Korkusuz

Bu işin sonu yok

Bu işin sonu yok
74 yıl önce BM; ABD’nin tezgahıyla Filistin’in yarısını alarak dünyanın dört bir yanından gelmiş Yahudilere verdi.

Filistinliler ve Arap ülkeleri karara karşı çıkınca çok iyi silahlanmış ABD destekli Yahudiler savaş çıkartarak 73 yıl önce dün İsrail devletini ilan etti.

Bundan 8 yıl sonra İsrail; İngiltere ve Fransa ile birlikte Süveyş Kanalı’nı millileştiren Mısır’a saldırdı.

Aynı yıl İsrail; Fransa’nın desteğiyle ilk nükleer reaktörünü kurdu.

Kuruluşundan 19 yıl sonra Haziran 1967’de yeni bir savaş başlatan İsrail; Mısır’ın Sina yarım adasıyla Filistin’in bir parçası olan Gazze’yi, Suriye’nin Golan bölgesini ve Ürdün kontrolündeki Filistin’in Batı Şeria bölgesini işgal etti.

1973’de İsrail bir kez daha Suriye, Mısır ve Ürdün’le savaştı.

Geçen süre içinde İsrail çok kez Lübnan’a saldırdı ve 1982’de başkent Beyrut’a kadar geldi.

İsrail savaşsız yapamaz.

1917’de Osmanlı’nın bölgeden çekilmesiyle Filistin, İngilizler tarafından işgal edilmişti.

O sıralar Filistin’de 50 bin civarında Yahudi vardı.

1947’ye gelindiğinde bu sayı göçlerle birlikte 650 bin olmuştu. Siyonist ideolojiye inanmış ya da inandırmış Yahudiler dünyanın dört bir yanından Filistin’e taşınmış ve İsrail devletinin kurulmasından kısa süre sonra bu sayı 1.2 milyon olmuştu.

Bugün İsrail’de yaklaşık 7.5 milyon Yahudi var.

Dünyanın geri kalan ülkelerinde de 10 milyon.

İsrail’de bir milyondan fazla Rus Yahudisi var.

150 bin civarında Türk Yahudisi.

İsrail barış yapamaz ve yapmaz.

Siyonist ideolojiye inandırılarak Filistin’e sonradan da İsrail’e taşınan farklı toplum ve ülkelerin Yahudileri Filistin’in Allah tarafından kendilerine verildiğine inanır.

Bununla da yetinmeyen bu insanlar Nil’den Fırat’a kadar olan bölgenin de kendileri için kutsal olduğunu ve Büyük İsrail devletini burada kuracaklarına inanır.

İsrail’i yöneten partilerin hemen hemen hepsi bu çizgide.

Durum böyle olunca savaşlar bitmez çünkü barış olursa Yahudiler’in inançları boşa çıkar. Boşa çıkacağına göre onların da geldikleri ülkelere geri dönmeleri gerekecek.

Dönmeyeceklerine göre sürekli savaşmak zorundalar.

Kaldı ki inanç sistemleri onlara bunu emrediyor.

Hikaye bundan ibarettir.

Şimdi yaşanan olaylar ne ilk ne de sondur.

İsrail gerekçe aramaksızın hep savaş çıkarmak zorundadır. Savaşmayan bir İsrail içeride birçok sorunla karşı karşıya kalır.

Örneğin Aşkinaz yani batı kökenli Yahudilerlerle Sefarad yani doğulu Yahudiler arasındaki kavga.

Somali ve genel olarak Afrika’dan gelen Yahudilere ikinci hatta üçüncü sınıf muamele edilmesi ayrı bir konu.

Yoksulluk, bağnazlık ve sürekli savaş psikolojisiyle beslenen toplum ciddi bunalımlar yaşamaktadır.

Tek çare savaş.

Savaşan bir İsrail bölgenin zenginliklerini talan eden ABD’nin işine yarar.

Bu coğrafyada yaşanan tüm savaşlar, iç savaşlar, gerginlikler ve gerekçesi ne olursa olsun çatışmaların hemen hemen tümünde İsrail parmağı var ya da İsraille ilgilidir.

Bunun için de bölge ülkelerinde dolaylı-dolaysız ya da bilerek-bilmeyerek İsrail’e hizmet edecek iktidarlar olmalı.

İsrail devleti kurulduğundan bu yana durum bu.

Maşallah gelen giden ihanet içinde.

İhanet olunca İsrail’in işi daha da kolaylaşıyor.

Son örnek Arap Baharı.

Başta Suriye, Irak, Libya ve Yemen olmak üzere Arap ülkeleri perişan edildi İsrail sevinçten uçtu.

Tartışmanın bir boyutu da AKP’yi ilgilendiriyor.

Muhalefet; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başbakan olduğu 2004’de Yahudi lobisi ADL’den aldığı Cesaret Madalyası’nı hatırlatıp duruyor.

Anadolu Ajansı ise Filistinliler’in bir gösterisinden bir video yayınlayarak “Filistinlilerin Erdoğan gösterisi” başlığı attı. Oysa Filistinliler “Biz buradayız ey Erdoğan sen neredesin” diye slogan atıyorlardı.

İlginç!

Anlaşılan bu tiyatronun sonu yok ve olmayacak.

Olursa da Filistinliler kendi topraklarında kendi özgür ve bağımsız devletini kurmuş olur.

İhanetlerden uzak.