Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Dünyadaki hızlı değişimi yakalayabilmemiz için bir şeyler değişmeli...

Yıl 1620...

İngiltere’nin Plymouth limanından demir alan Mayflower, yaklaşık 3 ay süren bir yolculuktan sonra...

Bugünkü Massachusetts kıyılarına yanaşıp; demir attı...

Gemiden inip karaya ayak basanlar:

Yerleşme amacıyla ABD’ye gelen...

Ve Halen...

Dünyanın “siyasi, iktisadi ve askerî en büyük gücü” olan Amerikalıların ataları (Pilgrimler) olarak kabul edilen yolculardı...

[caption id="attachment_6607901" align="alignnone" width="600"] Lindbergh[/caption]



Bu deniz yolculuğundan yaklaşık 300 yıl sonra bu defa...

Charles A. Lindbergh adında genç bir Amerikalı pilot...

Spirit of St. Louis isimli uçağıyla...

20 Mayıs 1927 Cuma günü saat 07:52’de...

Newyork Roosevelt Havaalanı’ndan ayrıldı...

33 saat süren “tek uçuşluk” bir yolculuktan sonra...

Paris yakınlarındaki Le Bourget havaalanına iniş yaptı...



Bu hava yolculuğu...

Tarihte ilk kez, “hiç durmadan” yapılan bir okyanus ötesi uçuştur...



Myflower’in 3 ay süren deniz yolculuğundan 350...

Lindenberg’in tek uçuşla 33 saat süren hava yolculuğundan sadece 50 yıl (1977) sonra...

Paris’ten havalanan...

Fransız- İngiliz ortak yapımı Cocorde uçağının...

Kendi sesinden bile daha hızlı uçarak...

Newyork’ta tekerleklerini piste koyduğu sürede geçen zaman:

Sadece 3 saat idi...





Ve canlarım...

Balistik füzeler...



Bu ölüm kusan silahlar ise...

İnsanı uygarlıktan uygarlığa taşıyan uçaklardan çok daha hızlı aşıyorlar okyanusu:

30 dakika...



Bu örnekleri neden mi verdim?..

Ülkemizin hali pür melalini gösterebilmek için...



Hani...

Bizim çocukluğumuzda büyüklerimiz...

Hükümetlerimizi eleştirmek için derlerdi ya:

“Eloğlu gidiyor aya biz kaldık yaya...”

Aynen öyle...

Değişen bir şey yok yani...

İŞTE O KADAR...


Türkiye Cumhuriyeti bir “Müslüman Devlet” olarak kurulmadı...

Haliyle...

Türkiye Cumhuriyeti Devleti...

Asla bir İslam Devleti değildir...

Olamaz...

Olmayacak...



Türkiye Cumhuriyeti Devleti:

Yurttaşlarının yaklaşık %80’i (Son kamuoyu araştırmaları İslâmiyet’ten hızla kaçış yaşandığını gösteriyor) Müslüman...

O halde şöyle diyebiliriz:

“Demokratik, laik, sosyal hukuk devleti olan Türkiye ülkesinde yaşayan yurttaşların büyük çoğunluğu Müslüman...”.



Yani canlarım...

Sizler, Türkiye’den “İslam ülkesi” olarak söz edenlere aldırış etmeyin...

Amaçları:

Sizleri tahrik edip...

Çatışma çıkartmak...



Türkiye Cumhuriyeti Devleti laik bir devlettir...

Laik bir devlet olarak payidar olacaktır...

İşte o kadar...


BİAT EDİN Kİ...


Yani arkadaş...

Bu, Boğaziçili hocalara da rektör beğendiremiyoruz...



Tamam...

Haklılar...

Melih Bulu şekil olarak CHP’li gibi olsa da...

Zihniyet olarak AKP’li idi...



İyi de kardeşim...

Naci İnci’nin neyi var?..

[caption id="attachment_6607905" align="alignnone" width="600"] Naci İnci[/caption]



Evet...

Azcık, Kuran kursu hocası duruyor ama...

Neme lazım...

Güzel adam...

Hele bıyıkları süper...



Bırakın itirazı da:

“Biat edin” kardeşim...

H

Biat edin ki...

Rahat edesiniz...

BATSIN BU DÜNYA BİTSİN BU RİYA...


Dünyanın gelişmiş...

Ya da “gelişmekte kararlı” ülkeleri...

Dördüncü Sanayi Devrimi (Seri üretimin tamamen robotlar tarafından yapılması) sürecini başlattı...

Biz ise halen:

“İnşaatlar yatay mı olsun dikey mi?” tartışmasını yapıyoruz...

Dere yataklarına:

Apartman...

