Korkusuz

CEHAPE’nin Harvard’lı profesörleri de varmış!..

CEHAPE’nin Harvard’lı profesörleri de varmış!..
Bayram arifesinde, şöyle eğlenceli, yüzünüzde tebessüm bırakacak, hüüp diye bir solukta okuyup geçeceğiniz bir yazı kaleme almak isterdim. Olmuyor!.. Olmuyor!.. Olmuyor!.. Affedin, yine neşenizi kaçıracağım. Harvard’tan iki profesör çıkmış uyarmış efendim. Neymiş dertleri?.. “Türkiye berbat durumda”ymış... Vay... Vay... Vay.. Bunlar Maliye Bakanı damat Berat Albayrak’ı hiç dinlememişler veya hayatta hiç sopa yememişler herhalde. Ne buyurmuş iki profesör; Carmen Reinhart ve Kenneth Rogoff  (ilgili haberden);

“Dünya Bankası’nın yeni baş ekonomisti borç sorunsalına ilişkin değerlendirmelerinde ise gelişmekte olan ülkelerde Türkiye’nin de aralarında olduğu büyük gelişen ekonomilerin ‘berbat’ durumda olduğunu söyledi. Reinhart, Nijerya, Güney Afrika, Türkiye, Ekvador ve Arjantin’de krizin hayli maliyetli olacağını öngörüyor. Sohbette, İtalya’nın borç durumunun ise uzarsa Euro Bölgesi’nde istikrarsızlaşmaya yol açabileceğine
COVID-19 krizinin bir borç krizine dönüşebileceğine vurgu yapılıyor. Ekonomilerin kriz sonrasında daha içe dönük olacağını öngören Reinhart, ‘Özellikle tıbbi malzeme ve ekipman ve gıda konusunda kendimize yetmek isteyeceğiz’ diyor.”

Bakın, ben size bir şey diyeyim mi?.. Bizim, ne Carmen Reinhart ne Kenneth Rogoff’un aklına ne de ulvi görüşlerine ihtiyacımız var!.. Allah’a çok şükür elimiz ayağımız tutuyor, çarşı pazara çıkıyoruz. Gözlerimiz görüyor kulaklarımız da işitiyor. Etrafımızda geçim sıkıntısından inim inim inleyen vatandaşları, işsizliğe “Yok mu bir çare” diye feryat figan edenleri duyuyor, piyasada karşılığı olmayan çekler yüzünden iş adamlarının ne hallere düştüğünü görüyor, PTT kuyruklarında nefes tüketip bin lirayı aldıktan sonra  “Ben bunla ne kadar ailemi geçindirebilirim” diye kara kara düşünen gariplerin halini anlayabiliyoruz.

Mart, nisan, mayıs...

Tam 3 aydır evin ihtiyaçlarını karşılamakla mükellefim. Damat Berat Albayrak “Kriz fırsatçılarına göz açtırmayacağız” dedi ama gel gelelim kendisini pek dinleyen olmadı galiba!..

Patatesin fiyatı hiç düşmedi...

Soğan, “Benim patatesten ne eksiğim var” dedi...

Gelin sarımsak, kokusunun çıkması için 40 günü beklemedi...

Domates, biber, hıyar tarla fiyatını hiç sallamadı.

Çilek, “Ben bundan sonra sosyete meyvesiyim” pozlarına büründü...

Ya o papaz eriğine ne demeli?.. Aşeren hanımların eşlerinin korkulu rüyası haline geldi...

Çocuklara tembih ettim, ‘tuvalet kağıdını santim santim kullanacaksınız’ diye.

Hanım, evde peçete kullanımını karneye bağladı, az şekerli tatlı tarifleri bulabilmek için internet uzmanı oldu...

Bayramda gelip gitme olmayacak ama yine de evde ritüelleri yaşatalım dedim. Eve, bayram şekeri, çikolata, biraz da badem şekeri alayım istedim. Tezgaha yaklaştığımda gördüğüm fiyat etiketleri ile “Seni uzaktan sevmek aşkların en güzeli” diye şarkı söylemeye başladım. Market görevlisi duymuş olmalı ki, “Biz sizden daha şanslıyız bey efendi, hiç olmazsa her gün rafta seyredebiliyoruz” diye yapıştırdı geçti.

Marketin manav bölümünde görevli elemana, “Ne oldu? Aylardır fiyatlarda düşme yok. Her geldiğimde üstüne koyuyorsunuz?.. Kriz fırsatçısı mısınız?.. Biz, kriz fırsatçılarına göz açtırılmayacak diye biliyorduk” diye takılayım istedim. Öyle bir pofurdadı ki; “Abi sen istersen seyahat yasağının kalkmasını bekleme, bir yolunu bul, başka bir ülkeye göç” diye kapak yaptı.

Mıdığım düşük eve geldim. Yazının başında da söylediğim gibi, neşeli bir bayram yazısı kaleme almaya halim kalmamıştı.

Katar’la yapılan swap anlaşmasını hatırladım. Bula bula 15 milyar dolar karşılığı Katar Riyali buldular.

Japonya’dan çok para gelecek diye hava atıyorlardı. Hastane açılışında Japon Başbakan müjdeyi verecekti. İstanbul’daki Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nin açılışında Japonya Başbakanı Shinzo Abe, ne swaptan ne de dolardan bahsetti. Korona ile mücadelede Türkiye’ye ilaç bağışlayacaklarını söyledi.

Ne dolar var ne Euro ne de sterlin...

Elimizde var Katar Riyali... Kime ve nereye gidecekse!..

Boş verin siz Harvard’lı profesörleri... Onlar zaten Türkiye düşmanı!.. CEHAPE onları Tayyip Erdoğan’ı devirmek, Türkiye’yi karıştırmak için konuşturuyor.

Nerede kalmıştık efendim?...

İç düşmanlar... Dış düşmanlar...

Hepinize cümleten hayırlı bayramlar. Büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öperim...