Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Dünya siyaseti ve ekonomisi yol ayrımında...

1995 aralık ya da 1996 ocak ayı olmalı...

İstanbul soğuk ve rutubetliydi...

Kamuoyu “Kardak Kayalıkları” ile meşgul ediliyor...

İktidar ve muhalefet “kahramanlık” yarışı yapıyordu...



İşte o günlerde bir gece:

İş adamı Metin Kaya Çağlayan (Allah rahmet eylesin...).

Efsane köşe yazarı Rauf Tamer (Bu arada yoğun bakımda yattığını öğrendiğim değerli ağabeyime Allah’tan şifalar dilerim...).

Ve ben...

Liberal Demokrat Parti Genel Başkanı ve Net Holding Yönetim Kurulu Başkanı Besim Tibuk’un (Allah uzun ömürler versin) Laleli’deki otelinin Çin restoranında misafiri olduk...





Rauf Tamer o günlerde Sabah’ta, ben ise Akşam’da yazıyordum...

Elbette konu siyasetti...

Besim Tibuk LDP’de genel başkanımdı...

Ama...

Bazı konularda...

Onunla da ters düşüyordum...

Çünkü...



Neo liberalizm kapitalizmin son aşamasıydı...

Evet çok daha özgürlükçüydü...

Evet çok daha demokrattı...

Ama...

(Benim kanaatime göre) İçinde insan yoktu...



Kennedy’nin daha o yıllarda, liberal demokrat sosyalist felsefenin temelini oluşturan ünlü sözünü hatırlattım:

“Biz az sayıda varlıklılar çok sayıda yoksulun sorunlarını çözemezsek demokrasiyi koruyamayız...”.



Liberal demokrat kapitalizmin mutlaka sosyalizmden de bir şeyler alması gerektiğini...

Dünyada tam eşitlik olamayacağını...

Ama...

“En az eşitsizlik” sağlanamazsa...

Servet sahiplerinin huzur yüzü göremeyeceklerini savundum:

“Merhametli bir liberal demokrat kapitalizm şart” dedim...



Rauf Tamer bir gün sonraki Sabah’ta en arka sayfadaki köşesinde:

“Şimdi de başımıza vicdanlı liberalizm diye bir şey çıkardı” demişti benim için...



Aradan 25 yıl geçti...

Ve dünya...

Kennedy’nin 60 yıl önce ettiği o özlü cümlesinin uygulanması gereken sürece girdi...

Ve (Bence) başka yolu yok...

AZGIN AZINLIK...


Yeryüzünde hiçbir şey; insandan daha değerli değil...

Zira...

Yeryüzündeki her şey:

İnsan için...



İnsan “vatan” için değil meselâ...

“Vatan” insan için...



İnsan “devlet” için değil örneğin...

“Devlet” insan için...



Canlarım...

Biliyorum...

Bu görüşlerime katılanların sayısı...

Katılmayanların sayısının neredeyse 10 katı...

Ama...



Bilhassa insani ve iktisadi gelişimini gerçekleştirememiş ülkelerde:

Hamasî ve azgın kitleler...

Sakin kitlelerden sayıca daha az...

Ve fakat...

Edepsiz oldukları için...

Sesleri daha çok çıkar...



Ve canlarım unutmayın ki:

İnsanlık tarihinin bütün savaşları...

Bu görüşüme katılmayan:

O azgın azınlık yüzünden çıktı...



Ancak...

Savaşlarda...

Sakin, zavallı, eğitimsiz...

Fukara gençler öldü...

ÇOK UZAK BİR ZAMANDA DEĞİL...


Savaşlar; egemenlerin, insanı “toprak” için kullandığı kan dökme araçlarıdır...

Ve bütün savaşlar...

Egemenlerin, halkı:

“Ya komşum bana saldırırsa” endişesiyle tahrik etmesi nedeniyle çıktı...

Bundan sonra da yine o nedenle çıkacak...



Günümüzde politik liderlerin halkı:

“Ben komşuma saldırmayı düşünmediğime göre komşum bana neden saldırsın” diyerek endişelerinden arındırdığı gün...

İnsanlık kalıcı barışa da kavuşmuş olacak...



Ne zaman?..

Bilmem...

Ama...

Çok uzak bir zamanda değil...

ALKIŞLARIM AHMET HAKAN İÇİN...


Hürriyet’te, CHP’ye üye kimi amiral yakınlarının adreslerinin bile yayımlandığı o “andıç haber” nedeniyle özür dileme erdemliliğini gösteren: Ahmet Hakan’ı alkışlıyorum...

[caption id="attachment_6361864" align="alignnone" width="600"] Ahmet Hakan[/caption]

HALKLAR SABRETMEYİ ÖĞRENMELİ...


Mürsel Münevveroğlu’nun bir şiiri şöyle başlıyor.

“Derdi olan, derdini; dertsizler, neyi bilir?

Savaşlarda gençler; barışta, yaşlılar ölür.

Acele eden değil, sonu; sabırlı görür...”.



Ve canlarım...

Herkes...

Başkalarının dertleriyle de en az...

Kendi derdiyle ilgilendiği kadar ilgilenmeli...



Savaş için sabırsızlanmak yerine...

Barış için:

Sabretmeyi mutlaka öğrenmeli...

DEMOKRATİK AHLAK FUKARALARI


Kahverengi Gömlekliler gibi davranarak...

CHP’li kimi üye amiral yakınlarının adreslerini Hürriyet’e servis ederek, yayınlatanlar...

Sadece siyasi ahlâksızlık yapmakla kalmadılar...

Aynı zamanda suç işlediler...



Medyamız...

Ve siyasetçilerimiz...

Amirallerin yasal bildirilerine saldırmak yerine keşke...

O andıç haberi Hüriyet’e servis ederek yayımlatan:

Demokratik ahlak fukaralarını eleştirseydi...

ANLAYANA ÇOK ŞEY SÖYLÜYOR


Sosyal medyada Toygun Atilla’nın paylaştığı bir mesaj çok hoşuma gitti...

Ben de sizlere aktarmak istedim...

Taygun, bakın ne diyor:

[caption id="attachment_250731" align="alignnone" width="600"] Toygun Atilla[/caption]



Sabah çok sevdiğim bir dostumla yaptığım sohbetten bana kalanlar;

İnsanlar gücün karşısında olanı taşlar.

İsa gibi şanslıysan adın peygambere çıkar.

Değilsen yerin kimsesizler mezarlığı olur”.



Bu paylaşım...

Anlayana çok şey söylüyor.