Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Cumhur ittifakı devam edecek mi?..

Son 20 yıldır seçimlerin ne zaman yapılacağını iktidardaki AKP değil, muhalefetteki Bahçeli tayin ediyor...

Bu defa da yine öyle olacak ancak...



(Büyük ihtimalle bu yaz) Meclis toplanıp anayasada değişiklik yapacak...

Partili cumhurbaşkanlığıyla ilgili anayasa maddesi yürürlükten kaldırılacak...

Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminden güçlendirilmiş ve gensorularla düşürülme ihtimali çok azaltılmış parlamenter sisteme dönüş yapılacak...



Cumhurbaşkanlığının yetkileri budanıp 1980 öncesi cumhurbaşkanlarının yetkileriyle Erdoğan’ın görevi 2023 yılındaki seçimlere kadar sürecek...

Milletvekili sayısı 450’ye düşürülüp 150 kişilik senato kurulacak...

Seçim barajı kaldırılacak...

1965’te uygulanan Milli Bakiye Seçim Sistemi uygulanacak...

Ve...

Parlamento kendisini feshederek erken seçime gidecek...



Ya bu dediklerim olmazsa...

Orasını aklıma getirdiğimde bile tüylerim ürperdiği için söylemiyorum...

Bu dediklerim belki ufak tefek düzenlemelerle olacak, olmalı...



NOT: Her ne kadar cümlelerim politikacılar gibi “cak, cek” ile bitiyorsa da siz bütün bunları benim “Temennilerim ve siyasetçilere tavsiyem” olarak da alın lütfen...

[caption id="attachment_5810684" align="alignnone" width="400"] Devlet Bahçeli[/caption]

İKTİDAR OLAMAZSA KAPANIR...


MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, Devlet Bahçeli adına bir tweet attı...

Mealen şöyleydi:

“MHP’nin tek parti iktidarı zorunluluk haline gelmiştir.”...



Peki, nasıl olacak bu tek parti iktidarı?..

MHP cumhurbaşkanlığına aday bile göstermiyor...

O halde, tweeti tercüme edeyim...



MHP, kenardan, kıyıdan iktidar ortağı olmaktan bıktı...

Bu sistemde iktidarın resmi ortağı olması da mümkün değil...

Daha da kötüsü...

İlk seçimlerde Erdoğan’ın seçime girememe (Zamanında yapılacak seçimlerde Erdoğan aday olamayacak) veya girse (Erken seçim kararını Meclis alırsa Erdoğan seçimlere girebilir) de kazanamama ihtimali giderek artıyor...

MHP’nin iktidar ortağı olup atama ve yatırım inisiyatifi alabileceği tek model var: Parlamenter sistem...

TAHAMMÜL ETMEYİ ÖĞRENSEK...


Sürekli birilerinin tutuklanmasını, birilerinin ekranlara çıkarılmamasını, birilerinin köşelerinden kovulmasını isteyenlerin ülkesi haline geldik...

Ama...

Bu tahammülsüzler:

Kendisi gibi düşünmeyenin...

Kendisi gibi yaşamayanın...

Kendisi gibi inanmayanın tutuklanmasını ya da yazdığı gazeteden, konuştuğu televizyondan kovulmasını istiyor...



İşin ilginci de talep genelde şöyle seslendiriliyor:

“Susturun şu aptalı.”...

Yahu aptalca konuşan herkes tutuklanırsa bütün evleri hapishaneye çevirmemiz gerekmeyecek mi?..



Arkadaşlar...

Konuşan insanların tutuklanmalarını istemek yerine...

Konuştukları, yazdıkları, okudukları, dinledikleri, izledikleri için tutuklananların özgür bırakılmalarını istemek daha doğru değil mi?..

TOPLUMSAL BARIŞI YIKTI...


Bugünün mağrurları ve hatta zalimleri; 28 Şubat sürecinin mağdurları ya da mazlumlarıydı...

Ama...

O süreçte, “28 Şubatçı” diye suçladıkları meslektaşları tarafından patronlarına şikayet edilmediler...

“Kovun şunu” diye yazılar yazıp ekranlarda çığırtkanlık yapmadılar...

Generaller, yargı ve kendileri eleştirildiğinde, “tutuklayın şu gericiyi” diye yaygara koparmadılar...



Yani canlarım...

AKP zihniyeti ülkeye sadece iktisadi ve siyasi zarar vermekle kalmadı...

Herkesi birbirine düşman ederek en güzel hasletimiz olan toplumsal barışı yıktı...

ÜLKE KALMAZ


İzmir’in koronavirüs tablosunu AKP İl Başkanı açıkladı.

Bu ne demek?..

Bu, “Parti Devlet” demek.

Çünkü açıklamayı Cumhurbaşkanı’nı temsilen “Vali” ya da İl Sağlık Müdürü yerine...

AKP Genel Başkanı’nın temsilcisi yaptı...



Canlarım benim...

Bilin ki Türkiye daha uzun süre bu şekilde yönetilemez...

Yönetilirse eğer...

Geleceğin politikacılarına yönetecek ülke kalmaz.

MİLLİ BAKİYE...


1965 genel seçimleri, cumhuriyet tarihimizin en adil seçimleriydi çünkü Milli Bakiye uygulandı....

Nasıl olduğunu da kısaca hatırlatayım.



Seçim bölgelerindeki milletvekili sayıları nispi temsil sistemine göre bulunur.

Partilerin seçim çevrelerinde aldığı bütün artık oylar toplanır.

Açıkta kalan milletvekili sayısına bölünerek milli seçim kotası bulunur.

Her partinin elindeki toplam artık oy, milli seçim kotasına bölünür...

Ve...

Bununla orantılı bir şekilde milletvekilleri dağıtılır.



Hiçbir seçmenin oyu boşa gitmez...

Her fikir, görüş, inanış, yaşam tarzı mecliste temsil imkanı bulur...

Bence yeniden Milli Bakiye’ye dönmek demokrasimizin gelişimi ve güven vermesi için şart...