Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Değerli olmayabilirim ama belli ki önemim artmış...

Geçtiğimiz pazar günü akşamüzerine doğru, değerli dostlarımız Gülden ve Dr. Ahmet Doğan çifti:

“Bu gece Ula’da, Yüksel’in (Aksu) yazlık sinemasına gidelim” deyince...

Birinci gençlik günlerimi fazlaca anmaya başladığımı...

Yeşilçam filmlerini halen izlemeye doyamadığımı bilen Sevgilim hiç itiraz etmeden...

Bana sormaya da gerek görmeden:

“Tabii geliriz” demiş...





Büyük bir sevinçle verdi müjdeyi...

“Tamam ama” dedim yüzümü ekşiterek... “Bu gece Galatasaray’ın maçı var?..”.

“Maç saat kaçta?..”.

“Yediyi çeyrek geçe...”.

“Kaçta biter?..”.

“Dokuz gibi...”.

“Tamam işte, film saat dokuz buçukta başlıyormuş...”.



Ve maçı izledim...

Çok uzatma oynandı...

Fatih Terim alışıldık biçimde maçı galip bitirmemek için her şeyi yapıp...

Oyuna ikinci yarıda giren Galatasaraylı birkaç futbolcu da hocalarına yardımcı olunca...

Maç, 2-2 bitti...



Bu arada...

Gülden ile Dr. Ahmet; Yüksel’in kardeşi Ahmet’e, bizim geleceğimizi, filmi biraz geç başlatmasını rica etmişler...

Ahmet bana, Gülden de sevgilime telefon ettiler...

“Acele etmeyin, siz gelmeden film başlamayacak...”.



Vay beeee...

“Biz gelmeden başlamayan film...”.

Demek ki...

Ben de artık...

Değerli olmasam da...

Önemli zevat sınıfına girmişim...

Öyle ya...

Sevgilim ve ben gelmeden film bile başlamıyor...

SONSUZ KERE TEBRİKLER...


Siz bu satırları okurken...

Biz dün gece yine aynı sinemada...

Türk sinema tarihinin “en başarılı” örneklerinden biri olan...

Ve daha önce defalarca seyrettiğim “Vesikalı Yârim” filmini izlemiş olacağız...



Ömer Lütfü Akad’ın Safa Önal’ın senaryosundan çektiği film, 1968 yapımı...

Yine Türkan Şoray...

Ama bu defa...

Tatlı Meleğim’deki rollerinin (İki ayrı karakteri oynuyordu) tam zıddı bir rolde...

Ve...

Büyük usta: İzzet Günay...





Ve canlarım...

Akyaka’nın cehennemî sıcağı...

Yapış yapış neminden sonra:

Ula’nın o muhteşem havası...

Üşütmeyen ama...

Solunum sistemini rahatlatan nefis bir serinlik...



Sevgili Yüksel ve Ahmet Aksu kardeşlere bir kez daha teşekkürler...

Sonsuz kere tebrikler...

ULA’YA NE OLMUŞ ÖYLE BE ARKADAŞ?..


Ula’da yapılan doğalgaz boru döşemesi çalışmaları nedeniyle...

Ula’nın içine zorlukla ulaşabildik...

Ama...

Kasabanın içini iyi bildiğimiz için...

Sinemayı kolayca bulduk...



İki Ahmet kapıda bizi bekliyorlardı...

Sinemaya bir girdik...

Müthiş...



Yan yana ve arka arkaya dizilmiş sandalyeler değil...

Kabare tiyatrosu gibi masalar...

Bahçe (Evet, Yüksel ve Ahmet baba evinin bahçesi...) hınca hınç dolu...

Masaların üstü de öyle...

Bazı izleyiciler evden hazırlıklı gelmişlerdi...

NE GÜLDÜK BE ARKADAŞ...


Film başladı...

“Tatlı Meleğim...”.

Rejisör: Mehmet Dinler...

Senaryo: Erdoğan Tünaş...



Türkan Şoray – Ediz Hun baş rollerde...

Suzan Avcı, Münir Özkul ve Süleyman Turan ise yardımcı...



1970 yılı yapımı olan filmi, sinemada oynadığı yıllar izlememişiz...

Acayip kahkahalar atarak güldük...

Tipik bir Erdoğan Tünaş komedisi...

VALLAHİ ÇOK GÜZELDİ...


Değerli kardeşim Cem Yılmaz’ın oynadığı...

Yine Yüksel Aksu’nun...

Ve hem de...

Ula’da çektiği “İftarlık Gazoz” filmindeki o ünlü...

Ve...

Çocukluğumdaki tadı aynen koruyan “İftarlık” gazozlarından iki tane içtim...

Patlamış mısır yedik...



Çok güzeldi be...

Vallahi çok güzeldi...

Billahi çok güzeldi...

BU NASIL KARAKTER BE ERDOĞAN?..


Erdoğan Bayraktar’ı TOKİ Genel Müdürlüğü döneminden beri tanırım...

Mesleğinde uzman olduğundan şüphem yok...

Ama...

Karakterini tanımıyordum...

Dün onu da öğrendim...





17/25 Aralık 2013’te yaşanan...

Ve...

Yargılaması yapılamadığı için:

“Gerçek...”.

Ya da:

“Yalan” diyemeyeceğimiz...



Ancak...

Gerçek ise...

Cumhuriyet tarihimizin:

“En büyük siyasi soygunu” olarak anılabilecek olayların tamamının:

“Gerçek” olduğunu itiraf eden Erdoğan (Bayraktar)...

Dün:

“Sarhoştum aydım, söylediklerimden caydım” der gibiydi...

Bir gün önce:

Diliyle söylediklerini...

“O dosyaların içi bomboş” diyerek...

Eliyle yalanladı...



E vallahi pes yani...

Bu nasıl bir karakter Erdoğan?..

Mideme kramp girdi vallahi...

SENİ GİDİ HAYTA SENİ...


AK Partili Cahit Özkan:

İYİ Parti, FETÖ’nün kurduğu bir partidir” dedi...

[caption id="attachment_285844" align="alignnone" width="600"] Cahit Özkan[/caption]



Yav kerata...

Arabanın plakasını bile...

Fethullah Gülen’e olan hayranlığın nedeniyle:

FG olarak değiştiren sen değil misin?..



Yav çakma Ömer Çelik...

TSK’ne kurulan kumpasta...

Fenerbahçe Orduevi’nin önünde...

FETÖ’nün bildirgesini okuyan da keza yine:

Sen değil misin?..



Seni gidi hayta seni...