Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Dünyadaki yerimiz neresi olur?.. 

Hard power/Sert güç, uzlaşma ya da uzlaşmaktan kaçınma durumlarında muhatap devletleri etkilemek için askeri ve ekonomik araçların kullanılmasıdır.



Soft power/yumuşak güç ise ekonomik, siyasi ya da silahlı müdahaleye başvurmadan; iletişim kurmak ya da üzerinde etkinlik kurma yöntemiyle bir kişi ya da topluluk üzerinde söz sahibi olma, dediğini yaptırma yeteneğidir.



Türkiye 1990’lı yılların sonlarında yumuşak güç kullanan ülkeler sıralamasında yirminci idi...

Bugün ise otuzuncu sıranın da üstüne çıktı...

Yani yumuşak güç kullanımında Rusya kadar bile olamadık...



Ve bir de “akıllı güç” vardır ki...

Ne zaman sert güç ne zaman yumuşak güç kullanılacağını ve bu ikisinin ne zaman ve hangi şartlarda bir araya getirileceğini bilen güçtür...



Evet; vahşi, barbar, acımasız terörist gruplara karşı sert güç mutlaka gereklidir ama...

Teröristlerin dağa çıkmayan ya da dağa çıkarılamayan pek çok insan üzerinde, kalplerini ve akıllarını kazanmak için yumuşak güç kullandıklarını da unutmamak lazım...



Yakın gelecekte bilgi daha da bollaşacak, bilgiye ulaşmak daha da kolaylaşacak...

Ve insanlar daha esnek olup daha hızlı düşünebilecek.

Haliyle...

Geleceğin dünyasında yumuşak güç, sert gücün yerini alacak...

Hem evrensel ve hem de popüler kültür olarak zengin olan ve bu kültürlerini kolayca ihraç edebilecek olan ülkeler başarılı olacak...



Düşünün bakalım...

O gün de eğer Türkiye’yi gerici, yoz, yobaz ve din tüccarı zihniyet yönetiyorsa bizim dünyadaki yerimiz neresi olur?.. 

İZMİRLİLERE HAKARET EDEN GACI...


Akil insanlarımız yıllar önce kendini bilmez, hadsiz, edepsizlerin özürleri için şöyle demişlerdi:

“Tevil kabul etmez...”

“Özrü kabul edilmez...”



İzmir’de yaşayan ve bir sivil toplum örgütü başkanı da olan Zekiye Çomaklı isimli bir gacının İzmirlilerden dilediği özür de bu iki cümleyle anlatılabilir ancak...

[caption id="attachment_5719530" align="alignnone" width="300"] Zekiye Çomaklı[/caption]

Gacı, dünyanın birçok yerinde Hristiyan ile Yahudilerin ezan dinleyip Kuran okuyarak koronavirüse karşı mücadele ettiğini iddia ediyor önce...

Sanki...

Bütün Hıristiyan ve Museviler Kuran okurken yanlarındaymış gibi...



Hadi öyle bir palavra attı gülüp geçelim...

Ama...

O palavradan hareketle İzmirlilere ettiği hakaretlere bakar mısınız:

“Bizim İzmir’deki dinsiz, imansız anladık gavursunuz, tamam ama gavur olunur da gardaş bu kadar mı namussuz gavur olunur? Bu kadar mı haysiyetsiz gavur olunur, azıcık efendi gavur olun”...



İzmirliler dindarlıklarının zekatını verseler sen bile dindar olursun be bacım...

Asıl sen biraz edepli ol edepli...

Haddini bil...

Ve bir de...

Özrünün bile kabul edilemeyecek kadar rezilce olduğunu bil...

Tevil kabul etmeyeceğini de öğren...

BAŞKAN GİBİ...


Dünya medyalarında, koronavirüsün vaka ve ölüm sayısındaki en dik ve sert artışın Türkiye’de olduğu grafiklerle anlatılıyor...



Biz dik gideriz abi...

Dik başkanın ülkesinde hastalık da dik gider...

ALT KATINDAKİLER UYUYOR...


Bir gün Hüsmen ile Ramiz şehirlerarası yolculuk yapacaklar...

Otogara gidiyorlar...

Seyahat edecekleri otobüs iki katlı...

Aynı katta ve yan yana bilet yok...

Hüsmen üst kattan alıyor biletini Ramiz alt kattan...

Bir süre sonra Hüsmen cep telefonunu çıkarıp Ramiz’i arıyor...

“Nabıyon be aaretlik? Sizin orlarda avalar nası gidiyo?”...”

Ramiz sıkıntılı bir ses tonuyla “Bizim şoför uyudu be agacım” diyor... “Kodumu otobosu kendi kendine gidiyo be yaaa...”...

“A be o da bi sey mi Ramiz” diyor üst kattaki Hüsmen... “Sizinkinde iç olmazsa şoför var... Bizim katta şoför bile yok be agacım...”...



Sanki memleketin biri...

Devletin alt katındakiler (Birkaçı hariç şoför dahil) uyuyor...

Üst kat ise kendi kendine gidiyor canlarım...

NEREDEN Mİ ÇIKTI?..


Kendi ülkesinin belediyeleriyle ve hem de...

Yarışmaların en ayıplısı olanıyla haksız rekabete girişen bir Devlet düşünebiliyor musunuz?...

Düşünmeyin de zaten zira moraliniz bozulur...

Sinirsel kat sayınız artar...



Nereden mi çıktı?..

İçişleri Bakanlığı yayınladığı bir genelgeyle; muhtaç durumdaki hemşerilerine para yardımı yapabilmek için bağış toplama hesabı açan belediyelerin banka hesaplarını bloke etti de ondan...