Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Biden kazandığı için değil coşkum ve sevincim. Gelecek kazandığı, genç zihinler kazandığı için mutluyum

ABD başkanlık seçimlerinden Joe Biden çıktı başkan olarak...

Ve bakın neler söyledi...



“Bu ülkede ve dünyada yarına karşı güven görüyoruz...”.

“Ben bölmeyi değil, birleştirmeyi hedefleyen bir başkan olacağım...”.

Hepinizin güvenini kazanmak için çalışacağım...”.

“Başkan Trump’a oy veren herkesin hayal kırıklığını anlayabiliyorum. Ama bence birbirimize şans verelim...”.

Amerika bence bizden şunu istedi, adaleti, ahlakı, umudu geri getirmemizi istedi...”.

“Bana oy verenler kadar bana oy vermeyenler için de çalışacağım...”.



Şimdi şu soru sorulabilir:

“Ne yani... Biden bunları söylediği için mi kazandı?..”.

Hayır...

Seçmen, bunları istediği için Trump kaybetti...



Aslında...

Biden kazanmadı...

Demokrasi ahlakı kazandı...

Biden kazanmadı...

Hukuk ahlakı kazandı...

Biden kazanmadı...

İnsan hakları kazandı...

Biden kazanmadı...

İnsanlık kazandı...

Biden kazanmadı...

Siyasi nezaket kazandı...

Biden kazanmadı...

Siyasette temiz ahlak kazandı...

Biden kazanmadı...

Adalet duyguları kazandı...

Biden kazanmadı...

En az eşitsizlik beklentisi kazandı...



Sözün özü:

Muhteris politikacı kaybetti...

Kavgacı zihniyet kaybetti...

Mezhepçi dinci kafa kaybetti...

Çoğunlukçu ilkellik kaybetti...

Adalet yerine nefreti tercih eden vandallık kaybetti...

Hırsızlık kaybetti...

Vahşi, ilkel, devlet kapitalizmi kaybetti...



Tüm dünyanın gözü aydın...


TÜM İNSANLIĞA GEÇMİŞ OLSUN...


ABD sadece 4 yıl öncesine kadar...

Sevmeyenlerin ve hatta nefret edenlerin bile yaşamak, vatandaşı olmak için can attıkları bir ülke idi

Neden?..

Dünyada bazen liberal demokrat kapitalizmin...

Kimi zaman da liberal demokrat sosyal demokrasinin...

En başarılı uygulandığı ülke olduğu için...



Son dört yılda Amerika “Devlet” olmaktan çıktı; “Trump Ailesi’nin Çiftliği” haline getirildi...

Uluslararası ilişkileri damadın yürüttüğü...

Muhatap devlet başkanlarına, “aptallık etme” gibi sokak ağzı kullanılan mektupların yazıldığı...

Seçime bir hafta kala Anayasa Mahkemesi’ne “partili bir üyenin” atamaktan utanmayan arsız birinin kişinin yönettiği bir ülke...



Neyse

Hem Amerikalılara...

Hem tüm insanlığa geçmiş olsun...

Öyle bir beladan kurtulduk ki...

Çevre kirliliğini; kapitalizm ve üretim artışı için “ehemmiyetli” gören bir kafaydı o kafa...

Yani:

“Önce ekonomi, sonra insan” diyen bir ilkel kafa...

PARTİLİ SAVCI YA DA YARGICIN YORUMU KABUL EDİLMEZ...


Dün gece kötü bir rüya gördüm...

İncilay’a anlattım...

“Bir tarafın açıkta kalmış, havalar da soğudu” dedi...



Bir de size anlatayım...

Bir de siz yorumlayın lütfen...



Erken seçim kararı alınmış...

AKP Genel Başkanı 18 yıl sonra rakipleriyle aynı masa etrafına oturmayı kabul etmiş...

Rakip genel başkanlar bağıra çağıra, ağızlarından tükürükler saçarak konuşurken Erdoğan bir sakin, bir sakin ki...

İnanılır gibi değil...



Bir ara yine sakin sakin ve başından beri gülümseyen haliyle:

“Türkiye’yi asker zulmünden biz kurtardık... Askeri vesayet dönemini biz bitirdik” dedi ve devam etti: “Bundan sonra askeri dikta rejimleri olmayacak”...



Rüya bu ya...

Kapıyı tekmeleyerek stüdyoya daldım...

