Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Erdoğan ve Nebati ekonomisi...

Yazar Rebecca Solnit bir partiye davet edilir...

Davet sahibi bir ara Solnit’e:

“Yazar olduğunuzu öğrendim” dedikten sonra: “Muybridge’i okudunuz mu?” deyip kitap hakkında konuşmaya başlar...

Oysa...

Eleştirdiği kitap, karşısındaki yazarın son kitabıdır...



Solnit:

Sıkılarak...

İçin için öfkelenerek...

Ama...

Kendi kitabını kendisine...

Ve hem de...

Hiçbir şey anlamamış biri olarak anlatan ev sahibini de bozmadan dinlerken...

Arkadaşı Sallie dayanamaz...

Davet sahibinin sözünü keser:

“Bütün bunları kitabın yazarına anlattığınızın farkında mısınız?..”.



Ama...

Adam oralı bile olmaz...

Sonunda Solnit sorar:

“Kitabın tamamını okudunuz mu?..”.



Anlaşılır ki...

Adam...

Kitabı değil...

New York Times’da yayımlanan:

Özetini okumuştur...



Erdoğan ve Nebati...

Ekonomi konusunda ahkâm kestiklerinde...

Kendimi:

Rebecca Solnit gibi hissediyorum...





Not:

Bütün aramalarıma rağmen Erdoğan ve Nebati’yi yan yana veya aynı karede gösteren bir fotoğrafa ulaşamadım.

Bulanların insaniyet namına bana ulaştırmalarını:

İstirham ederim...

Mansplaining


Rebecca Solnit’in sözünü ettiği kitabın tam adı:

“River of Shadows: Eadweard Muybridge and the Techological Wide West...”.



Solnit başından geçen bu olayı:

Mansplaining örneği olarak anlatır...



Mansplaining nedir?..

(Benim tanımıma göre)

Hayatında kabız bile olmamış bir erkeğin...

Defalarca doğum yapmış bir kadına...

Doğurmanın nasıl bir şey olduğunu...

Ve doğum sırasında...

Neler yapması gerektiğini:

Yalan yanlış anlatmasıdır...

Ne milli takım be


Tarihin en merhametli...

En fedakâr Milli Futbol Takımı’na sahibiz...



Çıktıkları her maçı kaybeden...

Hiçbir ulusal takıma gol bile atamayan Lüksemburg’dan...

3 gol yiyip berabere kalan...





Fareo Adaları’na ise:

2-1 yenilen Ulusal takımımız...

Bu kıyakçılığı ile...

Lüksemburg ve Fareo Adaları futbol tarihine...

Altın harflerle geçmeyi:

Başarmıştır...



Alkışlarım(!)...

Milli Futbol takımımız futbolcuları...

Teknik ekip...

Ve...

TFF Başkanı için...

İnsanımsı milliyetçilik


Lüksemburg Milli Futbol Takımı ile oynanan maçtan önce de...

Her zaman olduğu gibi:

Milli Marşlar okundu...



Bazı sözde Türk milliyetçileri...

Konuk ülkenin milli marşı okunurken...

Saygıyla beklemek yerine:

Islıkladılar...



TFF’ye düşen görev...

İnsan kıyafeti giymiş bu insanımsıların...

Pasolarından kimliklerini tespit etmek...

Ve...

En az 10 yıl...

Tribünden maç izlemelerini:

Yasaklamak olmalıdır...

Artık inanmıyorum...


Bir medya sitesi dün...

Burçların en önemli zaaflarını açıkladı...

Şaşırdım...

Çünkü...



Akrep burcunda doğmuş bir “ölümlü” olarak:

Herkesten şüphelenebilirmişim...

Yalan...

Hayatım boyunca hiç kimseden şüphelenmedim...

Çünkü...





Şüphe...

Endişe...

Ve kuşku:

Bir kalp için...

Taşınması en zor yüklerdir...



Birilerine çok yavaş güvenirmişim...

Yalan:

Aksine...

Hemen güvenirim...

İyi bir şeydir güvenmek...

Güveneceksiniz ki...

Güvenilir olasınız...



Paranoyakmışım...

Yalan:

Hiç gurur yapmam...

Kibir nedir bilmem...

Keşke “bencil” olsam da...

Ezilenler için bu kadar riske:

Girmesem...

Ama...

70’ten sonra:

Can çıkar huy çıkmaz...



Sadakat...

Ve...

Bağlılık konusuna gelince...

Sevgilim ve ben 55 yıldır birlikte olduğumuza göre...

Yorumu siz yapın lütfen...

Harekete geçecek mi?


Canlarım...

Biliyorsunuz...

“Erdoğan dondurmayı yalayarak yedi” dediğim iddiasıyla yargılandım...

O sözü söylediğime ilişkin...

Hiçbir yazım...

Ve...

Yayınlanmış videom olmadığı halde...

Savcı ve yargıç el ele verip:

“Bu herif bu sözü söylemiştir” (demiş olsam bile hakaret bu sözün neresinde halen çözebilmiş değilim) diyerek beni:

1 yıl 20 gün hapis cezasına mahkûm ettiler...





“Erdoğan dondurmayı yalayarak yedi” denildiği için...

1 yıl 20 gün hapis cezası veren Adalet Bakanlığı savcı ve yargıçları...

Bakalım...

Turhan Çömez’in iddiası için...

Harekete geçecek mi?..

Günün iddiası...


AKP eski milletvekillerinden Op. Dr. Turhan Çömez...

AKP Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu ve eşi Ünsal Ban’la ilgili bir iddiada bulundu...

Çömez diyor ki:

“Mengen’deki milyonluk çiftliğe Erzurum’dan getirdikleri çobanın üzerine araziler geçirdiler, çoban trafik kazasında ölünce miras sahiplerine çullandılar...”.