Korkusuz

Bir günlük gündem

Bir günlük gündem
Önceki gün Libyalı taraflar kalıcı bir ateşkes için anlaştılar.

BM yönetiminde iki aydır sürdürülen görüşmeler sonucu varılan son anlaşmaya göre “ülkede bulunan yabacı güçler, danışmanlar ve paralı askerler üç ay içinde Libya’dan çıkarılacak”.

Konu daha çok Türkiye’yi ilgilendiriyor.

BM, AB, ABD ve Rusya’nın desteklediği anlaşmaya bir tek Ankara sıcak bakmadı. Konuyla ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan “Yapılan ateşkes anlaşması aslında en üst düzeyde değil, daha alt düzeydedir. Dolayısıyla kalıcılığının ne kadar olacağını zaman gösterecektir. Ayrıca üç ay içerisinde paralı askerlerin oradan çekilmesinin ne denli doğru ve sağlıklı olup olmadığını da bilmiyoruz” dedi.

Son anlaşma ve öncesinde tarafların altına imza attığı diğer uzlaşmaların tümü Ankara’nın Libya’daki hesaplarıyla çelişiyor.

Yakın gelecekte Türkiye’yi Libya’da zor bir dönem bekliyor ama Ankara oradaki plan ve projelerinden vazgeçmeyecektir.

Ümmete sahip çıkmak kolay değil!

Libya ile ilgili bu gelişme yaşanırken Moskova’nın Karabağ konusunda Türkiye’nin arabuluculuğuna karşı olduğu haberi geldi.

Aynı saatlerde ABD Başkanı Trump, Sudan’la İsrail’in barıştığını açıklıyordu. Haberlere bakılırsa Sudanlı generaller yakında devrik Cumhurbaşkanı El-Beşir’i Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne teslim edecek.

Başka!

15 Eylül’de BAE ve Bahreyn’i İsrail’le barıştıran Trump başka ülkelerin sırada beklediğini söyledi.

Suudi Arabistan’ın adını verdi ama haberlere bakılırsa sırada Ankara dostu Katar da var.

Tam bu sırada İsrail; ABD’nin Türkiye’ye vermediği F-35 uçaklarının BAE’ye satılmasına onay verdi.

Nasıl olsa patron o!

Aynı saatlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan da S-400’lerin test edilmesiyle ilgili bir soruya “Biz elimizdeki bu tür imkanların testini yapmayacağız da neyi yapacağız? Herhalde bunu da biz kalkıp Amerika’ya soracak değiliz” diyordu.

Erdoğan’ın açıklamasına tepki olarak Pentagon’dan yeni ve çok sert bir açıklama geldi. Açıklamada “S-400 meselesi ikili ilişkilerimize ve F-35 konusunu çok kötü etkilemektedir” deniyor ve yeni yaptırım tehdidinde bulunuyor.

Ama aynı saatlerde Azerbaycan Dışişleri Bakanı Bayramov Washington’da Amerikalı Bakan Pompeo’dan yardım istiyordu.

Tabi ki Erdoğan’ın dostu Putin’i dengelemek için.

Başka!

Yine aynı gün Lübnan’da önemli bir gelişme yaşandı.

Halkın sokaklara dökülmesiyle bir yıl önce istifa etmek zorunda kalan Saad Hariri hiç kimse hükümeti kuramayınca yeniden hükümeti kurmakla görevlendirildi.

Erdoğan düşmanı Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un onay ve desteğiyle.

Elbette ABD’nin de.

Coğrafyamızın 24 saatlik gündemi.

Onun için ben her zaman “Türkiye’de olup biten her şey dış politikayla ilgilidir” derim.

AKP’ye göre “içerde olup bitenler birer teferruattır”.

Yani iktidarını sarsmamaktadır.

Onun için AKP; vatandaşın dışarda olup bitenleri öğrenmesini istemiyor.

Son örnek çekilen gözlem noktası.

Haberlere bakılırsa Türk askeri Putin’in baskısıyla yakında başka gözlem noktalarından da çekilecek.

Oysa “Gözlem noktaları kesinlikle yerinde kalacak” denilmişti.

Şimdi ise hiçbir açıklama yok.

İdlib çok ciddi bir sorun.

Başka!

Varsa yoksa yeniden NAVTEX’ler.

NATO bile bu işten çok sıkıldı.

Genel Sekreter Stoltenberg, Türkiye ve Yunanistan’ın gelecek hafta Doğu Akdeniz’de yapılacak tatbikatları iptal ettiğini duyurdu ama Ankara yeni bir Navtex ilan etti.

Sırada Kıbrıs var.

Bakalım Ankara’nın mutlak desteğini alarak Cumhurbaşkanı seçilen Ersin Tatar KKTC’nin Türkiye’ye ilhakını nasıl ve ne zaman gerçekleştirecek?

Hatırladığım kadarıyla seçim kampanyasında öyle bir hava estiriliyordu.

İlhak olmazsa Maraş’ı toptan açmak da bir yol!

Nasıl olsa başta AB olmak üzere Batı’nın Kıbrıs’la uğraşacak ne zamanı ne de takatı var.

Herkesin korona ile başı belada.

Fırsat bu fırsat!

Herkes herkesin açığını kolluyor.

İlk hamleyi yapanlar kazanıyor.

Bazıları da malı götürmekle meşgul.

Hele şu Amerikan seçimleri bir bitsin görün siz şamatayı!