Korkusuz

Diyanet’e bu saçmalıklar için mi bütçe ayrılıyor?

Diyanet’e bu saçmalıklar için mi bütçe ayrılıyor?
Diyanet İşleri Başkanlığı, yine safsata dolu bir fetvaya imza attı. Cumhuriyet Gazetesi’nden Sefa Uyar’ın haberine göre, Diyanet İşleri Yüksek Kurulu tarafından hazırlanan “Fetvalar” adlı kitapta, “Baldızla zina etmek, nikaha zarar vermez” görüşüne yer verildi.

İNFİAL YARATTI!

Dün Cumhuriyet’te yayımlanan bu haber, sosyal medyada günün en çok konuşulan konusu haline geldi. Bu saçmalığa, ben de sosyal medya hesaplarımda “Sizin başka işiniz yok mu?” diyerek tepki gösterdim. Sosyal medyada görüşlerini ifade eden yüzbinlerce kişi de benzer tepkileri ortaya koydu.

[caption id="attachment_298318" align="alignnone" width="600"] Ali Erbaş[/caption]

BÜTÇEYİ YUTUYOR

Diyanet İşleri Başkanlığı, Ali Erbaş’ın yönetiminde toplumu aydınlatmak ve dinimize yerleşen hurafeleri aydınlatmak yerine, adeta bir “Hurafe Üretim Merkezi” haline geldi. Diyanet eğer, kamunun kaynaklarından, yani senin benim vergilerimden ayrılan bütçeyle yönetilmemiş olsaydı, bu belki kimseyi ilgilendirmeyebilirdi. Ancak kazın ayağı öyle değil! Diyanet, adeta dev bir bütçe yutma organizasyonuna dönüştü. Bu tür hurafeler, halkın vergileriyle ayakta duran bir kurum tarafından üretiliyor ve yayılıyor!

REKOR HARCAMA YETKİSİ

Dün Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yayımladığı kitaptaki saçmalıklara ilişkin haberi görünce, bu kurumun 2022 yılı bütçesini araştırdım. TBMM’ye getirilen 2022 yılı bütçe planına göre, Diyanet’e tam 16 milyar 980 milyon 500 bin TL bütçe ayrılmış. Bu yetmemiş; üstüne üstlük bir de 7 bin 800 personel daha alabilmesinin önü açılmış!

SAÇMALIKLAR İÇİN…

TBMM’nin açık kaynaklarından aldığım bu bilgi doğrusu içimi acıttı. Hurafe üretmek ve iktidar partisinin ihtiyaç duyduğu konularda propaganda yapabilmek için ayrılan bu bütçe, israftan başka bir şey değil. Çünkü; hiçbir inandırıcılığı kalmamış olan bir kuruma ayrılan bu bütçe, emekçilerin sofralarındaki porsiyonları daha da küçültüyor.

Bu tür saçmalıklar üretmesi için 16 milyar tutarındaki bir paranın Diyanet’e ayrılması, iktidarın Türkiye’nin kaynaklarını nasıl har vurup harman savurduğunu da gösteriyor. Ben vergilerimden kesilen bu payı, Diyanet’e helal etmiyorum. Çünkü Diyanet İşleri Başkanlığı hurafe üreten bu yapısıyla beni temsil etmiyor.

Kuleli Lisesi mezunları Kuleli’ye sokulmuyor!


Başlığı okuyup “Nasıl yani?” dediğinizi duyar gibiyim…

Anlatayım…

Kuleli Askeri Lisesi Mezunlar Derneği Üyesi ve 1971 dönemi mezunu bir grup emekli asker, mezun oluşlarının 50. yılı dolayısıyla bir araya gelmek ve çeşitli etkinlikler yapmak istiyor. Gruba öncülük eden mezunlar, bu çerçevede Üsküdar Kuleli Caddesi üzerindeki okullarını da ziyaret etmeyi planlıyor.

GELEN CEVAP ŞAŞIRTTI…

Bilindiği üzere, Kuleli Askeri Lisesi, FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimi sonrası apar topar kapatıldı. Bina o günden bugüne boş tutuluyor. Mezunlar da “Okulun binası nasıl olsa boş… Hem böylece kimseyi meşgul etmemiş, hem de anılarımızı tazelermiş oluruz” diye düşünerek taleplerini Genelkurmay’a bildiriyor.

Mezunlar, 10 Kasım 2021 tarihinde gerçekleştirmek istedikleri bu ziyaretin izninin çıkmasını beklerken, Genelkurmay Başkanlığı izin konusunun kendileriyle ilgisinin olmadığını, ziyareti gerçekleştirmek için Kültür ve Turizm Bakanlığı’na başvurulması gerektiğini bildiriyor.



YAŞAR GÜLER DE DEVREYE GİRDİ AMA…

Genelkurmay’dan gelen bu cevap üzerine şaşkınlık yaşayan mezunlar, ayrıntıyı öğrenebilmek ve destek istemek için Genelkurmay Başkanı Yaşar Güler’e konuyu ‘’arz ediyor.” Kendi aralarında kurdukları WhatsApp grubunda da görüşmelerin takibi konusunda sürekli bilgi alışverişi yapılıyor. Yaşar Güler, eski devre arkadaşlarının talebi üzerine Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy’la iki kez görüşüyor ve ziyaret için yardımcı olunmasını rica ediyor. Ancak Bakan Ersoy, ‘Nuh’ diyor ‘Peygamber’ demiyor!

Burada ilginç olan iki husus var:

- Bir okulun mezunlarının, o bina boş olmasına rağmen ziyaret etmelerine izin verilmemesi…

- Kuleli Askeri Lisesi’ne ilişkin tasarruf hakkının Kültür ve Turizm Bakanlığı’na verilmiş olması…

NEDEN TURİZM BAKANLIĞI?

Bu gelişme doğal olarak, “Kuleli’nin o muhteşem binası ve arazisi, fısıltı gazetesinde yayıldığı üzere otel mi yapılmak isteniyor?” sorusunu gündeme getiriyor. Zira uzun bir süredir, Kuleli’nin otel yapılacağı ve burayı Katarlı bir grubun istediği kulaktan kulağa yayılıyordu. Binanın Turizm Bakanlığı’na verilmiş olması, bu iddiaları daha da güçlendirecektir. Eğer aksi düşünülmüş olsaydı, bina en azından Milli Savunma Bakanlığı bünyesinde kalmaya devam ederdi.

CHP SORMALI

Bu bağlamda, konunun takibi için görev askerliğini Kuleli’de yapan CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin’e düşüyor. CHP’li Tekin, Kuleli’deki ziyarete izin verilmeme gerekçesini ve binanın ne olacağını TBMM’ye bir soru önergesi ile taşırsa, konu aydınlığa kavuşmuş olur.