Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Erdoğan Kanal İstanbul'u neden istiyor?..

Kanal İstanbul’un teknik olarak bölgeye ve şehre ne kadar büyük zarar vereceğini artık Erdoğan da biliyor...

Ama...

Kanal İstanbul’u inşa edecek olan firma (Yerli ya da küresel) finansmanını dışarıdan döviz olarak bulmak zorunda...

Bunun ise yaklaşık 65 milyar dolar olduğu söyleniyor...





Yani...

Erdoğan, Kanal İstanbul’u (Bence) ne ABD’nin işine geldiği için istiyor...

Ne İstanbul’a faydası olacağı için istiyor...

Ne Katarlı birkaç aileye söz verdiği için istiyor...

Ne de bunu siyasi bir inat uğruna talep ediyor...



Erdoğan’ın böyle çılgın...

Ama...

Üretime, istihdama, vergi gelirlerinde artışa hiçbir katkısı olmayan harcamaları (yatırım değil) teşvik etmesinin sebebi:

Bu harcamalar için gelecek olan dövize olan ihtiyacı...



Tabii ki bu kanaatimde iddialı değilim...

Ama...

Eylem ve söylemlerine baktığımda bana öyle geliyor...

KENDİMİ TEBRİK EDERSEM AYIP OLUR MU?..,


45 kilometrelik Kanal İstanbul için 65 milyar dolar gelecekse...

İstanbul – Van arasında yaklaşık 1250 km kanal:

Yaklaşık 2 trilyon dolar falan getirir...



Valla bu fikir iyi fikir...

Kesinlikle köşeyi döneriz...



UYARI NOTU:

Lütfen kimse hazıra konmasın...

İntihal yapmasın...

Çünkü...

Bu müthiş fikir...

Benim, ayakkabı numaramla eşit zekamın eseridir...

Yani...

Telif alırım...

NECİP HALKIMIZ LAYIKTIR KARDEŞİM...


Marmara Denizi’nden Van Gölü’ne kanal açma ihalesi tek firmaya verilirse adaletsiz olmaz mı?..



Tabii olur...

Ve...

Adalet konusunda son derecede hassas ve titiz olan iktidarımız...

Sanırım bu büyük işi tek firmaya vermez...



Bence beşe böler...

Bildik tanıdık o beş firmaya verir...

Şirket başına:

250 km kanal işi düşer...



Her müteahhit de işi 100 taşerona (Taşeron başı 2.5 km) paylaştırır...

Hem taşeronlar para kazanır...

Hem de...

Her şeyin:

En iyisine...

En güzeline...

En pahalısına layık halkımız...

İstanbul’dan Van’a (Yol üstündeki bütün şehirlere uğrayarak tabii ki...) gemiyle gitmenin zevkini yaşar...

SÖZ VEREBİLME ARSIZLIĞI...


27 Mayıs 1960 askeri darbesinden birkaç yıl önce olmalı...

Bir DP milletvekili, yeniden iktidar oldukları takdirde:

Kayseri’ye deniz getireceklerine dair söz vermişti...



10 yıllık iktidarlarında deniz getiremediler Kayseri’ye...

Ama...

Son 20 yıllık iktidarlarında...

En azından...

Kanal getirmiş olurlar...



Biliyorsunuz...

Sağcı siyasette önemli olan verilen sözün ne zaman yerine getirileceği değildir...

Önemli olan:

O sözü verebilme arsızlığıdır...

YENİ YAPILACAK KANALIN YARARLARI...


Marmara Denizi ile Van Gölü arasında yapılacak kanalın (Bence) pek çok yararı olacaktır...



Kanal inşaatını yüklenen Beşli Kanka ekonomimize milyarlarca dolar döviz getirecek...

Kulaklarımızdan bile döviz fışkıracağı için:

1 dolar 1 liraya falan düşecek...



Ulaştırma Bakanımızı daha sık göreceğimiz için ekranlarda...

Haliyle...

Yaptığı her açıklamayla ortalığa saçılan süper zekasının zekatından hepimiz daha çok istifade edeceğiz...



Haber kanallarımızın nöbetçi tartışmacıları:

“Marmara Denizi’nden Van Gölü’ne kanal açmanın yararlarıyla zararlarını” tartışacaklar...

Bilgi hazinemiz zenginleşecek...



Marmara Denizi’ndeki müsilaj 1250 km yol gidince...

Van Gölü’ne vardığında tertemiz olacak...



Van Gölü’nün adı resmiyette de “deniz” olarak anılacak (Vanlılar zaten “göl” değil “deniz” diyorlar...).

İMAMOĞLU O KADAR ÇOK TAŞI NEREDEN BULACAK?..


Biliyorsunuz, İBB Başkanı İmamoğlu...

AKP ve MHP’li Meclis üyelerin yanı sıra...

Cumhurbaşkanıyla İçişleri Bakanı’nın bütün engellemelere rağmen:

Çok iyi işler yapıyor...

[caption id="attachment_272673" align="alignnone" width="500"] Ekrem İmamoğlu[/caption]



Kamuoyu araştırmalarına göre bugünkü oyu:

23 Haziran 2019’da tekrarlanan seçimde aldığı oydan bile daha fazla...

Ama...



Yine de...

İktidar siyasetçileri ve medyası tarafından sürekli taşlanıyor...

İtibarsızlaştırılması için olmadık yalanlar uyduruluyor...



Duyduğuma göre...

Antik kentin bütün sokakları ve kaldırımları taşlarla döşenecekmiş...



O Çok Ünlü Kişi olarak bilinen AKP’li başkan vekili kürsüye gelmiş...

Ve...

Alaylı bir ses tonuyla sormuş:

“O kadar taşı nereden bulacaksın Başkan?..”



İmamoğlu başkanlık makamından cevaplamış:

“Bize attığınız taşlardan...”.

NEDENSE ONLARDAN SÖZ EDEN YOK...


Fıkra bu ya...

Irkçı karakterleriyle tanınan iki devlet başkanı bir barda oturmuş sohbet ediyorlardı...

O sırada içeri giren adam, bu ikisini ekranlardan tanıdığı için Barmen’e gidip:

“Bunlar o iki faşist değil mi?..” diye sordu.

“Evet, onlar” dedi Barmen...

Adam alaylı bakışları ve gülümsemesiyle iki ırkçının yanına gitti...

“Gene ne kaynatıyorsunuz bakayım?..” dedi...

“Üçüncü Dünya Savaşı’nı planlıyoruz” diye cevap verdi birisi...

Adam, şaşırmış gibi yaptı:

“Yok yaaa... Sahi mi?..” dedikten sonra sordu: “Üçüncü Dünya Savaşı’nı çıkaracaksınız da ne olacak?..”.

“Bu sefer en az 15 milyon Yahudi ve bir de bisiklet tamircisini öldüreceğiz” dedi Faşist’in biri.

Adam bu defa gerçekten şaşırdı:

“Bir bisiklet tamircisini mi öldüreceksiniz?..”

Az önce, 15 milyon Yahudi öldüreceklerini söyleyen Faşist, diğer faşiste döndü:

“Gördün mü?” der... “Sana, 15 milyon Yahudi’nin kimsenin umurunda bile olmadığını söylemiştim!..”.



Haber kanallarında, gazete köşelerinde, birkaç varlıklı iş insanının malına nasıl çöküldüğü tartışılıyor...

Ama...

On milyonlarca fukara ve orta gelirli yurttaşın üzerine çökenlerden söz eden bile yok...