Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Diyanet İşleri Başkanlığı'na Ayşe Sucu...

Erdoğan başbakanlık dönemde “Dinde teceddüd gerekir” gibi bir şeyler söylemişti ve ben o günlerde yazdığım portalda hemen destek vermiştim...

Kanuni Esaside de “Ezmanın tagayyürü ile ahkam da tagayyür eder” denildiğini ve Kutsal kitaba dayanan o düşüncenin haliyle İslam için de geçerli olması gerektiğini yazmıştım...



Ne var ki...

Hemen bir gün sonra Yeni Şafak’ta, Erdoğan’ın danışmanlarından Prof. Hayrettin Karaman’ın İslam dininde teceddüd (Yenileşme, yenileştirme, reform) olamayacağını açıklayan bir yazısı yayımlandı...

Ve o yazıdan sonra Erdoğan bir daha İslam’da yenileşmeden/reformdan hiç söz etmedi...



Bugün artık kesinlikle belli oldu ve kabul edilmeli ki: İslam’da teceddüd zamanı...

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, hem de ilahiyatçı Ayşe Sucu’nun Diyanet İşleri Başkanlığı’nda teceddüdü başlatmalı...

[caption id="attachment_5714464" align="alignnone" width="300"] Ayşe Sucu[/caption]

Bunu durduk yerde ve bugün ilk kez söylüyor değilim.

YouTube kanalımda uzun zaman öncesinden beri birkaç kez, “Diyanet İşleri Başkanlığı’na Ayşe Sucu atanmalı” dedim...

İslam ve haliyle Kuran konusunda derin bilgi sahibi olduğuna inandığım pek çok dostum telefon ederek bana destek verdiler...

Ama...



Hemen hepsi konuşmalarını mealen şöyle bağladılar:

“Erdoğan ve AKP iktidar olduğu sürece bir kadını Diyanet İşleri Başkanı yapmazlar çünkü onların inançlarına göre İslam’da kadından imam olmaz.”...



Bunun üzerine, “Kuran’da kadın imam olmaz” diye bir ayet olup olmadığını sordum “Hayır, yok” dediler...

“Peki, Kuran’da olmayan bir yasağı koymak bidat değil mi” dedim?..

“Aynen öyle” cevabını aldım...

Yani...

İslam’da bidatın günah olduğunu ve haliyle yenileşmenin yapılamayacağını savunanlar, bilerek kendileri bidat yapıyor ve günaha giriyorlardı...



Hayrettin Karaman hoca 2 yıl kadar önce vefat etti...

Onun teceddütten anladığı “Dindeki bozulmaları düzeltmek” idi...

Oysa din o kadar bozulmuş ve o kadar değişime uğramıştı ki...

Onu düzeltmekle uğraşmak yerine...

Değişen zamanlarla (ezman) birlikte hükümlerini (ahkam) de değiştirmek (tagayyür) en doğrusuydu...

EĞİTİMSİZ SEÇMENİN VERDİĞİ ZARAR...


Bozkırdaki çorak toprakları ekip biçmeye çalışan çilekeş köylülerin her yüz kişisinden en az sekseni ya AKP’ye veriyor oyunu ya MHP’ye ya BBP’sine...

Neden?..

Çünkü o yığınlar ekonomik çıkarlarına değil...

Kendisine uzatılmış kutsal kitapla, anasından, anneannesinden, babaannesinden öğrendiği dine inanıyor...

Ve onun için önce Müslüman olmak geliyor...

Sonra da “Türk” olmak...

“İnsan” olmak mı?..

Şart mı?..



Oysa insan olduğu için temel hak ve özgürlükleri olduğunu bilse...

Haklarının ve özgürlüklerinin değerini bilse...

Daha iyi bir yaşamı hak ettiğini bilse...

Ama (Şimdilik) imkansız...



Çünkü...

Din olmaktan çıkarılıp Muaviye Kulübü’ne döndürülmüş İslam anlayışının müritleri; kendilerini uyandırmaya çalışanlarla kavga ediyorlar...

Onlara inanmıyor, bunları anlatanları kendilerinden saymıyorlar...

Ya “Kızıl gominis” gözüyle bakıyorlar o aydın insanlara...

Ya da dinden imandan çıkmış kafir gözüyle görüyorlar...

Daha doğrusu medyalar, imamlar ve siyasetçiler onları öyle kandırıyorlar...



Ve haliyle...

O insan yığınları kendilerinin yanı sıra; eğitimli, çağdaş, bilime inanan, geleceği bilimde ve çağdaş uygarlıklarda arayan milyonlarca yurttaşının hayatlarından çalıyorlar...

YA KÜP KIRILIRSA...


Soru: Hani Başkan Yardımcısı Oktay görevinden alınıp yerine Yıldırım atanacaktı...

Neden olmadı bu atama?..

Cevap: Oktay, Erdoğan’la yakın ilişkileri bilinen batık İhlas, batık Türk Telekom ve batık Yimpaş’ta çok önemli görevlerde bulundu da ondan...

Yani...

Sır küpü...

Bir kırılırsa Allah korusun...

SEN ÖLEBİLİRSİN ÇÜNKÜ...


Demokrasilerde bir hükümet ekonomideki krizi çözerken; sanayi, bankalar ve emek arasında öncelik tercihi yapabilir...

Çünkü seçim öncesi açıkladığı hükümet programına bunları koymuştur...

Ama...

Konu “insan” olunca hastalıklar konusunda öncelik tercihi yapamaz.



Dün okudum haberi...

Devlet hastaneleri tamamıyla koronavirüs hastalarına ayrılmış...

Haliyle kanser tedavileri erteleniyor...



Buradan yetkililere sesleniyorum...

Hastalık öncelemesi yapmaya hakkınız yok...

Bir an önce kanser tedavilerini başlatın...

Kemoterapi tedavisi yarım bırakılmış bir hastaya “Sen ölebilirsin çünkü kayıtlara korona olarak geçmeyeceksin” demek cinayet işlemekle eşdeğer...

YENİ BAKAN


Ulaştırma yeni Bakanı Binali Yıldırım mı olacak?..

Yoksa onun başbakanlığı döneminde Ulaştırma Bakanlığı koltuğunda oturan Ahmet Arslan mı?..



Peki...

Binali Yıldırım bakan yapılmazsa...

Başkan yardımcılığına da halen getirilmediğine göre ne olacak?..

1 Ekim 2020’de yapılacak meclis açılışında Meclis Başkanlığı’na getirileceği tahmin ediliyor...