Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

En ayıplı ve kurulması en uzun süren komisyon...

Halen,

“Demokrasi tarihimizin: En ayıplı Meclis Soruşturma Komisyonu” olarak tanımlanıyor...

Kamuoyunda ise:

“17/25 Aralık yolsuzluk dosyaları” diye biliniyor...



Ve büyük ihtimalle...

İktidar partisinin...

“Kurulmasını en uzun süre engellediği komisyon” olarak da hatırlanıyor...





Görevi...

AKP’li bakanlar:

Egemen Bağış...

Muammer Güler...

Zafer Çağlayan...

Ve...

Erdoğan Bayraktar hakkındaki yolsuzluk iddialarını soruşturmak...



İktidar partisi:

Komisyonun cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce çalışmasını engellemek için:

Her yolu deniyor...



Amaca ulaşmak için kullanacakları her aracı:

Mubah gösteriyor...



Bu engellemeyi nasıl başarıyor?..

Komisyona üye vermeyerek...



Ve haliyle:

Komisyonun kurulması...

Çalışmalara başlaması:

Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrasına kalıyor...

ESKİ SAVCI BAŞKAN SEÇİLİYOR...


8 Temmuz 2014 tarihinde nihayet...

AKP, komisyonun kurulabilmesi için gerekli olan üyelerin isimlerini:

Meclis Başkanlığı’na gönderiyor...

Ve...

Komisyon kuruluyor...



Başkanlığa:

Eski savcı...

Ve...

AKP eski milletvekillerinden Hakkı Köylü seçiliyor...

[caption id="attachment_286746" align="alignnone" width="600"] Hakkı Köylü[/caption]



Saygı Öztürk, işte o komisyonun Başkanı Hakkı Köylü ile görüştü...

Ve...

SÖZCÜ’deki köşesinde o görüşmeyi yayımladı...

YARGIMIZ KİMLERE EMANET EDİLMİŞ...


Saygı Öztürk, 17/25 Aralık yolsuzluk iddialarını araştırmak amacıyla kurulan Meclis Araştırma Komisyonu Başkanı Hakkı Köylü’ye soruyor:

“Bakanlarla ilgili dinlemeler usulsüz, deliller usulüne göre toplanmamış kararı verilmemiş olsaydı; komisyondan farklı bir karar çıkar mıydı?..”.



Cevap, bir hukukçunun değil...

AKP kasaba teşkilatlarında görevli...

Sıradan bir particinin verebileceği cevapla aynı idi:



“Öyle konuşulmaz ki, şimdi ‘deliller şöyle olsaydı şöyle olurdu’ diye olmayan şey tartışılmamalı...”.



Canlarım...

Siyasî tarih ve hukuk:

“Eğer öyle olsaydı...”.

Ya da:

“Eğer öyle olmasaydı” konularını tartışır...



Tartışmazsa...

Hiçbir yanlış karar düzeltilemez...



Tartışılmazsa:

Hiçbir dava yeniden yargılama konusu olamaz...



Tartışılmazsa...

İçtihat çıkmaz...



Hukuk (Bir bakıma) içtihattır...

Ve...

Komisyon başkanı Köylü’nün:

“Olmayan şey” dediklerinin hepsi:

Olan şeylerdir...



Nitekim:

Soruşturma dosyalarında adı geçen bakan Erdoğan Bayraktar:

“Dosyalardaki her şey doğru. Hakkımdaki kamera görüntüleri ve ses kayıtları doğru” diyor...



Kaldı ki...

Suçüstü elde edilen deliller için:

“Mahkeme izni alınmamıştı” demek...

Çağdaş hukuk kurallarını alt üst etmektir...



Bir delil, bir suçu açığa çıkarıyorsa eğer...

O delilin sıhhati ancak fizikî olarak tartışılır...

Adli tıp inceler ve karar verir...



Bir suçu açığa çıkaran bir delil...

Usul olarak:

“Geçerli değil” denilerek imha edilemez...



Ya canlarım...

Görüyorsunuz değil mi?..

Yargımız kimlere emanet edilmiş...

Ve bu tür hukukçular da nedense hep: AKP’de siyaset yapmayı tercih etmişler...

GÖNÜLSÜZ GELİN GİBİ...


Saygı Öztürk aynı medya grubunda çalışmaktan onur duyduğum arkadaşlarımızdan biri...

Mesleğini yaparken:

“Kime yarar, kime zarar verir?” sorusunu aklının ucundan bile geçirmiyor...

Tek hedefi var:

Merak edilen konulara açıklık getirmek...

Arka planı vermek...



Nitekim:

Hakkı Köylü’nün cevaplarından önce...

O: “ayıplı” komisyonun kuruluş aşamalarını:

Tarih tarih veriyor...



Görüyorsunuz ki...

AKP Meclis Grubu, gönülsüz gelin gibi...

SUÇLULARIN O GİZLİ ÖFKESİ...


Canlarım...

Türkiye Cumhuriyeti Devleti yargısında...

“Adalet” dağıtmakla görevli olması gereken...

Ve...

Göreve başlamadan önce:

“Adil” olacağına ilişkin...

Namusu ve şerefi üzerine yemin eden bir Savcı’nın...

Nasıl partizanlık yaptığını...

Yine Saygı Öztürk’ün köşesinden yaptığım alıntılarla anlatmaya çalıştım...



Ve unutmadan söyleyeyim:

Anlayabildiğim kadarıyla...

Başkan ve AKP eski Milletvekili Köylü:

Suçluların o gizli öfkesiyle vermiş bütün cevapları...



Çok kibirli...

Hatta...

Çok kaba...

BİLMEK İŞİNE GELMİYOR...


Hakkı Bey, dört bakanı yargılanmaktan kurtarmak amacıyla kurulmuş komisyon için şöyle diyor:

“Adil bir soruşturma yaptık...”.



Hakkı Bey savcılığı sırasında da aynı “adalet” anlayışıyla hazırlamışsa iddianamelerini...

Bence...

Ya adaletin ne demek olduğunu bilmiyor...

Ya da...

Bilmek işine gelmiyor...

HATIRLAMAK İSTEMİYOR...


Devletin Adalet Bakanlığı’nda yıllarca savcılık ve başsavcılık görevlerinde bulunmuş bir hukukçu, Köylü...

Baktığı dosyalarda aldığı kararları ve...

Gerekçelerini çok merak ediyorum...



Saygı Öztürk’e verdiği cevaplardan anlayabildiğim kadarıyla...

Soruşturmalar sürecinde “adalet” duygusunu değil...

“Nefret” duygularını kullanmış...



“Adil karar” verdiğini iddia ettiği komisyonun...

Evrensel hukuk kurallarını hiçe saydığını hatırlamak bile istemiyor...

MUCİZE BEKLİYORUM...


[caption id="attachment_286747" align="alignnone" width="600"] Abdülhamit Gül[/caption]

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, yeni anayasayı milletle yapacaklarını söyledi...

Ve şöyle devam etti:

“Statüko, beyaz Toros’ları sever. Statüko, faili meçhulleri sever. Ama biz statükoyu, beyaz Toros’ları, siyah Audi’leri, faili meçhulleri 2023’lere taşıyan, taşımak isteyen zihniyetle de mücadele edeceğiz...”.



Ne güzel sözler...

Nasıl da harika bir taahhüt değil mi?..



Peki...

İnanalım mı?..



Sizi bilemem...

Ama...

Ben:

İnanmak istiyorum...



Hem de...

Bu taahhüdün tutulmayacağını bildiğim halde...

Bir “mucize” bekliyorum...