Korkusuz

Bir kongre!

Bir kongre!
Önceki gün telefonum çaldı.

Telefonun diğer ucunda sevgili Merdan ağabey vardı.

Merdan Yanardağ!

“Yazını okudum Gürkan” diye söze başladı. “Çok güzel yazmışsın tebrik ederim. Ama bir düzeltme yapayım. Kürt Halkı lafının ilk kez 1965’de Mehmet Ali Aslan’ın dergisinde yazıldığını belirtmişsin.”

“Evet abi... Ben araştırmamda öyle buldum”

“Yok 1963’de Doğan Avcıoğlu yazmıştı.”

“Aaa...”

“Evet... Evet... İlk kez Doğan Bey kullanmış o tanımı... Bu yıllarda yaşasaydı ergenekondan tutuklanacak aydınımızdı Doğan Bey... Düşün”

★★★

Şaşırmıştım.

Yön dergisinin o sayısına ulaşmaya çalıştım... Hemen mümkün olmadı.

Ama şaşkınlığım kısa sürdü.

Çünkü Avcıoğlu da bir grup aydınımız gibi bambaşka saiklerle meseleye yaklaşmışlardı.

Kültürel haklarının verilmesi, kendi dillerini konuşabilmeleri gibi özgürlükçü taleplerle bakmışlardı konuya...

Bugünkü terör dalgasını... Ve ABD’nin aparatı olan bir siyasi hareketi elbette akıllarına getirmemişlerdi.

★★★

Bırakın kanlı terör örgütü PKK’yı...

6.5 milyon oy alan HDP’yi ele alalım.

★★★

Mesela...

Sol bir aydın olarak Doğan Avcıoğlu yaşasaydı HDP’ye nasıl bakardı?

“Ermeni soykırımı vardır” iftirasına ne tepki verirdi?

Kıbrıs meselesinde, Yunanistan’la yaşadığımız sorunlarda hep karşı tezleri savunan HDP’ye ne derdi mesela?

★★★

Eminim Doğan Bey bütün bunların karşısında dururdu.

Tıpkı Uğur Mumcu gibi...

Tıpkı Ahmet Taner Kışlalı gibi...

Sol aydınlarımız solculuğun gereği olarak kürtlerin dillerini ve kültürel haklarını elde etmeleri için önemli bir çıkış yapmışlardı.

Ama bu masum taleplerin zamanla emperyalizm güdümünde bir terör dalgasına döneceğini...

Suçsuz günahsız insanlarımızı katleden bir cani örgüte dönüşeceğini elbette öngörmemişlerdi.

Hele hele giderek milliyetçiliğe savrulup bir bölücü düşünceye evrileceğini hiç ama hiç akıllarına getirmemişlerdi.

★★★

Dedim ya...

Aslında her şey o kongrede başlamıştı diye.

Türkiye İşçi Partisi’nin 4. Büyük Kongresi’nde...

Ankara Dışkapı’da...

Salon ağzına kadar dolu...

Herkes Behice Hanım’ın yapacağı konuşmayı ve partinin alacağı kararları bekliyor.

Ve Behice Boran kürsüde o ünlü konuşmasını yaptı.

Devamında parti kararlarını da açıkladı.

Tam o sırada...

Başta Ahmet Türk olmak üzere Doğulular olarak bilinen partililerin bazıları salonun dışına çıkmışlardı. Kopacak fırtınanın faturasının onlara kalmasından çekiniyorlardı.

Yıllar sonra bu konuyu başka bir yerde yazdığımda sayın Türk beni aramış ve “Ben konuşulanlardan dolayı değil sigara içmek için dışarı çıkmıştım” demişti.

Doğrudur...

Ama o günün tanığı onlarca kişiyle konuşmuştum.

Hepsinin aklında benim anlattığım gibi kalmıştı.

Yani bir grup Türk aydını ve solcusu...

Kelleyi ortaya koymuş ve bu sarsıcı çıkışı yapmışlardı...

Sonucunun ne olacağını bilerek göze alarak...

★★★

Sonrasını yazmıştım... Geçen yazıda...

Behice Hanım ve 15 arkadaşı hakkında hapis... Partiye de kapatma gelmişti.

★★★

Bugün...

O köprünün altından çok sular aktı.

Masum ve doğal bir hak talebi yerini kanlı ve bölücü bir ayaklanmaya bıraktı.

Artık herkes taleplerin dil ve kültürden ibaret olmadığını gelip anayasaya dayandığını görüyor...

Ama...

Sandık şehvetine kapılan siyasetçisinden...

Ekran şöhretine kapılan gazetecisine kadar...

HDP’nin kapısında sıraya girdiler...

Ya bilgisizlikten diyeceğim...

Ya da art niyetten...

Artık siz karar verin...

★★★

Mahçup açılımcılar...

Popülist mavracılar...

Hepsi HDP salonuna girmek için kapıya yığıldılar...

Ama salondaki dostlarınıza göz kulak olun derim...

Siz konuşma yaparken sigara içmeye çıkmasınlar...