Korkusuz
Gökmen Özdenak

En büyük düşman rehavet

Sonda yazacağımı başta yazayım. Bu galibiyetlere kimse kanmasın. Çünkü Galatasaray özellikle defanstan başlayan, orta sahaya kadar gidip kaleciye geri gelen pas varyasyonu ile umut vermiyor. Muslera ve defans arasındaki paslaşmalar tam anlamıyla laubaliliğin daniskası. Böyle bir futbolu kesinlikle kabul etmiyorum. Bu tarzınızı kendinizden daha alt seviyedeki takımlara karşı uygulayabilir, hatta dün akşam olduğu gibi farklı kazanabilirsiniz. Ama bu futbol kimseyi yanıltmasın. Futbolcuların bireysel yetenekleri ile sonuca gitme işleri bu takımlara karşı tutar. Yeni Malatyaspor sonrası Fenerbahçe ile başlayacak olan zorlu aşamada bu futbolla başarılı olunabilir mi? Bunu da düşünmek lazım...

Haftaya taraftarıyla beraber Galatasaray kendi sahasında Yeni Malatyaspor’u yener ve 42 puanla Kadıköy’e gider. Fenerbahçe maçıyla beraber Galatasaray’ın gerçek gücünü ve kapasitesini hep beraber göreceğiz. Teknik Direktör Fatih Terim’in takım üzerindeki etkisi, disiplini ve otoritesi çok önemli. Ancak kendinden güçsüz takımlarla oynayıp alınan puanlar futbolcuları rehavete sokabilir. Futbolcular ligin yeni başladığını ve kayıpların affının olmayacağı haftalara girdiklerini çok iyi anlamalılar.

Ligin ve Türkiye Kupası’nın boyu kısaldı. Artık en önemli maç, önündeki ilk maçtır. Rotasyon falan bu saatten sonra sökmez. O işler sezon başında olur. Final haftalarında önemli olan formanın hakkını verecek futbolu oynayıp istenilen sonuçları almaktır. Hoca rotasyon merakından vazgeçmeli. Şampiyonluk yaklaştıysa aslanın dişlerini gösterme zamanı gelmiştir. Galatasaray ‘Zorlu’ işleri sever.