Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Çünkü sen, onların yaşayacaklarını daha önce yaşamıştın...

Sevgili kardeşim Ahmet...

Ben de...

Gelen istilacıların:

Önce ve gizlice...

Sonra ve açıktan:

Aleyna Tilki dinleyeceklerini biliyorum...



Başlangıçta bir iki mırın kırın etseler de...

Kafelere falan dadanacaklarından:

Adım kadar eminim...



Burkayı yumuşatıp başörtüsüne doğru yol alacaklarını...

Şimdiden görüyorum...



Nargile içip keyif yapacaklarından da:

Kuşkum yok...



Ve elbette...

Abdi İpekçi Caddesi’nde turlamaya özenecekler....

Selfie çektirmeye merak saracaklar...



Yani sevgili Ahmet...

Bütün bunları senin kadar ben de öngörüyorum...

Çünkü...



Sen de bunlar gibi başlamıştın...

Nişantaşı’na:

Koyu renk takım elbise altına beyaz çorap giyerek gelmiştin...

Saçlarını:

Kasabalı emlakçılar gibi tarıyordun...





Ve sonra...

Demografik istilacıların yaşayacaklarını öngördüğün dönüşümleri yaşamaya başladın...

Nasıl mı?..

Anlatayım...

AMA SEN O GADDARLIĞI YAPMADIN...


Önce Nişantaşı’na taşınmaca...

Abdi İpekçi’de turlamaca...

Ünlülerin takıldığı kafelerde masa kapmaca...



Derken...

Evvela gizlice...

Sonra alenen:

Şarap içmece...



Başörtüsüz...

Ve hatta...

Acayip transparan giyimleriyle tanınan...

Sosyetede isim yapmış kadınlarla çıkmaca falan...



Ama Ahmet’çiğim...

Sen...

Demografik istilacıların yaptığı en gaddar eylemi yapmadın...

Hangi eylemi mi?..

Anlatayım...


BU PENCEREDEN BAKMAYI DENE...


Rahmetli babacığım acayip merhametliydi...

Bunun çok zararını gördüğü için midir nedir...

Bana ve iki kız kardeşime sık sık:

“Acımayın, acınacak hale düşersiniz” derdi...



Bak Ahmet...

Bir halk...

Tabii ki insancıl olmalı...

Elbette yüreğinde merhamet taşımalı...

Ama...



Bunu...

Bir ananın...

Bir babanın...

Komşu çocuğunun karnını doyurup...

Üstünü başını giydirip...

Kendi çocuklarını aç ve açıkta gezdirmesi gibi yapmamalı...



Lütfen...

Bir de bu pencereden bakar mısın?..

BİLİYORLAR AMA YAPAMIYORLAR...


Çocuktum...

Her fiyat artışında...

Kimi amcalar şöyle derdi:

“Asacaksın Taksim Meydanı’nda birkaç manav, birkaç kasap, birkaç bakkal; bak bakalım zam yapabiliyorlar mı?..”



Hilal Kaplan o kadar acımasız değil...

O sadece:

“Özellikle market zincirleri ve haller sıkı bir denetime tabi tutulmalı” diyor...



Bunlar ekonomiyi biliyorlar abi...

Biliyorlar ama...

Yapamıyorlar...

GAZ ÇIKARMA...


İktidar yandaşı Ramazan isimli arkadaş diyor ki:

“2022 sonunda gaz çıkarma işi bitiyor...”.



Demek ki...

2023’te:

Gaz çıktıktan sonraki eylem gerçekleşecek...

DİYEBİLİRSİN Kİ:


Sen Ahmet’çiğim:

Hiçbir yurttaşımızın elinden ekmeğini çalmadın...

Çalıştığın her iş...

Senin:

Eşit yurttaş olma hak ve özgürlüğünün sonucuydu...



Zira sen:

Türkiye Cumhuriyeti Devleti sınırları içinde...

T.C. yurttaşı olarak doğmuştun...



Ama be Ahmet...

Bunlar silahsız istilacı...

Bunlar emekçimizin işini ve aşını çaldılar...

Çalıyorlar...



Diyebilirsin ki:

“Bu, 7 milyona yakın zavallı insanı kabul etmese... Onlara yardımcı olmasa mıydık?..”



O halde cevabımı da oku Ahmet’çiğim...

O NEDENLE ENDİŞELİYİM...


Sözün özü Ahmet...

Seninle aramızdaki fark bu...

Sen; kendi dönüşümünü onların da yaşayacağından emin olduğun için...

Demografik istilacılardan...

Endişe etmiyorsun...



Ben ise...

Yurttaşlarımızın işlerini ve aşlarını çaldıkları...

Torunlarımızın ise...

Geleceklerini çalacakları için:

Endişeleniyorum...

İKİ YÜZLÜLÜĞÜN BÖYLESİ ANCAK...


Bizim Osmanlıcı kafaya göre:

İngilizler...

Fransızlar...

İtalyanlar...

İspanyollar...

Hollandalılar...

Belçikalılar...

Ve hatta

Portekizliler:

Afrika halklarının topraklarını işgal etmişler...

O toprakların gerçek sahiplerini sömürmüşlerdir...

Ama...



Osmanlı:

Balkan ve Arap halklarının topraklarını işgal değil:

Fethetmiş...

O toprakların gerçek sahiplerinin:

Karınlarını doyurmuştur...



Bu kadar iki yüzlülük ancak...

Sahte Müslümanlar tarafından gösterilebilir...