Korkusuz

Bu Kadar Yürekten Çağırma Beni!

Bu Kadar Yürekten Çağırma Beni!
Yunanistan Avrupa’nın şımarık çocuğudur.

Hep ister.

Çalışmayı sevmez...

Yatmaya bayılır...

Ama istemeye doymaz...

★★★

Kıbrıs’ı da öyle istediler.

Askeri gücüne bakmadan...

Diplomatik ağırlığına bakmadan...

Tarih kitaplarını kurcalamadan...

Kıbrıs “Yunan adası” olsun dediler.

Hatta... Kıbrıs doğrudan Yunanistan’a bağlansın istediler.

-Bizim Hasan Hoca (Prof. Hasan Ünal) bu Yunan hayalciliğini çok güzel anlatır-

Ama dimyata pirince giderken hep evdeki bulgurdan oldular.

★★★

Kıbrıs 300 sene Türk adası olarak kaldı.

1878’de İngilizlere geçti.

50 küsur yılda İngiliz sömürgesi olarak kaldı.

Kıbrıs’a gidenleriniz bilir. Trafik o yüzden soldan işler.

★★★

Ada İngilizlerindi ama nüfus durumu öyle değildi.

1950’lerde Kıbrıs’ta 500 bin nüfusun 400 bini Rum 100 bini Türk’tü.

Yani Türk nüfus 1/5’ti.

Türk nüfusun çoğunluğu da kırsal kesimde yaşayan köylülerden oluşuyordu.

★★★

Başpiskopos Makarios Kıbrıs Rum cemaatinin lideriydi.

Enosis fikrinin babasıydı aynı zamanda.

Enosis, yani Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanması fikri...

Önce İngilizlere yönelik eylemleri başlattılar.

Ateş açma, kundaklama...

Amaç... İngilizleri huzursuz edip adadan kovalamaktı.

★★★

Makarios’un tezi “Kıbrıs’ın kaderini Kıbrıslılar belirlesin”di.

Cingözlük peşindeydiler.

Nasıl olsa nüfus çoğunluğu bizde... Bir referandum yaparız. Hoop ada olur sana Yunan adası dediler.

Türkiye hop dedi.

Mevzu 1958’de Birleşmiş Milletler’e taşındı.

Dışişleri Bakanımız Fatin Rüştü Zorlu’nun harika diplomasisiyle Rum talebi reddedilmesin mi?

Yunan delegasyonu deliye döndü.

Dışişleri Bakanı Averof kendini tutamayıp Fatin Rüştü Bey’e saldırmayı bile planladı.

İş Londra ve Zürih’e kaldı.

★★★

Londra & Zürih görüşmelerine bu sefer Başbakanlar katılacaktı.

Bizi Menderes onları da Karamanlis temsil etti.

Menderes Rumca, Karamanlis’te Türkçe biliyordu, iyi mi?

İngiltere’den bağımsız iki toplumlu bir Kıbrıs Devleti kurulmasına karar verildi.

İngiltere, Yunanistan ve Türkiye de garantör olacaktı.

★★★

Yunan tarafı gene istemeye devam etti.

“Türkler sadece 150 asker bulundursun.”

Menderes kabul etmedi.

Krize dönüştü.

Bizim dediğimiz oldu.

650 Türk askeri kabul edildi.

Makarios son dakikada ben imzalamam dedi.

Karamanlis “Aaaa yeter artık dedi. İmzalamazsan ben de çekiliyorum. Ne halin varsa gör” deyince imzalar atıldı.

Makarios Başkan... Yardımcısı ise Türk toplum önderi Dr. Fazıl Küçük olacaktı.

16 Ağustos 1960’ta zoraki doğum yapıldı.

Kıbrıs Devleti kuruldu.

★★★

Devlet kuruldu ama şımarık talepler bitmek bilmedi.

Örneğin anayasayı bir türlü uygulamadılar.

