Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Cüneyt'i tebrik ediyorum az masrafla çok iyi işler çıkarıyor, dansöz bile oynattı...

2020’yi 2021’e bağlayan gecenin yıldızı hiç tartışmasız Cüneyt Özdemir’di...

Tek başına, milyonlarca dolar harcayarak yılsonu programı yapmış popüler kanallara beş bastı...

Gerçi ben anında izlemedim...

Dün öğleden sonra şöyle bir baktım ama...

Yine de fikir sahibi olmama yetti...



Hele başlangıcı var ya başlangıcı...

Nesrin Topkapı ablamızı aratmayan bir dansöz...

Kendi evinde...

27 Mayıs 1960 ihtilalinden hemen önce meşhur olan ünlü “Dol kara bakır dol” türküsü eşliğinde bir dans etti ki...



Peki...

Biz (Sevgilim ve ben) ne yaptık?..

“Hiç...”.

Ben...

Saat 23.45’te canlı yayın yaptım ama...

Gecenin mana ve ehemmiyetinden çok uzaktım...



Bizim youtube kanalımızda şarkı yoktu...

Türkü yoktu...

Dansöz yoktu...



Pardon...

“Dansöz” vardı...

Vardı ama...

Öyle, transparan tüller içinde değil...

Sohbetimin içinde vardı...



Benim sohbetime konu olan dansözlerin hemen tamamı...

İktidarı elinde tutan erkeklerdi...

Ve...

Sanal bir gösteri şeklindeydi...

Ancak...

Kıvırmalarını bir futbol maçını anlatır gibi anlattım...

Görüntülerini neden mi yayınlamadım?..

İzleyenlerin mideleri bozulmasın diye...



Gerçi Cüneyt 100 bin kişiye canlı yayın yaparken benim sadece 11 bin takipçim vardı ama...

Olacak o kadar...

Ben kimim ki koskoca Cüneyt Özdemir’le aşık atacağım...



Sözün özü...

Cüneyt’i tebrik ediyorum...

Az masrafla çok iyi işler çıkarıyor...

ALKOLLÜ İÇECEKLER KEYFE KEYİF, ÖFKEYE ÖFKE KATAR


Alkollü içkiyle kutladığım ilk yılbaşı gecesi, 1967 yılını 1968’e bağlayan pazar gecesiydi...

Neden pazar?..

O gün tatildi ve...

Sabah erken saatlerden itibaren solistliğini yaptığım Damlalar Orkestrası arkadaşlarımla birlikte saatlerce süren prova yapmıştık...



1967’yi 1968’e bağlayan o yılbaşından sonraki bütün yılbaşı gecelerinde mutlaka içtim...

İstisnasız...

Her yılbaşı gecesi içtim...

Dün gece, 53 yıl sonra bir ilki yaşadım...

Ve...

Bir tek bile içmedim...

İçmek istemedim...

Canım çekmedi...

Çünkü...



Bizim ailemizin kültüründe (Ben içki içme adabını babacığımdan ve onunla içerek öğrendim) içki kederden değil keyiften içilirdi...

Babacığım “kap gel bi 35’lik de içelim be yaa zira bugün çok keyifliyim” dediğinde bilirdim ki...

O gün, bizimle de paylaşacağı güzel şeyler olmuş...



Babacığıma göre alkollü içecekler insanın keyfine keyif, öfkesine öfke katardı...

Öfkeliyse içkiden uzak durur...

Keyifliyse mutlaka içerdi...

Yani “akşamcı” değildi...



Sevgilimle benim de yılın son günü hiç keyfimiz yoktu...

Hele akşam ana haberde, gündemdeki kadın cinayetleri tamamen kaçırdı keyfimizi...

Keşke bitse bu cinayetler...

Keşke erkek milletinin içindeki bu canavar ruh sökülüp atılabilse...

ÇOK MAHCUBUM ÇÜNKÜ BENİ HALK SEÇMEDİ...


