Korkusuz
Ümit Zileli

Bu ülkede “zehir” hikayeleri asla bitmez!..

Sizi önce 2 yıl geriye götüreceğim...

Türkiye, Nişasta Bazlı Şeker (NBŞ) olarak bilinen, mısır şurubundan yapılan şekeri tartışıyordu. Namuslu bilim adamları bu şekerin insan vücuduna büyük zararları olduğunu anlatıyor; bu şekeri üreten dev Amerikan şirketlerinin lobiciliğini üstlenen bir takım çevreler ise NBŞ’nin pancar şekeriyle eş değer olduğunu, daha ileri gidenler ise bal kadar doğal olduğunu iddia ediyorlardı!.. Bu iddiaları ortaya atanların arkasında ise tüm dünyanın yakından tanıdığı dev bir ABD şirketi vardı:

-Cargill!

Bu şirket, nedense hep “el üstünde tutulan” bir şirket olarak öne çıkmıştı. Zamanın ABD Başkanı Bush bile bu şirkete “iyi davranılması” için ricacı olmuştu!. Koca ABD Başkanı’nı kırmak olmazdı; hükümet 16 yılda 2017 yılı hariç, her yıl NBŞ kotalarını üstelik ülkenin ihtiyacı olmamasına rağmen artırmıştı. Türkiye’de nişasta bazlı şekerlere tanınan yüzde 10 kotanın yüzde 82’si ise ABD’nin küresel şirketleri Cargill ve Amylum tarafından kullanılıyordu!..

Cargill o denli “imtiyazlı” idi ki, baronun, çiftçilerin, çevre sakinlerinin “Zehir kusacak, ürünleri öldürecek” şeklindeki karşı çıkışlarına rağmen Bursa’nın Gemiç Köyü’ndeki verimli tarım arazisinin üzerine “tarım dışı arazi kullanım izni” alıp, fabrikasını kondurmuştu!.. Baronun açtığı dava tam 11 yıl sürdükten sonra Ocak 2020’de sonuçlandı ve bu izin mahkeme tarafından iptal edildi. Edildi de ne oldu diyeceksiniz? Fabrika orada hala duruyor!

-Dahası da var!

Zehir raporu!


Tekrar 2018’e dönelim...

İddialar ve tepkiler o denli büyümüştü ki, Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu 8 yıllık bir aradan sonra üye 12 bilim adamı ile toplandı, durumu araştırdı ve ortaya oybirliği ile onaylanan korkunç bir rapor çıktı! Ne diyordu bu rapor, başlıklar halinde özetliyeyim:

-Öncelikle NBŞ’nin zararları saymakla bitecek gibi değildi!

-Beyinde bulunan ve tokluk duygusu uyandıran “Glikoz sensörleri” Fruktoz yani NBŞ için söz konusu olmadığı için yeme davranışını bozuyor, obeziteye neden oluyordu!

-İnsan metabolizmasında anarşiye neden oluyor, sindirilmeden kana karıştığı için karaciğerde yağlanmayı tetikliyordu.

-Raporda, kolon ve meme kanserleri başta olmak üzere çeşitli kanser türlerinin de obezite yani aşrı yeme ile bağlantılı olduğuna dikkat çekiliyor, fruktozun gut hastalığına, insülin direnci ve şeker hastalığına yol açacağına ait bilimsel kanıtların çokluğuna dikkat çekiliyordu!..

-Ayrıca NBŞ ürünlerinin üretim aşamasında cıva ve karbonil bileşiklerinin izlenim ve denetimini artırılması da özellikle talep ediliyordu!

Bilim Kurulu açıkça “NBŞ son derece zararlı olabilir” diyordu!.. Kısacası bu rapor üzerine NBŞ kotalarının vakit geçirilmeden mümkün olan en aza indirilmesi gerekiyordu... Ne yapıldı peki?

-2018’de yüzde 5’e, 2019’da ise yüzde 2.5’e indirildi...

Ne güzel! Ancak bu arada birçok şeker fabrikası özelleştirildi, şekerpancarı üretimi tepetaklak oldu! NBŞ’ye yine gün doğdu! 2020 için NBŞ kotası yüzde 2.5 olarak belirlendi. Şekerpancarı kotaları da bir önceki yıl ile aynı bırakıldı, yüzde 50’sinin glukoz olarak kullanılacağı belirtildi.

Mesela Türkiye’nin yüzde 30 şeker ihtiyacını karşılayan Konya Pancar Üreticileri Derneği, verilen kotanın iki mislini üretecek potansiyele sahip olduklarını açıkladı! Anımsayın, 2018’deki rapor ne diyordu?

-NBŞ’nin glukoz olarak kullanılması sakıncalıdır, tokluk duygusu yaratmaz!

Cargill’e yüzde 70 yatırım teşviki!..


Gelelim bugüne...

Cargill şirketi, şeker fabrikalarının özelleştirildiği dönemde, işçilerini sendika üyesi oldukları gerekçesiyle işten çıkarmasıyla gündene gelmişti. İşten çıkarılan işçilerin “Sadece işimizi geri istiyoruz” diyerek yüzlerce gündür fabrika önünde eylem yaptıklarını belirteyim!..

Aynı Cargill’in, hükümetin Şeker Kurulu’nu kapatıp, 14 şeker fabrikasını özelleştirmesinde etkili olduğu iddiaları medyada yer almış, şirket bu iddiaları yalanlamıştı!..

Halbuki Cargill’in Ocak 2018’de yayımladığı raporda, şeker fabrikalarının özelleştirilmesi isteniyor, özelleştirme halinde Türkiye’nin daha hızlı büyüyeceği, üretim, istihdam ve ihracatın artacağı, hükümetin de daha fazla vergi toplayacağı iddia ediliyordu. Haa bir de NBŞ üretimi de yüzde 50’ye yaklaşacaktı!..

Cargill’in iddialarının tam tersi oldu! Ne istihdam, ne üretim ne de ihracat arttı!.. Tam tersine özelleştirilen fabrikalarda işçiler işten çıkarıldı!.. İşte bu şirket, Şubat ayında 671 şirkete verilen “yatırım teşviki” tablosunda yer aldı. Cargill’e yapacağı yatırım için yüzde 70 vergi indirimi uygulanacak, KDV ve gümrük vergisinden istisna tutulacak! Cargill ne yatırımı yapacak acaba?

-NBŞ mi ola?..