Korkusuz

Cebimizde ne var?

Cebimizde ne var?
Tarihte yaptığımız bütün anlaşmalar için iki değerlendirme yaparız hep...

Ya zafer...!

Ya hezimet...!

★★★

Küçük Karlofça’dan başlayın...

Lozan’a kadar gelin.

Hiç değişmez...

100 yıl geçti halen makale yazanlar var.

Lozan hezimet miydi zafer miydi diye.

★★★

İşin aslı...

Anlaşmaları imzalandığı dönemden bağımsız düşünürsen saçma sapan bir yere savrulursun.

Bugünden bakarak Lozan’ı analiz edemezsin.

O günün koşullarında değerlendirmen gerekir.

★★★

Lozan büyük bir zaferdir.

Çünkü..

10 yıl savaşlarında bitmiş tükenmiş bir ordu...

Milyonlarca kilometre toprak kaybetmiş bir ülke...

Dağılmış bir imparatorluk üzerine verilen bir savaşın sonucunda mevcut anakarayı kurtarma ve bağımsızlığını da dünyaya kabul ettirme anlaşmasıdır.

Diplomatik bir zaferdir.

★★★

Ama bugünden bakarsanız...

Burnumuzun dibindeki adaları alamaz mıydık dersiniz.

Hayır... O gün için alamazdık...

Çünkü daha büyük dertlerimiz vardı.

Büyük Anadolu’yu ve Trakya’yı kurtarmıştık.

Toprak bütünlüğümüzü onaylatmıştık...

Bağımsızlığımızı tüm dünyaya kabul ettirmiştik...

★★★

O yüzden...

İlbet Hoca’nın deyişiyle... “Tarih yaşandığı dönem itibariyle değerlendirilir.”

★★★

Şimdi Madrid zirvesi oldu...

Bizim yandaş basın gene manşeti çaktı.

“Büyük Zafer...”

“Madrid’de dize getirdik...”

“Reis’in Gücü...”

Yahu arkadaş...

Dış politikayı ne zaman hamasetten kurtaracağız?

Ne zaman aklı selimle konuşup değerlendireceğiz?



★★★

Neyse...

Biz sakince olan biteni anlatmaya çalışalım.

★★★

Rahmetli büyükelçimiz Gündüz Aktan “Müzakerelerde bir şey kazandın mı... Hemen ben de bir şey vermeliyim diye düşünme... Kazandığını al cebine koy... Başka ne vereceksiniz diye sor” derdi.

Işıklar içinde uyusun... Büyük diplomattı.

Şimdi bizde Madrid’den cebimizde nelerle döndük ona bakalım.

★★★

Bir kere...

İmzaladığımız 3’lü muhtıra metniyle;

İlk kez NATO’nun resmi belgelerine Fetö ve Pkk’yı soktuk.

Bu önemli...

Çünkü...

Avrupa Birliği üyesi iki ülke ve NATO... İlk kez PKK ve Fetö’nün terör örgütü olduğunu kabul etti.

Sizce bundan böyle Avrupa’da halen cirit atan terör örgütü üyeleri rahat gezebilirler mi?

Özellikle İsveç ve Finlandiya’da rahat oturabilir mi?

Yoksa bir gece yarısı apar topar Türkiye’ye teslim ediliriz korkusuyla başka ülkeye mi göçerler...

★★★

Yani terör örgütü üyeleri için Avrupa sahası daraldı.

★★★

At cebe...

★★★

Halen İsveç’te yaşayan 73 terör sanığının listesini yolladık.

Mırın kırın etseler de o liste kayıtlara girdi... Artık ya ülkeden uçuracaklar ya da vermek zorunda kalacaklar...

Bu da bizim için iyi mi?

★★★

At bunu da cebe...

★★★

Peki biz onay verince İsveç ve Finlandiya hemen NATO’ya girdiler mi?

Yooo... Sadece süreç başladı.

Upuuzuuun bir dönem onları bekliyor... Bakmayın 6 ay 9 ay laflarına... NATO’ya girmeleri yılları alabilir...

Bu arada bizim isteklerimiz yerine gelmezse top TBMM’de...

Onaylamadım demek meclisin elinde...

Yani İsveç’le Finlandiya bizimle hep iyi geçinmek zorunda...

★★★

Bu da cepte dursun...

★★★

Gelelim Rusya’ya...

Rusya’yla yazılı olmayan bir ittifakımız var... Doğru...

Ama bu kararla Rusya bize daha fazla ihtiyaç duymayacak mı?

Yani... Özellikle Finlandiya pat diye NATO’ya alınırsa... St Petersburg’a yürüme mesafesinde NATO füzeleri olacak...

Putin için kabus gibi bir şey...

Türkiye’nin önemi biraz daha artmadı mı?

Arttı...

★★★

Bunu da cebe attık...

★★★

Gündüz Aktan hocamızın anlatımıyla cebimizde bunlar var...

Yani ne zafer ne hezimet...

Sadece birkaç kazanım elde ettik...

Tabi bu dengeyi sürdürebilirsek bu kazanımlar işe yarar...

Hepsi bu...

Abartmaya gerek yok... Küçümsemeye gerek yok...

★★★

Haaa bu arada...

Erdoğan’ın İngiltere Başbakanı’na yaptığı harekete büyük anlamlar yüklemeye çalışan arkadaşlar...

O hareket...

Ne karizma ne racon kesme...

Sadece...

İnat edip 200 kelime İngilizce öğrenmediğinden...

Yaptığı oksitleme...