Korkusuz

Câmi yapmak

Câmi yapmak
Önceki gün Anadolu Ajansı’nın bülteninde görmüştüm:

Türkiye Diyanet Vakfı’nın Cibuti’de yaptığı caminin açılışı bu ay sonunda yapılacakmış.

Haberde yok ama büyük olasılıklı açılışı Cumhurbaşkanı Erdoğan yapacaktır.

Önceki günkü yazımda AKP’nin ideolojik eksenli bölgesel faaliyetlerini özetlemiştim.

Cibuti haberi bu faaliyetlerin içerik, anlam ve amaçlarını yeterince anlatıyor.

Cibuti AKP’nin yoğun ilgi gösterdiği Somali gibi dünyanın en yoksul ülkelerinden biridir. Halkın yüzde yirmisi günlük ortalama 1,5 dolarla geçiniyor.

Cibuti Kızıldeniz’in güney girişini kontrol eden 23 bin kilometrekare yüzölçümü ve yaklaşık bir milyon nüfusu olan bir ülke.

Şimdi sıkı durun:

Eski bir Fransız sömürgesi olan Cibuti’nin en büyük gelir kaynağı topraklarını yabancılara kiralamak.

Cibuti kiraladığı topraklardan yılda 250 milyon dolar gelir elde ediyor.

Dünya petrol ticaretinin %60’ının geçtiği Kızıldeniz’de stratejik konumda olan Cibuti Somali, Etiyopya ve Eritre’ye komşu ve bir zamanlar moda olan gemi kaçırma olaylarının yaşandığı bölgeye çok yakın.

Durum böyle olunca büyük ülkeler 1977’de bağımsız olan Cibuti’ye büyük ilgi ve ‘alaka’ gösteriyor.

Peki nasıl?

1- Fransa iki bin askerinin bulunduğu askeri üssü için kira bedeli olarak yılda 34 milyon dolar ödüyor. Fransa Afrika’daki eski sömürgelerindeki askeri faaliyetlerini buradan yönetiyor.

2- ABD dört bin askerinin bulunduğu askeri üs için yılda 65 milyon dolar ödüyor. Bu üs ABD’nin Afrika’daki en büyük üssü ve bölgedeki tüm askeri ve istihbarat faaliyetlerini buradan yürütüyor. Örneğin Somali’deki El-Şabab, Nijerya’daki Boko-Haram ve Yemen’deki Kaide militanlarını takip ve SİHA’larla ortadan kaldırmak.

3- Japonya 180 askerinin bulunduğu askeri üssü için 25 milyon dolar ödüyor.

4- Japonya’nın olunca ‘Benim neyim eksik’ diyen Çin de kendine bir yeri kapmış. Afrika’ya büyük ilgi gösteren Çin işlerini Cibuti’den idare ediyor.

5- İtalya’nın içinde 500 kadar askerinin bulunduğu üssünden Almanya, İspanya, Belçika, İngiltere, Yunanistan, İsveç ve Hollanda  yararlanmaktadır.

6- Dört yıldır Yemen’i bombalayan Suudi Arabistan 2017’de imzaladığı anlaşmayla bir deniz üssü inşa etmeye başladı.

Mısır’a giden Nil nehrinin geçtiği Güney Sudan, Etiyopya, Kenya, Uganda ve Tanzanya’ya özel ilgi gösteren İsrail  ABD ve Fransa’nın üslerinden yararlanıyor.

Peki Cibuti’nin kendi ordusu yok mu?

İki uçak, 67 tank ve zırhlı araç, 65 top ve hafif silah ve 10 bin asker.

Türkiye ise câmi yapıyor.

Başka birçok ülkede yaptığı gibi.

Çoğu da yoksul ve zavallı ülkeler.

Müslüman ülkelerinin büyük bölümünde olduğu gibi.

Örneğin nüfusu 135 milyon olan Bangladeş’te 250 bin câmi var.

Pakistan’da 170 milyon nüfusa karşılık 120 bin câmi.

Mısır’da 90 milyon nüfus ve 110 bin câmi.

Türkiye’de 90 bin civarında câmi var.

Nüfusun büyük bölümü Müslüman olan 40 kadar ülke var.

Ezici çoğunluğunda yoksulluk, cehalet, dini bağnazlık ve her türlü yolsuzluk var.

Doğal olarak demokrasi yok ve olamaz.

85 milyon nüfusu olan Almanya’da 30 bin kadar kilise var ama kiliseye gidenlerin sayısı giderek azaldığı için çoğu kapanıyor.

Müslüman ülkelerde ve özellikle yoksulluk ve cehaletin giderek derinleştiği Müslüman ülkelerde ise câmi sayısı artıyor.

Durum böyle olunca Türkiye’nin gidip de Cibuti’de câmi inşa etmesi dikkatimi çekti.

Sizinle paylaşmak istedim.

AKP kendi ideolojik tercihlerine göre dünyanın birçok yerinde câmi inşa etmenin dışında dini faaliyetlerde bulunmaktadır.

Batı ve Arap medyasında bununla ilgili çok sayıda haber ve yorum yayınlamaktadır.

Suudiler 70 yıldır yapıyor ve bu yolda 300 milyar dolar harcamıştır.

Hem de ABD’nin istediği yönde.

Kaide, Taliban, El-Şabab, Boko Haram, IŞİD, NUSRA ve benzeri örgütler böyle kuruldu ve dünyanın dört bir yanında eleman, sempatizan ve yandaş buldu.

BOP bunun için ilan edilmişti.

Sonrasında Arap Baharı.

Kesin devamı var.

Bir düşünün!