Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Dekanlar hukukçu değil ,ilahiyatçı ve haliyle hukuk yok din taassubu var

Sultan Uçar, medyamızın “en başarılı ve etkili” eğitim gazetecisi...

Cuma günleri ilk okuduğum köşenin de sahibi...

Çünkü...

Ulusumuzun ve ülkemizin geleceği için hızla üretilmekte olan “gericilik ve din taassubu” tehlikelerine dikkat çekiyor.





Geçtiğimiz Cuma günü SÖZCÜ’de yayımlanan yazısında kimi hukuk fakültelerimizin dekanlarının asıl ihtisas alanlarını hatırlatıyor Sultan...

Ne yazık ki bu üniversiteleri yöneten asil ya da vekil dekanlar hukukçu değil ilahiyatçı...



Yani...

Erdoğan’ın başbakanlığında “dindar ve kindar nesil yetiştireceğiz” taahhüdü yerine getiriliyor...

Hukukçularımızın da “dindar ve kindar” olarak yetiştirilmeleri hedefleniyor...

Yargılama yaparken eylemi değil, inancı yargılamaları isteniyor...



Sözün özü canlarım...

Bu güzelim ülkeye yazık ediliyor...

Bilim ve hukuk ahlâkının yerine din ahlâkı yerleştiriliyor...

Ve haliyle...

Ülkemiz hızla gelişmiş Batı demokrasilerinden uzaklaştırılıyor...

İSLÂMI MÜSLÜMANLAR BİTİRDİ


Muğla’da çok kötü şeyler oluyor...

Daha önce de hatırlayacaksınız; boksör SELİM KEMALOĞLU “SEVGİLİSİ” OLDUĞUNU SAVUNDUĞU ZEYNEP ŞENPINAR’I önce yumruklamış, sonra da bıçaklayarak öldürmüştü...



Cinayetin detayları tam belli oldu...

Zeynep, sözde sevgilisi tarafından yumruklanınca evden kaçmayı başarıyor ama...

Katil Kemaloğlu sporcu...

Güçlü kuvvetli...

Elinde bıçakla kovalıyor Zeynep’i...





Parkta yakalıyor...

Bıçaklamaya başlıyor...

Hızını alamayıp zavallı genç kızı eve sürüklüyor...

Evde de bıçaklamaya devam ediyor...

Bıçak kırılıyor...

Mutfağa gidip sağlam bir bıçak alıp bıçaklamaya devam ediyor...



Sevgili inananlar...

Lütfen bana kırılmayın ancak samimiyetime de inanın...

Bütün bunların sebebi, İslam dininin bir “nefret dini” haline getirilmesidir...

Bütün bunların sebebi, İslam dininin bir “şiddet ve intikam dini” haline getirilmesidir...

Bir insan “sevgilim” dediği birisine bile böylesine acımasızca davranabiliyorsa...

“Bunda dinin hiç önemi dahli yok” demek yalanların en sunturlusudur...

DEMOKRATİK CUMHURİYET YIKILIR MI?..


Türkiye’nin geriye doğru sürdürülen bu koşusu ne kadar sürer?..

Laik demokratik cumhuriyetten, İslam devletine dönüş yapılabilir mi?..

Erdoğan, siyasete başladığı gün kafasına koyduğu “halife olma” hayalini gerçekleştirebilir mi?..



Hem öngörüm hem temennim “başaramaz...”.

Ama...

Bu ülke Türkiye...

1950’den önce “olmaz” denilen her şey oldu...



Gerici DP iktidar oldu...

Askeri darbeler oldu...

1961’de halk oylamasında kabul edilen “en özgürlükçü” anayasa kuşa çevrildi...

İslamcı bir parti “Biz İslamcı değil, kitle partisiyiz” diyerek merkez sağ seçmenleri de kandırarak hükümet kurdu...



Ve bugün...

Anayasasının 2. maddesinde “Demokratik laik sosyal hukuk devleti” olduğu yazan Türkiye’nin Diyanet İşleri Başkanı, kiliseden dönüştürülme bir camide elinde kılıç, dilinde fetih suresi ile minbere çıktı...

NE YAZIK Kİ BÖYLE...


Kökten dinciliğin hızla yayılıp sonunda devleti ele geçirmesinde Kökten Laikçi zihniyetin hiç mi kusuru yok?..

Olmaz olur mu?..

Kökten laikçi zihniyet bu yozluğun ve yobazlığın hızla yayılmasının en etkin müsebbiplerinden biri...

Nasıl mı?..

En masum dindar kitleleri bile baskılayarak...

Yurttaşları, eğitim amacıyla gittikleri üniversitelere başları örtülü olduğu için almayarak...



Yani...

Halkımızın gerçek manada modern demokrat olan kesiminin son 10 yıldır gördüğü din baskısının sebebi...

Kökten laik zihniyetten zulüm gördüklerine inanan İslamcıların intikam alma duygularını tatmin etme arzularından kaynaklanıyor...



Ne yazık ki böyle...

Ne yazık ki “İslam dini” yıkılıp yerine “İntikam dini” getiriliyor...

Ne yazık ki “İslam dini” yıkılıp yerine “Nefret dini” ikame ediliyor...

SADAKAT LİYAKATİN YERİNİ ALDI


Bir ülkeyi “büyük, güçlü ve güvenilir” yapan değer, o ülke halkının insani gelişmişlik düzeyidir.

İnsani gelişmişlik oranını yükselten kurum ise eğitimdir...

Yani...

Türkiye’nin en az sahip olduğu...

Ve giderek...

Daha da azalan bir ivmeyle Ortaçağ karanlığına doğru sürüklenen bir kurum...



Türkiye niçin insani gelişmişliğini yükseltemiyor?..

Ya da yükselme neden çok az oluyor?..

Çünkü...

Eğitimde liyakate değil, Sünnî inanca olan sadakate bakılarak görevlendirme yapılıyor...

ALLAH SONUMUZU HAYREYLESİN...


Ayasofya camiye dönüştürülüyor ve sözde Müslüman on binler bayram ediyor...

Zannediyorlar ki...

Hıristiyanlar Kur’an ayetlerini mealen tercüme etmeyi bilmiyorlar...

Zannediyorlar ki...

Maide Suresi 51. ayetten haberleri yok...





Maide 51’de ne mi emrediliyor?..

Buyurun okuyun lütfen:

“Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları veli edinmeyin. Onlar birbirlerinin velileridir. Sizden kim onları dost edinirse şüphesiz o da onlardandır. Allah zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.”...



Demek istediğimiz anlaşılmıyor olabilir belki ama...

Ayasofya’yı camiye dönüştürürken elinde kılıçla minbere çıkanlar aslında Maide 51’i hatırlatıyorlar...



Allah sonumuzu hayreylesin...

Amin...