Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Doğruysa Başkan derhal istifa etmelidir...

Süleyman Soylu, TBMM Başkanı Mustafa Şentop’u ziyaret mi etti?..

Yoksa...

Şentop, Erdoğan’ın kendisine verdiği “tebliğ” görevini yerine getirmek için:

Soylu’yu makamına mı çağırdı?...

[caption id="attachment_268671" align="alignnone" width="550"] Mustafa Şentop[/caption]



İçişleri Bakanı’nın kayığına binenlere göre...

Soylu, Sedat Peker’den ayda 10 bin dolar alan siyasetçinin kim olduğunu, Şentop’a yüz yüze söylemek için gitti...



Başkan, o kişinin adını yazılı vermesini istemesine rağmen...

Bakan, açıklamayı neden yüz yüze yaptı?..



Acaba...

“Yazı kalır, söz uçar” atasözüne inandığı için olabilir mi?..

[caption id="attachment_268672" align="alignnone" width="550"] Süleyman Soylu[/caption]



Yazı inkar edilmez...

İki kişi arasında söylenen söz ise...

Kolayca (Kayıt altına alınmamışsa...) inkar edilebilir...



Erdoğan’ın küreklerini çekenlere göre ise...

Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı’na:

“Soylu’yu makamına çağır ve istifa etmesini söyle” talimatını verdi...



Eğer bu iddia doğruysa...

Demokratik hukuk devleti için bir facia...

Çünkü...

T.C. Anayasası’na göre...

Yasama, Yürütme ve Yargı, birbirilerine üstünlük sağlayamaz...

Birbirlerine emir ve talimat veremez...

Birbirlerinin işlerine karışamazlar...



Başkan Şentop bu iddialar konusunda kamuoyunu aydınlatmalı...

Ya da...

Hemen istifa etmeli...

O görevi Anayasa’ya göre yapabilecek olgunlukta biri Meclis Başkanı seçilmeli...

KARARI ALAN YARGI DEĞİL Kİ...


Biliyor musunuz?..

Yargıtay, Balyoz davasında beraat eden sanıklardan emekli Orgeneral Çetin Doğan dahil yedi kişi hakkındaki beraat kararını bozdu...

H

Vicdan sahibiyseniz...

Ve...

Haberi benden öğreniyorsanız...

Haklı olarak:

“Yok artık daha neler!..” diye haykırmışsınızdır...

Ama inanmalısınız...

[caption id="attachment_268673" align="alignnone" width="550"] Çetin Doğan[/caption]



Peki neden şimdi?..



Taraflardan biri Yargı olduğu için samimi ve hatta emin olduğum bir cevap veremem...

Ancak şu kadarını söyleyebilirim:



Yargı tehdit etmez...

Yargı şantaj yapmaz...

Yargı, siyasetin ve siyasetçinin oyuncağı olmaz...



Çünkü...

Yargı, adalet demektir...



Yargı da bilir ki:

Adalet ölürse devlet de ölür...



Peki...

Yargı, bunu bile bile nasıl böyle bir karar alır?..



Bu kararı alan yargı değil...

Yargıda görevlendirilmiş bir avuç partizandır...

EĞLENCE DÜNYASININ ÜNLÜLERİ


Mehmet Ali Erbil ile Seda Sayan sosyal medya üzerinden birbirlerine girdiler...

Uzun zamandır ciddi sağlık sorunları yaşayan Erbil, Seda Sayan’a yönelik sitemlerinde biraz ileri gitmiş olmalı ki...

Sonradan, pişman olduğunu ima eden bir mesaj daha attı...

Ama bir de şöyle dedi:

“Bu yanlışımın karşılığı iftira atma mı olmalıydı?..”

[caption id="attachment_268674" align="alignnone" width="550"] Mehmet Ali Erbil-Seda Sayan[/caption]



İftira nereden çıkmıştı peki?..



Seda Sayan, kendisine sitem eden Mehmet Ali Erbil’in...

Eşinin evde olmadığı bir sırada, hizmetçisine tecavüz ettiğini ileri süren bir mesaj paylaşmıştı...



Lütfen Seda Sayan’a:

“Bugüne kadar neredeydin?” diye sormayın...

Türkiye’de, magazin medyasının adına “sanatçı” dediği...

Benim ise:

“Eğlence dünyası ünlüleri” olarak isimlendirdiğim o alemde:

Kimse kimseyi samimi olarak sevmez...



Siyaset ve iş dünyasında da öyledir...

O mesleklerde de kimse kimseyi sevmez.

Ama...

Herkes birbirini çok severmiş gibi yapar...

AKLIMDA DELİ SORULAR


Son 25 günde intihar eden polis sayısı: 15...

Neden acaba?..



İçişleri Bakanlığı bu konuda bir araştırma ve hatta soruşturma yaptı mı?..

Nasıl bir sonuç bulundu?..



Bu cevapları bilmiyoruz...

Ama...

Bilmeliyiz...



Öğrenemezsek...

Aklımdaki deli soruları senaryolaştırıp yazarım ki...

O zaman da kimse bana:

“Yanlış gazetecilik yapıyorsun” demesin lütfen...

BIYIKLI AMCALAR CUMHURİYETİ...


Aslı Aydıntaşbaş, Oğuzhan Asiltürk’ün; özgür kadına düşman olduğunu adeta haykıran son demeçlerinden etkilenmiş olsa gerek ki...

Şöyle bir mesaj paylaştı:



İsrail’in yeni kabinesinde 9 kadın bakan var.

Almanya, Fransa, ABD, Balkanlar...

Her yer böyle artık.

Dünya çoktan daha eşitlikçi bir düzene geçti.

‘Türkiye hâlâ bıyıklı amcalar cumhuriyeti...’.”.



Bu doğru ve haklı tespiti alkışlıyorum...

Erkekler de bu görüşü seslendirmeye başladığında...

Çok daha güzel bir Türkiye olacağına inanıyorum...

ÇÜRÜME DAHA O ZAMANLAR BAŞLAMIŞ...


“Neler oluyor bize?..

Bize neler oluyor...”.



İlhan Şeşen çok sevilen şarkısında bunu soruyordu?..

Demek ki:

Toplumda...

Siyasette...

Yargıda...

Orduda...

Emniyette...

Bürokrasinin tümünde...

İş, spor ve eğlence dünyasında...

Ve...

Medyada çürüme...

Daha o zamanlar başlamış...

HALEN KENDİLERİNİ CENNETTE SANIYORLAR...


Alman, Fransız ve Türk, ilk insanlar üzerine sohbet ediyorlardı...

“Adem ve Havva mutlaka Alman olmalı” dedi Hans... “Çok çalışkan ve dürüst olduklarını kutsal kitap yazıyor...”.

Fransız Alain itiraz etti...

“Mümkün değil çünkü” dedikten sonra gerekçesini açıkladı: “Havva o kadar güzel, Adem o kadar yakışıklı ki...”.

“İkiniz de yanılıyorsunuz” diyerek araya girdi Türk Kemal...

Ve...

İkisinin de kesinlikle Türk olduklarını söyledi...

Alman ve Fransız hayretle baktılar Türk’e...

“Çünkü” diye başladı Kemal... “Üstte yok, başta yok... Elmadan başka yiyecek bir şeyleri de yok ama... Halen kendilerini cennette sanıyorlar...”.