Türk toplumunun taleplerini dikkate bile almadılar.

Dr. Fazıl Küçük ve Rauf Bey “ya sabır çekiyorlardı”

★★★

Bu arada el altından bir planı da devreye soktular.

Akritas!

Plana göre Türkleri caydıracaklar ve adadan gitmeleri sağlanacaktı.

★★★

1963 yılında planı kana buladılar.

Türk mahallelerine saldırdılar.

21 Aralık günü yapılan bu saldırılar ‘kanlı noel’ olarak tarihe geçti.

Ama bir fotoğraf bu vahşetin sembolü olmuştu.

Türk alayının doktoru Nihat İlhan’ın 3 çocuğunu kesip bir küvete attılar.

★★★

Bu iş artık şımarıklıktan çıkmış vahşete dönmüştü.

300 Türk hayatını kaybetti.

Birleşmiş Milletler devreye girdi. Ateşkes yapıldı.

Ve ünlü yeşil hat çekildi.

Rumlarla Türkler bir daha bir araya gelmemek üzere ayrılmışlardı.

★★★

Sonra ne mi oldu?

Makarios gene durmadı. EOKA’nın şefi Grivas’ı adaya getirdi.

Türk kantonlarını kuşattılar.

Tek tek Türk köylerini işgal etmeye başladılar.

Türkiye jetlerini gönderdi.

Erenköy kurtuldu!

★★★

1967’de Yunanistan’da darbe oldu.

Görevi alan Albaylar Cuntası Yunan hayallerine kaldığı yerden devam etti.

Enosis’i başaracağız dediler. Yunan askeri birliklerini adaya yolladılar.

Demirel... Çıkartma gemilerimizi Kıbrıs sahiline 4 saatliğine gönderince Amerika devreye girdi.

Yunanistan’ın askeri birliklerini geri çekti.

★★★

Cuntacılar 1974’de bu kez Makarios’a karşı darbe yaptılar.

15 Temmuz’da Başkanlık sarayını bastılar.

Makarios kaçıp İngiliz üssüne sığındı.

Bir kez daha elimiz güçlenmişti.

Çünkü yasal muhatabımız askeri bir cuntayla devrilmişti.

Ayrıca Kıbrıs’ı bir Yunan adası yapmaya niyetli birini cumhurbaşkanı olarak atamışlardı.

Nikos Samson!

Başbakan Ecevit harekat hazırlıklarına başladı.

★★★

Peki bu arada Kıbrıslı Rumlar ne yaptı dersiniz.

Türkçe bir şarkıyı radyolarında çalıyorlardı.

“Bekledim de gelmedin gözyaşımı silmedin.”

Sözüm ona Türkiye’nin yardıma gelemediğine vurgu yapıp dalga geçiyorlardı.

Şarkıyı babası Karadenizli annesi Alanyalı bir Rum olan Stello Kazancidis söylüyordu.

Bu şarkıya cevap tam 5 gün sonra Yaşar Özel’le verildi.

“Bu kadar yürekten çağırma beni. Bir gece ansızın gelebilirim.”

20 Temmuz’da Kıbrıs Barış Harekatı yapıldı.

1983’de ise KKTC ilan edildi.

★★★

Arsız talepleri...

Bitmeyen fantastik hayalleri...

Rumları Kıbrıs’ta hep hüsrana uğrattı.

1960’da onların başkanlığında ve Türk azınlığın bulunduğu bir yönetime dahi razı gelmiyorlardı.

Şimdi yanı başlarında nur topu gibi bir Türk Devleti doğdu.

★★★

Bugün ise iki devletli çözüm istiyoruz.

Rumlar halen Maraş’ı neden açtınız diye ağlıyor.

Yukarıda anlattıklarıma...

Bir de Doğu Akdeniz’de başlayacak büyük paylaşım savaşında adanın rolünü ekleyip bir düşünün... 50 yılın sonunda kazanan kim sizce?