Ve...

Tomruk depoları konduruyoruz...



İşin daha da fenası...

İstanbul ve Ankara gibi şehirlerimizi 25 yıl...

Ülkemizi ise 20 yıldır yöneten zihniyetin baş temsilcisi halen:

“Ben hep ‘inşaatları yatay yapın, dikey yapmayın’ diye uyardım arkadaşları ama dinlemediler” diyor...



Kendisini dinlemeyen savcı ve yargıçları...

Bucak bucak süründüren egemen güç...

Kendi arkadaşlarına söz geçiremediğini...

İstanbul ve Ankara’daki gökdelen çöplüğünden de haliyle...

Çalışma arkadaşlarının sorumlu olduğunu söylüyor...

[caption id="attachment_6607906" align="alignnone" width="600"] Orhan Gencebay[/caption]



Haydi hep birlikte, Orhan Baba’dan bir şarkı patlatalım:

“Batsın bu dünya, bitsin bu rüya (Ya da riya)...”.



Ne rüyası Orhan baba ne rüyası...

Bilhassa son dört yıldır kabus görüyoruz kabus...

O SANDIK BURAYA GELECEK...


1400 yıl öncesinin hayatını günümüz kadınlarına...

Ve tabii ki...

Çocuklarına da yaşatmak isteyen bir “terör örgütü...”.

Ve ne yazık ki...

O barbarlarla:

“Aramızda inanç uyumsuzluğu yok” diyen bir cumhurbaşkanı...



Ey güzel insanlar!..

Dünya böylesine hızlı gelişirken...

Ülkenin kurucu önderi:

“Hedefiniz muasır medeniyetler olmalı” diye tavsiye bırakmışken...

Siyasetin hâlâ neleri tartıştığını görüyorsunuz



Peki...

Bu ataletten...

Ve fakat...

Adalet fukaralığından kısa zamanda kurtulacak mıyız?..



Hiç şüpheniz olmasın ki kurtulacağız...



Nasıl mı?..



Tahrikleri umursamadan...

Demokrasiye ve (her şeye rağmen) hukuka bağlı kalarak...

Sandığın önümüze geleceği günü bekleyerek...

İSLAM DEVLETLERİNE BAKIN VE GÖRÜN...


Bakın dünyaya...

İnsani gelişmişliğini gerçekleştirerek...

Kaliteli, vasıflı insan gücüyle zengin olmuş bir tek “İslam Devleti” gösteremezsiniz...



Zengin olanlar da...

Hıristiyan Batılıların teknolojilerini ve sermayelerini kullanmış...

Toprak altından çıkan petrol gelirleriyle...

Ve fakat...

Demokrasiden ve hukuktan uzak durarak:

Zenginliklerini (Kralların, Emirlerin, Şeyhlerin) koruyabiliyorlar...



Madden zengin...

Ahlâken yoksul bütün İslam devletlerine baktığınızda göreceğiniz ortak tablo şu:



Bu ülkelerde yaşayan halklar (Saray ve yakınları hariç):

Yoksul...

Eğitimsiz...

Mutsuz...

Ve...

Umutsuz...

İSLAM KARDEŞLİĞİ DİYE BİR ŞEY OLUR MU?..


Canlarım...

Kim ki her ağzını açışta:

“İslam kardeşliği” diyor...

Biliniz ki...

Müslümanlar arasında olduğu iddia edilen kardeşlik:

Kocaman bir yalandır...



İslam dünyasında her şey:

Güçlülerin çıkarlarını korumak için yapılır...



Bakın tarihe göreceksiniz...

Örnek mi?..

O halde buyurun lütfen...



İslam Peygamberinin ölümünden sadece:

24 (Cemel Savaşı) ve...

25 (Sıffin Savaşı) yıl sonra...



Ve hem de...

İslam Peygamberinin son eşi Ayşe taraftarı Müslümanlarla...

Damadı ve Kuzeni Ali’nin tarafındaki Müslümanlar savaştı...



On binlerce Müslüman kadın...

Müslüman kocalarının birbirlerini öldürmeleri üzerine dul...

On binlerce çocuk da yetim kaldı...



1400 yıldır değişen bir şey yok...

Mustafa Kemal Atatürk; Arap İslam’ının nasıl bir bela olduğunu bildiği için...

Cumhuriyetin temel ilkelerini koyarken:

Toplumumuza çağdaş uygarlıkları hedef gösterdi...



Demek istemem o ki...

Hiç kimse...

Hiçbir kişi...

Kurum...

Ve örgüt...

Bu güzel ülkede şeriat devleti kurmayı aklından bile geçirmesin...

Dünyaları başlarına yıkılır...