Ve ilk kez bu yangını söndürecek bir adım atılmıştı. İki takımın taraftar grupları bir araya gelecek, pazar günkü maçtan önce dostluk yemeği yiyecekti. Kameralar önünde birbirine giren yöneticiler, arka planda can ciğer ya taraftarlar da ‘kanka olmayız belki ama ilk adımı atalım’ demişlerdi. Ha işte, son dakika gelişmesi; o yemek iptal. Gözüne batmıştı çünkü bazılarının. Üstelik de sosyal medyada herkes pek bir mutlu. İki takım taraftarı yemek yiyemezmiş. O bize böyle demiş, bu şunu söylemiş... Aynı ülkenin evlatları, belki bir anne babanın çocukları ama düşman. Böylesi tercih ediliyor. İş kan davasına dönsün, öfkeli on binler statları yaksın yıksın, aman kimse uyanmasın...
Tribünler, Türkiye’nin aynasıdır derler. Zengini fakiri, okumamışı tahsillisi aynı gole sevinir, omuz omuza bağırır. Bu da tersten turnusol olsun. Mecliste, sokakta, iş yerinde, parkta, herkes mutsuz, herkes kindar. 20 yıllık yozlaşmanın dışavurumu. Futbol da geri durur mu? Dostluk kelimesinin adı yetti, onu bile yediniz. Helal olsun!