Korkusuz

Elini silme!

Elini silme!
Bir siyasetçi...

Bir vatandaşla tokalaştıktan sonra elini siler mi?

Sildi.

İspanya’nın genç Başbakanı Pedro Sanchez dün bunu yaptı.

[caption id="attachment_364801" align="alignnone" width="600"] İspanya Başbakanı Pedro Sanchez[/caption]

Bir vatandaşla tokalaştıktan sonra ellerini çırparak temizlemeye çalıştı.



Tokalaştığı kişi de siyahi olunca... Hemen ırkçı damgasını yiyiverdi.

Fakat sonradan meselenin ırkçılıkla bir ilgisinin olmadığı anlaşıldı.

Siyahi kadın elinde bardakla duruyordu. Başbakanla tokalaştığında muhtemelen eli ıslaktı.

Yakışıklı Pedro abimiz... Eline bulaşan o ıslaklığı temizlemeye çalıştı.

Ama tabi gene de ciddi bir hata yapmıştı.

Tokalaşmanın hemen akabinde kameraların önünde bunu yapınca...

Haliyle herkes yanlış anladı.

★★★

Peki bir siyasetçi vatandaşla yakın temasta ne yapmalı?

Ya da soruyu tersten sorayım.

İspanyol Pedro’nun düştüğü hataya düşen siyasetçimiz olmadı mı?

Olmaz mı?

★★★

Tansu Çiller Başbakanlık koltuğuna oturduğunda siyasetin yabancısıydı. Gafları, hataları birbirini kovaladı. Ama vatandaşın arasına girdiğinde başka bir özelliği vardı.

Hep yanında kolonyalı mendil taşıyordu.

İlk fırsatta hemen ya kolonyayla ya da kolonyalı mendille ellerini temizliyordu.

Ama aslında Tansu Hanım’ın bu titizliğinin bir başka sebebi daha olduğu söylenir.

Türkiye’nin ilk kadın başbakanı o yıllarda görüştüğü herkesi etkisi altına alıyordu.

Bu etkiyi artırmak için pahalı kalıcı parfümünü eline de sıkıyordu.

O parfüm de tokalaştığı kişinin eline bulaşıyordu.

Gün boyu başbakanın parfümüyle geziyordu.

O dönem başbakanı takip eden gazeteci ağabeylerimizin anlattıklarının yalancısıyız.

★★★

Menderes... Kılığına kıyafetine dikkat eden bir başbakandı.

Özellikle Amerikan stili briyantinli saçlarını sık sık ıslatarak tararmış.

Parfümlü kolonyasını da sürmeyi ihmal etmezmiş.

Sık sık terleyen alnını silmek için mendilini alır, önce alnını sonra elini temizlermiş...

Akıllıca bir yöntem...

Kimse elini de temizlediğini anlamazmış...

Ama Menderes’in de üstten bakan ve kibir kokan hareketleri yok değildi.

Ankara’nın bıçkınlar semti Hacettepe’yi gezdiği bir gün...

“Bu çöplüğü adam etmek lazım” demişti.

Hacettepeliler bu sözü hiç unutmadı. Ve Menderes’i affetmediler.

Çünkü semtleri istimlak edildi. Ve bugünkü Hacettepe Tıp Fakültesi’nin ilk nüvesi olan Pediatri kliniği Menderes’in ‘çöplük’ dediği evlerinin bulunduğu yere kuruldu.

★★★

Sosyalist hareketin en önemli liderlerinden Behice Boran...

TİP’in genel başkanı...

Halk için halkla beraber siyaset yapan bir devrimciydi.

Ama köken olarak ticaret erbabı bir aileden geliyordu. Ve Amerikan Koleji’nde okumuştu.

1965’de... TİP’in fırtına gibi eseceği seçimlerin öncesinde aday gösterileceği Urfa’ya gittiğinde şehir çarşısında gezerken esnaf çay ikram etti.

Çaya şeker koymak için maşa isteyen Behice Boran’a Urfalılar şaşkın şaşkın bakmışlar...

“Maşa ne ola ki?”

★★★

Süleyman Bey...

En geniş en komplekssiz siyasetçimiz olarak bilinirdi.

Onun derdi meşhur şapkasıylaydı.

Hemen her mitingde birisi fötr şapkasını kapmak için uğraşırdı.

Yavuz Donat ağabey anlatmıştı.

Bir keresinde şapkanın ucunu yakalayan bir vatandaş ısrarla bırakmamış.

Bir ucundan Demirel diğer ucundan vatandaş asılıyorlarmış.

En sonunda Demirel “Bırak lan...” diyerek sunturlu bir küfürle şapkayı çekip kurtarmış.

Tabi o zaman başbakanı adım adım izleyen gazeteciler var ama kaydedecek kamera vs pek yoktu.

★★★

Şimdi siyasetçilerimiz uzmanlaştılar.

Gerçekliğin değil algının geçerli olduğunu iyi biliyorlar artık.

Ramazan’da mutlaka yer sofrasına oturuyorlar.

Üstlerinde 5 bin euroluk takım elbiseyle diz kırıp karavanaya kaşık sallıyorlar.

Kapıda koruma ordusu... Çalışır vaziyette Escalede cipler bekliyor.

Sofra bezini dizlerine örtüp pideyi parçalarken kameraya poz veriyorlar.

Yarım saatlik etkinlik bittikten sonra koruma ordusu eşliğinde mahalden ayrılıyorlar.