Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Bundan sonra da mağlup ve mahkûm olacaklardır...

Kutsal kitaplara göre insanlığın ilk kavgası Habil ve Kabil arasında çıktı...

Kabil, zenginliğini, babasından (Adem) gördüğü ilgiyi ve güzel karısını kıskandığı ikiz kardeşi Habil’i öldürdü...

Yani...

İlk kavga ya da savaş neden çıktıysa...

Ondan sonraki kavgalar ve savaşlar da aynı sebepten çıktı...

Ama...



Yakın gelecekte, geçmiş savaş sebepleri hem üretilmeyecek...

Hem de...

Gelecek dünyasının devlet insanları savaşmak yerine, insanların daha sağlıklı, huzur ve refah içinde yaşamaları için çalışacaklar...

İnsanlar arasında daha az eşitsizliği sağlayacaklar...



Ben size geçmişin en ünlü savaşlarından birinin nasıl çıkarıldığını kendi penceremden gördüklerimle analiz edeceğim...



Miken Kralı Agamemnon, Truva’yı işgal etmeyi kafasına koymuştu...

Kurduğu tuzağı uygulamak için önce, Truva’nın genç ve çok yakışıklı Prensi Paris’i sarayına davet etti...

Amacı...

Kardeşi Melanaos’un dünyanın en güzel kadını olarak tanımlanan karısı Helen’i ayartmasını sağlamaktı...

Nitekim aynen öyle oldu...

Helen, bu yakışıklı ve genç Prens’e aşık oldu...



Sıra...

Helen’in konuk Prens ile Truva’ya kaçmasını sağlamaktı...

Agamenon bunu da başardı...

Ve hemen ardından da harekete geçti...

O ünlü Truva Savaşı başladı...



Efsanenin ilerleyen ve en can alıcı bölümünde ise egemenlere bir savaş ve kuşatma dersi verilir...

Yani...

Hiçbir kalenin, içeriden yardım alınmadan ele geçirilemeyeceği anlatılır...



Peki...

İnsan üretimi devasa bir tahta atın “hediye” olarak verilmesi neyi anlatır?..

Kalesi kuşatılan bir kralın bile düşman tarafından verilen bir hediyeyi geri çeviremeyecek kadar aç gözlü olduğunu anlatmak için uydurulmuştur...



Günümüzden 33 yüzyıl önce geçtiği varsayılan o efsane savaşın çıkarılma sebebiyle...

Ondan sonra ve bugün de çıkarılan bütün savaşların temel sebebi egemenlerin aç gözlülükleridir...

Tarih anlatıcıların ve savaş karşıtı tarihçilerin her zaman işgal olunan devletlerin komutanlarından taraf olmaları...

Sonunda mutlaka işgalcilerin kaybetmeleri egemenlere duyulan öfkedir...



Ve bu öfke...

Bugün de devam etmektedir...

Savaşı çıkaranlar önünde sonunda mağlup ve mahkûm olmuşlardır...

Bundan sonra da mağlup ve mahkûm olacaklardır...

KOCAMAN VE UTANDIRICI BİR SKANDAL...


Biliyorsunuz, AKP’de üyeler topluca terk ediyorlar partiyi...

Bunun üzerine Erdoğan’ın Potemkinleri devreye girip, fukara ve işsiz yurttaşlarımızın yoksulluklarını istismar ediyorlar...

“Partiye üye kaydı yaptır, aidatını biz ödeyeceğiz ama seni de işe yerleştireceğiz...”

Ve üye kayıtları birden artıyor...



Hafta sonunda AKP Genel Başkanı bu, sözde üye kayıtlarının propagandasını yapmak için yeni üyelerden birini telefonla bizzat arıyor...

Ve...

Aralarındaki aynen şu konuşma gerçekleşiyor



Erdoğan: Alooo... Aloo...

Berfin: Efendim.

Erdoğan: Hanımefendi kiminle görüşüyorum?

Berfin: Siz kimi aramıştınız?

Erdoğan: Ben Berfin hanımı arıyorum, Cumhurbaşkanı Erdoğan...

Berfin: Alooo...

Erdoğan: Şu anda biz İstanbul İl Teşkilatı’nda toplantıdayız.

Berfin: Eeeee...

Erdoğan: Partimize üye oldunuz mu?

Berfin: Evet oldum.

Erdoğan: Şu anda bini aşkın kardeşiniz, kardeşimiz sizi tebrik ediyor.



Canlarım benim...

Erdoğan’ın bu cümlesinin ardından konuşma kesiliyor...

Yani kocaman ve utandırıcı bir skandal...

Neden?..

Çünkü zavallı Berfin belli ki istismar edilerek üye yapılanlardan...



Yazılarımı yazarken (Dün, pazar) henüz gazetelerde göremedim ama...

Bugün büyük olasılıkla yandaş gazete ve televizyonlar Berfin’i bulmuş AKP Genel Başkanı’nı ne kadar çok sevdiğini anlattırmışlardır...



İşte Türkiye canlarım...

İşte Türkiye...

Ve işte güzeller güzeli ülkeyi yöneten politikacılar...

DIŞ GEZİLERİNİZE BİRAZ ARA VERSENİZ...


AKP Genel Başkanı Erdoğan demiş ki:

“Suriye’yi terör örgütlerinden ve rejimin zulmünden temizlemeden bize huzurla uyumak haramdır...”...



Sayın Genel Başkan...

“Acaba” diyorum...

Biraz zaman ayırsanız...

Bizim milletin gördüğü zulmü de ortadan kaldırmak için mesai harcasanız...



Mesela...

Şu Türkiye dışı gezilerinize biraz ara verseniz...

Demet Akalın ile Alişan gibi eğlence dünyası ünlüleri bile sizin bu kadar sık (Haftada birkaç kez) yurt dışı seyahat etmenizden şikayetçi...

Sizi daha seyrek görmek zorunda kaldıkları için üzülüyorlarmış yani...

İMAMOĞLU SON SÖZÜNÜ SÖYLEDİ...


SÖZCÜ’de Özlem Güvemli’nin haberi mealen şöyle:

Hatırlayacaksınız...

İmamoğlu, İBB Başkanlığı’nda göreve başladıktan sonra, Beyoğlu’nda Erdoğan Ailesi’nin yönettiği TÜRGEV’in kullanımına verilen binayı haklı olarak geri almıştı...

AKP ve MHP’li meclis üyeleri ise çoğunluk oldukları için mecliste yasa ve tüzük falan dinlemeden tüm İstanbulluların olan o binayı Beyoğlu Belediyesi’ne tahsis ettiler...

Oradan da hülle yoluyla yeniden TÜRGEV’e verecekler...



Yaşar Kemal eserlerinden birinde, iyi bir insana; kötü insanların, zalimlerin mutlaka sonunun geleceğini şöyle anlatıyordu:

“Zulmün artsın ki tez zeval bulasın...”...



İmamoğlu bu zulüm için şöyle dedi:

“Bu resmen meclisteki çoğunluk üzerinden eşkıyalık anlayışı. İstanbul halkının malını gasp edemezler. Kararı, yürürlüğe koymayacağız.”...



Zalimlerin zeval bulacakları noktaya iyice yaklaştığımızı bilin ve sakın enseyi karartmayın...