Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Birileri Erdoğan'a mutlaka anlatmalı...

Taliban Kabil’i de ele geçirip...

Afganistan’ın (Neredeyse) tamamına hakim olduktan sonra...

T.C. Cumhurbaşkanı Erdoğan ne demişti, hatırlayalım:

“Türkiye’nin, Taliban’ın inancıyla ters bir yanı yok...”.





Tabii ki buradaki “inanç” terörle ilişkilendirilemez...

Erdoğan’ın söylemek istediği...

Elbette:

İslamiyet inancı idi...



Canlarım...

Dün Kabil’de 13’ü ABD askeri 90 kişi öldürüldü...



Dünya kamuoyu (İlle de 13 yurttaşını kaybeden ABD Halkı...).

Bu cinayetler için ne düşünüyor?..

Cinayetlerden kimi sorumlu tutuyor?..



Ne yazık ki...

Fanatik AKP ve MHP’liler hariç...

Bu soruya herkes:

“İslam’ı” cevabını veriyor...



İşte canlarım...

Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın:

“İnançlarıyla aramızda ters bir taraf yok” dediği “Taliban İslam’ı” bu...



Gelişmiş ülke kamuoylarının...

Siyasetçilerinin...

Ve...

Bürokratlarının:

T.C. Devleti hükümetine neden güvenemediklerinin...

En temel sebeplerinden birinin: Bu tür açıklamalar olduğunu...

Birileri Erdoğan’a:

Mutlaka anlatmalı...

FARELİ KÖYÜN KAVALCILARI VE FARELER...


Az gelişmiş ülke demokrasilerinde...

İktidara sahip olan liderler:

Kavalcı...



Onun peşinden giden seçmenler ise:

Farelerdir...



Fareler için gidecekleri yer önemli olmadığı gibi...

Zaten...

Nereye gittiklerini de bilmezler...



Hatta...

Kavalcı, onları peşinden sürükleyip denize döktüğünde bile hâlâ:

Ne olup bittiğini anlamazlar...



Kavalın sihirli nameleri...

Ve...

Peşinden gittikleri Kavalcı’nın karizması:

Yeterlidir onlar için...



Günümüzde...

Ve hem de...

İletişimin...

Haberleşmenin...

Televizyonculuğun...

Ve hele sosyal medyanın:

Böylesine geliştiği bir asırda bile...



Az gelişmiş...

Veya...

Gelişmekte olan ülkelerde...



İktidar partisi liderleri:

(Fareli köylün Kavalcıları...).

Fareleri (Seçmenleri):

Peşlerine takıp...

Ölüme götürmüyorlar mı?..



Ölüme giden fareler içinde:

İtiraz edenler mi daha çok?..

Yoksa...

Kavalın sihrine uymuş:

Ölüme gidenler mi?..

SÖYLEMEM...


Canlarım soruyorum:

Nerede?..

Ne zaman?..

Ne söyleyeceğini bilmeyen bir kişi:

“Devlet İnsanı” olarak tanımlanabilir mi?..



Bir Devlet insanı:

Geleceği:

Göremiyor...

Sezemiyor...

Başına gelecek felaketleri:

Tahmin edemiyorsa...

Devlet’i yönetmeye talip olmalı mı?..



Her 100 kişiden en az doksan sekizinin cevabını biliyorum…

Çünkü…

Ben de…

O doksan sekiz kişi gibi düşünüyorum…

Ama…

Söylemem

TÜKÜRDÜĞÜNÜ YALADI...


Türkücü Nihat Doğan, Twitter hesabından kişisel bir görüşünü paylaştı...

Nihat Doğan’a göre:

Malazgirt Zaferi bir Türk zaferi değil...

Türklere Anadolu’nun kapılarını açanlar ise: Kürtler...





Doğan’ın bu kişisel görüşü daha ziyade olumsuz tepki çekti...

Ve...

Eğlence dünyamızın en ünlülerinden biri olan bu genç adam:

Tweetini sildi...



Canlarım...

Bu genç adam o tweeti:

Ya atmamalıydı...

Ya da...

Kaldırmamalıydı...



Yanlış olan:

Kendi doğrusunu inkarı değil...

Yanlış olan:

Tükürdüğünü yalaması...

SEÇMENİN NEYSE DEVLETİN DE ODUR...


Devletleri yöneten siyasi kadrolar doğru insanlarsa...

Devletler iyi devletlerdir...

Devletleri yöneten siyasi kadrolar berbatsa...

Devlet de berbattır...



Sözün özü...

Devletlerin:

İyiliği ya da kötülüğü...



Devletlerin:

Başarısı ya da başarısızlığı...



Devletlerin:

Adilliği ya da vicdansızlığı...

O devletleri yöneten seçilmişlerin:

Karakterlerine (Bunun tümüne “ahlak anlayışı” diyelim...).

Eğitimlerine...

Deneyimlerine...

Hasletlerine v.s. bağlıdır...



Ülkeleri az gelişmiş bırakan uyguladıkları sistem değil...

Sistemi uygulayan insan hamurudur...



Yani...

Söyle bana seçmenini...

Söyleyeyim sana demokrasini...



Söyle bana seçmenini:

Söyleyeyim sana hukukunu...



Söyle bana seçmenini:

Söyleyeyim sana sanatını...

EN TAHAMMÜLLÜ HANGİSİYDİ?..


CHP Genel Başkan yardımcılarından Gülizar Biçer Karaca:

1994 – 2021 yılları arasında görev yapan cumhurbaşkanları döneminde...

“Cumhurbaşkanına hakaret” dava sayısını ve...

Şikayetçi cumhurbaşkanlarını gösteren bir rapor hazırladı...



Savcılıklara, “Cumhurbaşkanına hakaret” edildiği iddiasıyla açılan dava sayısı:

Kenan Evren döneminde: 340...

Turgut Özal döneminde: 207...

Süleyman Demirel döneminde: 158...

Ahmet Necdet Sezer döneminde: 163...

Abdullah Gül döneminde: 1839...



Şimdi lütfen sıkı durun...

Erdoğan döneminde:

38 bin 581...



Bu durumda...

Ya yurttaşlar (Gazeteciler başta olmak üzere) ülkemizin cumhurbaşkanından nefret ediyorlar...

Ya da...

Cumhurbaşkanımız çok tahammülsüz...

Sizce hangisi?..



NOT:

“İkisi de” diyenlerin cevapları da kabul edilecektir...