CHP’liler bu kez çok üzgün...
‘REDDİ MİRAS’ KUŞKUSU
Dünkü köşede, bu konuya ilişkin görüşlerimi kısaca ifade etmiştim. Haber Global ve TV 100’deki programlarda da benzer görüşlerimi dile getirdim. Diyebilirim ki; son zamanlarda en çok geri dönüş aldığım programlar, “Helalleşme’’ çağrısının değerlendirildiği yayın dilimleriydi. CHP tabanı, Kılıçdaroğlu’nun “Helalleşme” çağrısını da çağrının içeriğini de desteklemiyor. Zira; bu çağrı, dünkü yazımda da işaret ettiğim üzere, “reddi miras” olarak değerlendiriliyor. Bu ise parti tabanını hem üzüyor, hem de burnundan solumasına yol açıyor.
CHP’LİLER YARALANDI!
Çünkü; CHP demek Gazi Mustafa Kemal Atatürk demektir. CHP demek, Kuvayi Milliye ve Cumhuriyet demektir. CHP demek, İsmet İnönü, Bülent Ecevit, Deniz Baykal, Altan Öymen, Hikmet Çetin, Murat Karayalçın demektir. Ve CHP’liler iyisi ve kötüsüyle partilerinin tarihine sahip çıkmayı bir görev bilmektedir. Varsa hatalar, yanlışlar mutlaka eleştirilir.
Ancak bu ‘’partimizin açtığı derin yaralar” diye altından kalkılamayacak bir sözle ifade edilmez. O zaman, ‘’Neymiş bu yaralar?” diye sorulur. Siz de tarihinizi reddederek anlatmak zorunda kalırsınız… Tarihinizi reddettikçe, partinizin tabanıyla olan bağınız kopar… Yeni kitlelere ulaşmaya çalışırken, sosyolojik tabanınızla aranızdaki makası açarsınız.
CHP SORUNUN FARKINDA MI?
Bakın; göreceksiniz, bu söz, sadece Kılıçdaroğlu’nun değil, CHP’nin de peşini bırakmayacaktır! Kılıçdaroğlu, bu sözü sarf ederken, “tarihsel olaylar, yaşandığı zaman dilimi içinde değerlendirilir” ilkesini göz ardı etmiş ve belki de farkında bile olmadan, toptan bir reddiye içine girmiştir. CHP yönetimi bu tahribatın farkında mıdır; doğrusu bilmiyorum… Olduklarını da sanmıyorum…
Zaten liboş takımı, bu açıklamadan hemen sonra büyük bir had bilmezlikle, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde yaşanmış hangi olumsuzluk varsa, bunların tamamını “yaraların listesi” olarak yayımlamaya başladı. Bazı kendini bilmezler ise Kılıçdaroğlu için “yol haritası” yayımlayarak, “Özür dilemeye bu kurumlardan başla” diye yazdı. Özür dilenmesi ve helallik istenmesi gereken kurumlar arasında, İHH da var; TÜGVA da…
HERKESİN BİR LİSTESİ VAR…
Kimi ise, Kılıçdaroğlu’nun AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan özür dilemesi ve helallik istemesini salık verdi. Bu had bilmezlik, gün boyunca sürdü. Eline kalem alan liboş, gerici, yobaz takımı, olur olmaz her şeyden CHP’yi sorumlu tutan listeler yayınladı. Kılıçdaroğlu’nun bu listelerdeki kişi ve kurumlardan tek tek özür dilemesi ve “helallik alması” istendi.
Doğrusu dün bu tabloyu görünce, CHP eski Milletvekili ve CHP Üyesi bir gazeteci olarak, üzüldüm ve yaralandım! Kılıçdaroğlu ve dar kadrodaki ekibinin önü arkası hesap edilmeden çekilmiş bir videosunun, nelere yol açtığını üzülerek izledim.
Kim olduğu belli olmayan hayali bir seçmen grubundan oy almaya dönük bir çağrının yayımlandığı video, CHP’nin tarihinde onulmaz bir yara açmış, gerçek CHP’lileri derinden üzmüş ve yaralamıştır. Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu video sonra ortaya çıkan tablonun ardından, önce CHP tabanından “helallik istemesi’’ gerekmektedir.
CHP TABANINDAN ÖZÜR DİLENDİ Mİ?
Zira Çorum’da Maraş’ta katledilen, Sivas’ta yakılan, Gezi’de kurşunlanan, partisi 12 Eylül tarafından kapatılan, CHP’li oldukları için işe alınmayan milyonlarca kişi, gereksiz bir “Helalleşme” çağrısı sonrası, mağdur ve mazlum oldukları halde, “zalim muamelesi” görmeye başladı. Meğer CHP ne büyük günahlar işlemiş!
Anlattıklarımın CHP Genel Merkezi’nde hiçbir etkiye yol açmayacağını biliyorum. Ben zaten bunları tarihe not düşmek için yazıyorum. Çünkü; anladığım kadarıyla Kılıçdaroğlu ve dar kadrosu, CHP’yi ameliyat masasına yatırarak oylarını artırabileceğini düşünüyorlar. Ancak CHP’yi ameliyat masasında bıraktıklarını göremiyorlar.
Umarım Kılıçdaroğlu bugün yapacağı grup konuşmasında sözlerine açıklık getirir ve CHP tabanını daha fazla üzecek adımları atmaktan vazgeçer. Zira; ortaya çıkan tablo, hiç de kendisine anlatılan gibi değil...
