Korkusuz

Erdoğan müttefiği Ukrayna

Erdoğan müttefiği Ukrayna
Az geriden başlayalım.

2013 sonuna doğru Rusya yanlısı Cumhurbaşkanı Yanukoviç’in AB ile Ortaklık Anlaşması’nı imzalamaması sonucu ülkenin bir çok yerinde protestolar başladı.

Protestoların büyümesi ve kanlı çatışmaya dönüşmesi üzerine batı destekli ordu iktidara el koydu ve Yanukoviç 22 Şubat’ta ülkeden kaçtı.

Bundan dört gün sonra Kırım bölgesinde olaylar başlayınca 6 Mart’ta toplanan Kırım Parlamentosu bölgenin kaderini belirmek için 16 Mart’ta referandum kararı aldı. Yapılan referandumda halkın % 96.77’si yarım adanın Rusya’ya katılımasına ‘evet’ dedi. Beş gün sonra Putin bu katılımı onayladı ve Kırım 1954 öncesinde olduğu gibi Rusya’nın bir parçası oldu ancak hemen hemen hiçbir ülke bu durumu kabul etmedi.

ABD ve Batılı ülkeler ise Rusya’ya yönelik onlarca yaptırım kararı aldı ve o günden sonra batının Rusya ile ilişkileri gerginleşti. Bu gerginliğin bir diğer nedeni halkın büyük bölümünün Rus olduğu doğudaki Lugansk ve Donetsk bölgelerinin bağımsızlığını ilan ederek Kiev yönetimine karşı ayaklanmasıdır.

Gerginlik ve kavga 7 yıldır devam ediyor.

Gelelim bugünlere...

Moskova’ya göre ABD ve Batılı müttefikleri Kiev’e olan askeri yardımını arttırarak provakasyon yapmakta ve gelişmelere bağlı olarak Ukrayna’yı NATO’ya almaya çalışmaktadır. 2004’de Bulgaristan, Romanya ve Sovyetler Birliği’den ayrılan Baltık Cumhuriyetleri’ni NATO’ya katan ABD; Ukrayna ve Gürcistan’ı da üye yaparak Rusya’yı batı ve güneyden kuşatmayı ve Karadeniz’i NATO gölüne dönüştürmeyi amaçlamaktadır.

Gelelim konunun Türkiye’yi ilgilendiren boyutuna...

Karadeniz’e 1700 kilometre sahili olan ve Çanakkale ile İstanbul Boğazı’nı kontrol eden Türkiye, batının Rusya ile kavgasında en önemli ülke.

Üstelik Suriye başta olmak üzere bir çok nedenden dolayı Rusya ile inişli-çıkışlı ilişkileri olan Türkiye bir NATO ülkesidir ve askeri konular başta olmak üzere bir çok alanda Ukrayna ile kapsamlı işbirliği yapmaktadır. Müslüman Kırım azınlığı destekleyen Ankara, Ukrayna’ya İHA ve SİHA vererek Moskova’yı kızdırmaktadır.

Putin, Lavrov ve başka Rus yetkililer her fırsatta bu kızgınlıklarını açıkça dile getiriyorlar.

Savaş çıkarsa Ankara ne yapar?

Batı destekli Ukrayna Cumhurbaşkanı ve Erdoğan’ın yakın dostu Zelenski’nin her an bir çılgınlığa kalkışabileceğini düşünen Moskova, Ukrayna sınırında çok büyük askeri yığınak yapmaktadır. Batı ise bu hareketlenmeyi gerekçe göstererek Rusya’yı “Ukranya’yı işgale hazırlanmakla” suçluyor ve karşılık vereceğini söylüyor.

Tansiyon çok yüksek.

İsrail’in kışkırtmasıyla benzer şekilde İran’ı tehdit eden ABD anlaşılan bir çılgınlık peşinde.

Ukrayna olayında olduğu gibi İran konusunda da Türkiye dolaylı-dolaysız taraf çünkü Kürecik başta olmak üzere ABD ve NATO’nun Türkiye’de askeri üsleri var ve İncirlik’te 50 kadar atom bombası bulunuyor.

Ukrayna ve İran gerginlikleriyle yetinmeyen ya da öyle görünmeye çalışan Biden yönetimi hızını almışken Çin’e de sataşmaktadır.

Rus medyasına konuşan emekli generaller  “Washington ve batılı başkentler nükleer savaşı göze almış gibi davranıyor. Bu doğruysa ABD ve bu savaşın tarafı olmaya gönüllü olan Avrupa ülkelerini nükleer mezarlığa dönüştürmeye hazırız” diyorlar.

İş çok ciddi.

Bu Mısır, BAE, Suudi Arabistan ve İsrail’e en ağır ifadelerle saldırıp sonra da “gelin barışalım” demeye benzemez.

24 Kasım 2015’de Rus uçağını düşürüp bir yıl sonra Putin’den özür dileyerek ilişkileri düzelten Cumhurbaşkanı Erdoğan şimdi çok daha farklı ve karmaşık bir durumla karşı karşıya bulunmaktadır.

40 yıldır İran ve Suriye’ye ve Kırım olayından bu yana Rusya’ya yaptırım uygulayan ABD ve müttefikleri planlarını başaramamanın hırçınlığıyla çılgınlık peşinde.

100 ülkenin üzerine çullandığı Suriye direndi ve teslim olmadı.

On bin yıllık tarihiyle İran 245 yıl önce kurulan ABD’den çekinmez.

Rus ayısı” Putin ise havyarlı Rus salatasını midesine indirirken Rus ruletini oynamaktan büyük zevk alacaktır.

Peki ya Erdoğan!