Ertuğrul Özkök yazınca öğrendim...

Meğer...

Abdülkadir Selvi seçim sandığından çıkmış...

Yani...

Hürriyet’te sahip olduğu köşeyi kendisine o günlerdeki patronu Aydın Doğan vermemiş...

Seçime girmiş Abdülkadir...

Seçilmiş...

Sonra da o köşeye kurulup yazmaya başlamış...

Sadece maaşını seçmenlerin ödediği vergilerden değil de...

Aydın Bey’den (Şimdi de Yıldırım Bey’den) alıyormuş...



Bu arada unutmadan...

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu var ya...

Her ne kadar biz onu milletvekili falan zannetsek de...

Bay Kemal sandıktan çıkmamış...

O...

Kendi kendini milletvekili ilân etmiş...



Hem şaşırdım...

Hem de utandım...

Neden mi?..

Çünkü...

Ben de Abdülkadir ile aynı işi yapıyorum ama...

Beni halk seçmedi...

Çok mahcubum şu anda...

Çok...

DOLAR ALACAK BAŞINI GİDECEK...


24 Ocak’ta yapılacak MB Para Piyasası Kurulu toplantısına kadar olabilecekleri, bir örnekle hatırlatmak istiyorum...



Bebek doğar ...

Doğumu yaptıran kişi bebeği iki ayak bileğinden tutup baş aşağı tutar...

Poposuna bir tokat atar ...

Bebek ağlar ve ilk nefesini alır ...

Ve son nefesine kadar kendiliğinden alır her nefesini ...



Her ağladıklarında meme verileceğini de aynen, nefes almayı öğrendikleri gibi öğrenir bebekler...

O nedenle...

Karnı acıktığında her bebek ağlar...

Anne de bebeğini emzirir...



Dolar ve faiz ilişkisinden para kazananlar bebek, MB annedir…

Yüksek faiz severler (Arbitraj ekonomicileri) sık sık ağlayarak MB’nın faizleri arttırmasını sağlarlar...



Önümüzdeki üç hafta…

Yüksek faizciler ağlayacak…

MB yönetimi de hemen koşup meme verecek...

Ya MB meme vermezse?..

O zaman da dolar alacak başını gidecek...

MiNARENiN KILIFI HAZIRLANDI MI?..


Cüneyt Özdemir büyük ve muhteşem bir başka gazeteciliğin daha altına imza attı...

Erdoğan’ın “tanırım haysiyetli, şerefli, hayırsever iş adamıdır” dediği Sezgin Baran Korkmaz’a bile kendisini savunma hakkı verdi...



Meğer...

AKP Genel Başkanı’nın samimi dostlarından biri olan Korkmaz kaçmamış...

Zaten hakkında “yakalama” da yokmuş...

4 Ocak günü elini kolunu sallayarak dönecekmiş...



Bekleyelim bakalım...

Yeni bir Reza Zarrabı’mız daha mı olacak?..

Yoksa...

Bu defa herkes akıllandı ve...

Minarenin kılıfı hazırlandı mı?..



NOT: Bazı cümlelerimi “...miş” diye bitirdim...

Çünkü...

Reis’in yakın dostları söz konusu olunca...

Verdikleri sözlere pek de inanasım gelmiyor...

TEBRiKLER SAYIN AĞIRALiOĞLU...


İYİ Parti meclis gurup başkanvekillerinden Yavuz Ağıralioğlu, Selahattin Demirtaş’la ilgili AİHM kararı için, “Bir hukuk devletinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına ayrım yapılmadan uygulanması gerekir” dedi...



İşte doğru hukuk anlayışı bu...

Yargılamada kimin yargılandığına değil...

Neyin yargılandığına bakmak...

Hükümle ilgili yorumu kişi üzerinden değil, hüküm üzerinden yapmak...

Tebrikler Sayın Ağıralioğlu...