Korkusuz

“Dış güçler” seçime bulaşır mı?..

“Dış güçler” seçime bulaşır mı?..
İçerideki kayıkçı kavgalarına az bir şey kulak tıkayalım!..

Türkiye’ye dünya ölçeğinden bakmaya çalışalım. Fikir jimnastiği olsun...

Tarihi resmi olarak açıklanmasa da Türkiye seçim sürecine psikolojik olarak girdi. İç tarafta siyasi dil sertleşirken dışarıda destek arayışları sürüyor. Dışarıda neler oluyor, Türkiye nasıl etkileniyor onu okumaya çalışalım;

Acaba Rusya daha doğrusu Putin, Ukrayna’yı işgal etme fikrini neden 2022 yılında uygulamaya aldı? Donetsk Halk Cumhuriyeti diye adlandırılan de facto devletin sorun geçmişi 2014 yılına kadar dayanıyor. Nedense işgal planlı ya da plansız Biden başkan seçildikten sonra gerçekleştirildi.

Bu arada ABD başkanlık seçimlerinde hatırlarsınız, Rusya’nın Biden aleyhine seçimlere müdahale etmeye çalıştığı haberleri çıkmıştı. Bu ilk de değildi, benzer bir iddia Hillary Clinton’a karşı 2016 seçimlerinde de denendiği şeklindeydi. Aslı varsa iki deneme de Trump lehine ve Putin tarafından gerçekleştirilmişti ya da öyle haberleştirilmişti.

Biden seçildikten sonra 2022 başında Amerika’nın ısrarla Rusya’nın Ukrayna’yı işgal edeceği istihbaratı ve Rusya’nın bu haberlere rağmen göstere göstere işgali başlatmasını da hatırlarsınız. Bir gece ansızın falan değil, neredeyse ABD’nin gözünün içine baka baka, yeni başlayacak bu satranç oyununda piyon ileri sürüldü. Neden 2022 yılı başında?

Filmi biraz geri sarmak gerekebilir.

Trump başkan seçilirken iki vaadi çok ses getirmişti. Ortadoğu ve Afganistan’dan ABD askerlerini çekmek, Meksika sınırına duvar örmek. İki vaadine de başladı ama bitiremedi diyebiliriz. Birinci vaade pentagon direndi de diyebiliriz. Rusya her iki Amerikan seçiminde Trump lehine girişimlerde bulunurken, ABD neden Rusya’nın var olduğu bu iki bölgeden çekilme kararı almıştı? Gizli bir anlaşma var mıydı? Trump yeniden seçilse, yani; Biden kaybetse de Ukrayna işgal edilecek miydi? Bunu bilmek mümkün değil ama tüm gelişmelerden yola çıkarak bir okuma yapmak mümkün.

★★★

Acaba, Amerika’nın bu bölgelerden çekilme kararında Trump sonrası bir gerileme gören Rusya apar topar 2014’ten beri sorunlu Ukrayna bölgesine (Donbas) acil bir işgali planlamış olabilir mi? Ukrayna işgali Rusya’nın büyük planının sadece bir perdesi mi? Gizlemeye çalıştığı arkadaki büyük planında Türkiye’ye nasıl bir rol biçildi? Bunun için biraz ilişkileri gözden geçirmek gerekiyor.

Bugünün Rusya Türkiye ilişkilerine Türkiye açısından bir eksen kayması demek için çok ama çok erken. İlişkiler şu an iki pragmatist başkan seviyesinde ilerliyor. O ilerlemenin de tam bir güvene dayandığını söylemek de mümkün değil. Eksen kayması için o ülkenin askeri, ticari ve siyasi tüm altyapısının yeni eksene göre inşa edilmesi gerekir. Türkiye hâlâ askeri altyapı olarak NATO/ABD bağımlısı, ticari olarak batı sistemine entegre. Siyasi olarak ise güncel gelir geçer politika değişiklikleri var. Ne ABD, ne AB ne de Rusya ile kapılar kapatılmıyor, her masaya oturulmaya çalışılıyor, nereden bir yol açılırsa o tarafa savruluyor şeklinde bir görüntü sergileniyor. Türkiye NATO’dan çıktığında ve/veya çıkartıldığında bir değişim başladığı söylenebilir ama bugün için asla.

O halde gelelim asıl soruya; 2023 seçimleri bu süreçten nasıl etkilenir, sonrasında ne olur? Şurası kesin ki, Rusya mevcut iktidarla devam etmek, batı ise muhalefet ile yeni bir başlangıç yapmak ister. Peki, taraflar bu isteklerine yönelik olarak seçimlere müdahale etmeye çalışır mı? Bence Türkiye ne batının ne de Rusya’nın gözünde henüz o konumda bir etken değil. Olursa ne âlâ türünde daha ziyade.

Amerika’nın ne olur olmaz diye ‘B’ planı olarak NATO’nun gayri resmi sınırını Türkiye’den Yunanistan’a geri çekmesi de bu minvalde bir alternatif strateji. Rusya’nın “Türkiye’yi AB’nin gaz üssü yapabiliriz” açıklaması da bu minvalde mevcut iktidara destek. İkisinin de uygulanabilirliği -şu andaki şartlara göre- yok.

Türkiye öyle ya da böyle NATO üyesi iken sınırların Yunanistan’a çekilmesi çok anlamsız. ABD çok açık olarak 2023 seçimlerini görmeden Türkiye konusunda adım atmak istemiyor.

★★★

Diğer taraftan, Rusya’nın Türkiye’yi Avrupa için gaz dağıtım merkezi yapma açıklaması da gerçeklerle pek bağdaşmıyor. AB Komisyonu Sözcüsü McPhie bu konuya ilişkin “Rusya gazını mümkün olan en kısa sürede azaltmak istiyoruz. Sorun Rusya’nın gaz altyapısına bağımlılığımız değil” açıklamasında bulundu. Avrupa’nın Rus gazına bağımlılığını azaltmayı hedeflediği bir dönemde Rusya’nın bu yeni önerisinin anlamlı bir yönü yok. Kaldı ki, yeni bir hattın yapımı en az
3 yıl sürer, söylenenlere göre, bu hattın Karadeniz bölgesinde deniz altından geçişini inşa edebilecek şirketler de Avrupalı şirketler. Bu yönde bir projeye girişilmesi halinde başta AB olmak üzere batıdan yaptırım riski artacaktır.

Özetle, muhalefetle iktidar arasında dış siyasette destek arayışları hız kazandı. Tayyip Erdoğan’ın üç ay içinde dört kez Putin ile yüz yüze görüşmesini de, Kemal Kılıçdaroğlu’nun ABD seyahatini de bu anlamda okumak lazım. Bu arayışlarda kim daha başarılı?. Net bir cümle kurmak için vakit henüz erken!..

Erdoğan’ın planı Rusya’nın desteği ile seçimleri ilk turda kazanmak en kötü ihtimalle ikinci tura taşımak. Alışık olduğumuz üzere altılı masanın bir planı yok, şartların kendiliğinden olgunlaşmasını umuyorlar. İkinci turda Meclis aritmetiği ortaya çıkmış bir seçimde HDP’ye bir teklif götürülmesi Erdoğan’ın ‘B’ Planı. HDP de bunu biliyor ve ikili oynuyor.

★★★

Ulu Tanrı, tüm şehitlerimizle birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun kahraman silah arkadaşlarına rahmet etsin. Nur içinde yatsınlar. Mekanları cennet olsun.