan kamu harcamaları gibi her türlü riskin alınacağı bir süreç iktidar tarafından hazırlanıyor.

-Tam da bu aşamada 15 ay önce göreve gelen Kredi Garanti Fonu (KGF) Genel Müdürü Kasım Akdeniz’in kendi isteğiyle görevden ayrılması ve iktidarın taleplerine uyum sağlayacak bir atama için zemin hazırlanması dikkat çekiyor!

-Dolayısıyla önümüzdeki aydan itibaren TÜİK’in düşük enflasyon açıklaması, MB’nin buna dayanarak faiz indirmesi, kamu bankalarının kredi faizlerini düşürmesi ve KGF kefaletli yeni bir kredi kampanyası başlatılarak, ekonomiye 2-3 aylık soluk aldırılmasının ardından hızla erken seçime gidilmesi planlarının sinyalleri açığa çıkıyor.

★★★

Aşırı kafa yorgunluğu yüzünden bazen hatalarımız oluyor. Geçen Cumartesi günkü yazımda, “Sudan’ı size 99 yıllığına 1 dolara kiraya vereceğim” ifademi “Port Sudan’ı size 99 yıllığına 1 dolara kiraya vereceğim” olarak düzeltiyor ve özür diliyorum.

★★★

Ulu Tanrı,  tüm şehitlerimizle birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun kahraman silah arkadaşlarına rahmet etsin. Nur içinde yatsınlar. Mekanları cennet olsun.