Erdoğan, faiz lobisi ve dış güçler karşısında pes etti, faizler piyasadaki orana yükseldi...
Bir müzakere ya da mücadelede sonunda sizin değil de karşı tarafın istediği olacaksa eğer...
Müzakereyi ve tartışmayı uzatmayın, hemen kabul edin...
★
Erdoğan kaybedeceğini bile bile inat etti...
İktisat biliminde hiç yeri olmayan...
Kimin uydurduğu da bilinmeyen absürt bir “kuram” yüzünden...
Hem ulusumuzun 128 milyar dolarını boşa harcadı...
Hem de öncelikle Merkez Bankamızın ve tabii ki...
Devletimizin itibarını sarstı...
Neydi Erdoğan’a ezberletilen o absürt iddia:
“Faiz enflasyonun sebebidir...”.
★
(Galiba) Benden başka hiç kimse de ona, “faiz de diğer unsurlar gibi sadece bir maliyet unsurudur ama fiyat ve enflasyon unsuru değildir” diyemedi...
Çünkü liberal ekonomilerde fiyatı maliyet değil talep belirler...
★
Sonunda...
Artışından sorumlu tuttuğu...
Tüm dost ülkelerin devlet başkanları ve başbakanlarıyla kavga etmesine sebep olan suçlaması havada kaldı...
Ya da...
Merkez Bankası’nın faizleri yükseltmesine izin vererek; “dış güçler” ve “faiz lobisi” karşısında pes etti...
ALLAH SONUMUZU HAYREYLESİN
Normal bir demokraside, normal şartlarda Erdoğan’ın yaptığı hatayı yapan bir başbakan veya cumhurbaşkanı ya istifa ederdi...
Ya da...
Gensoruyla düşürülürdü...
★
Peki...
Erdoğan istifa eder mi?..
Asla...
Meclis gensoruyla düşürür mü?..
Ne mümkün?..
★
Tamam ama...
Gelecek kuşaklara “size demokratik bir cumhuriyet emanet ediyoruz” diyemeyecek olduktan sonra bu afra tafra niye?...
★
“Ben sizin babanızım ben ne dersem o olur (Paternalizm)” zihniyetiyle devlet yönetilmez ki...
Gelin de Berat Albayrak’ın:
“Allah sonumuzu hayreylesin” temennisine katılmayın...
SİYASETÇİLER BİZİM RAKİPLERİMİZ DEĞİL...
Ali Babacan, Gezi Parkı protestolarıyla ilgili şunları söyledi:
“Ben davacı değildim, şikayetçi değildim, mağdur da değildim. Savcı, tek taraflı olarak bütün bakanları mağdur olarak değerlendirdi. Araştırdım, davadan çekilmek kanunen mümkün değildi. İşte bugün buradan savcılara sesleniyorum: Ben bu davanın mağduru değilim. Silin benim adımı”
★
Ahmet Hakan bu açıklamaya çok kızmış belli ki...
Oysa...
Ceza kanunlarımızı bilseydi, Ali Babacan’ın hem doğru söylediğini...
Ve hem de...
Samimi davrandığını anlardı...
★
Ben nereden biliyorum?..
Daha yeni yargılandım ve 380 gün hapse mahkum oldum da oradan biliyorum......
Çünkü...
RTÜK konuşmamdaki şu cümleden şikayetçi olmuştu:
“Eğer bu kelimeler hakaret değil de ifade özgürlüğü ise RTÜK üyelerine aynı kelimelerle hitap etmek istiyorum...”.
★
Konuşmamda sadece “RTÜK üyeleri” diyor, isim belirtmiyordum...
Ama...
RTÜK hem tazminat davası açtı...
Hem de ceza davası...
★
Savcı ne yaptı?..
Tek tek RTÜK üyelerine gitti...
“Bu adamdan şikayetçi misiniz?” diye sordu...
Çoğunluk malum...
İmzalar atıldı...
Azınlık da mecburen benden şikayetçi oldu...
★
Ahmet keşke bu gerçeği öğrenseydi...
Eminim o zaman bu kadar kırıcı olmazdı...
SOYLU’NUN İSTİFA TARİHİ BELLİ OLDU(!).
Somalı maden işçilerinin tazminatlarını...
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na bağlı TTK ödeyecek...
Oysa...
İşçilerin tazminatlarını ödeme taahhüdü ilgili bakandan değil de ilgisiz Bakan Soylu’dan geldi...
Acaba neden?..
Soylu, inisiyatif almak için ilgili bakanı bile niçin ezdi geçti?..
Ve hatta tarih bile verdi:
15 Ocak 2021...
★
Bunu neden yapmış olabilir?..
Sezgilerime ve deneyimlerime dayanarak üç ihtimalden söz edeceğim...
OLASILIK 1:
Soylu, 15 Ocak’a kadar bekleyecek...
O gün işçilerin kıdem tazminatları ödenmeyecek...
Bir basın toplantısı düzenleyecek...
Ve...
Bakanlıktan istifa edecek...
★
Şunları söyleyecek:
“Ben işçi kardeşlerime söz verdim... Bugüne kadar sözümü yediğim görülmemiştir... Benim için hiçbir makam ve mevki, vatandaşımdan ve onlara verdiğim sözden daha değerli değildir... Bakanlıktan affımı...”.
[caption id="attachment_6132857" align="alignnone" width="600"]
Süleyman Soylu[/caption]OLASILIK 2:
Soylu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na kaydırılacak.
2021’e çok büyük bir sükse ile başlamak istiyor...
Neden 15 Ocak?..
Kabine değişikliği ancak yetişir de ondan...
★
Sezgi işte...
Beni böyle düşündürttü...