“Haklısınız sayın genel başkan” diye bağırdım... “Bundan sonra askeri dikta olmayacak çünkü sivil dikta o derece gelişti ki hiçbir askeri dikta bu kadarını başaramaz...”.



Tabii ki tekme yumruk alındım, götürüldüm... Sahi...

İçinizde bunu yorumlayabilecek biri var mı?..

Ancak haberiniz olsun...

Partili bir savcı ya da yargıcın yorumunu kabul etmem...

HAYIRDIR İNŞALLAH... HAYIRDIR İNŞALLAH...


Çocukluğumda çevremdeki yaşlılar ellerini dizlerine vurur:

“Bunu da mı görecektik ya Rabbim bunu da mı görecektik?..” der ve devam ederlerdi...

“Sen sonumuzu hayreyle ya Rabbim...”.

[caption id="attachment_6117407" align="alignnone" width="600"] Naci Ağbal[/caption]

AKP Genel Başkanı Erdoğan; siyasette, sosyolojide, ekonomide, askerlikte, yargıda, bürokraside, kamu ihalelerinde, dış politikada her türlü musibeti gösterdi bu millete...

Ve fakat... Ondan önceki iktidarlar döneminde...

En küçük bir teamül dışı icraatta...

Hukuka aykırı alınan kararlarda ayağa kalkan...

Açıklamalar yapıp...

Çarşaf çarşaf gazete ilanlarıyla iktidarı halka şikayet eden anayasal kurumlar ve sivil toplum örgütleri...

Son MB başkanının da, teknik direktör gibi kovulması...

“Yerine bu defa bir AKP’li eski bakanın atanması karşısında da yine sessiz...”



Hayırdır inşallah...

Hayırdır inşallah...

KEŞKE YELİZ ATANSAYDI MB BAŞKANLIĞINA...


MB’nın meğer sıradan bir kamu bankasından farkı yokmuş...

Hem zaten...

Koskoca Cumhurbaşkanı, sıradan bir kamu bankasının genel müdürünü değiştirirken kime sordu ki bu defa da birilerine sorsun...

[caption id="attachment_6117408" align="alignnone" width="600"] Batırel[/caption]

Yine de “mesela” desem...

Bana sorsaydı, kimi ya da kimleri önerirdim?...

[caption id="attachment_6117409" align="alignnone" width="600"] Bulut[/caption]

İlk tercihim Yiğit Bulut olurdu...

Zira önce TL’yi 10 dolara devalüe eder...

Hemen ertesi gün bir sıfırını atarak 1 TL = 1 dolar yapardı...

[caption id="attachment_6117410" align="alignnone" width="600"] Tan[/caption]

Yiğit olmadı mı?..

Necmettin Batırel olabilirdi...

Tam da günün mana ve ehemmiyetine uygun bir soyadı var...

Hem “El” var soyadında...

Hem de “batır” var...

Bir gecede...

Kendi imzasıyla ve fotoğrafıyla trilyon dolar kağıt banknot bastırır salardı piyasaya...

Ve...

Doları tepe takla getirirdi...

[caption id="attachment_6117411" align="alignnone" width="600"] Çamlı[/caption]

O da mı olmadı?..

Erkan Tan atanırdı MB başkanlığına...

Göreve Mehter Marşı ile başlar...

İzmir Marşı’yla gönderilirdi...



Sıkın dişinizi...

Erkan da olmazsa umudumuz Yeliz...

Erdoğan’ın eski şoförü ve AKP milletvekili...

Amma da kıyak olur hani...

BÜTÜN BAYRAKLAR ERDOĞAN’IN ELİNDE...


Aman aman aman...

Nasıl da seviniyor kimi muhalifler...

Neden mi?..

Bülent Arınç, Berat Albayrak’a bayrak açmışmış?...

[caption id="attachment_6117412" align="alignnone" width="600"] Arınç[/caption]

Nasıl açmış bayrağı?..

AlBayrak “ekonomide sıkıntı yok” demişti ya...

İşte o sözünü eleştirerek...

Bakın ne demiş:

“Hepimiz elimizde tutuyormuş gibi görüyoruz bu ekonomik sıkıntıyı. Önemli olan sıkıntının varlığını inkar etmek değil, kabul ederek bunu gidermek için yapılacak çalışmalardır...”.

Bir defa o açtığı bayrak değil çarşaf...

Hem yahu nereden bulmuş bayrağı da açmış...

Bütün bayraklar Erdoğan’ın elinde...

Berat da Selçuk da...



Oturun oturduğunuz yerde...

Saçmalamayın...

BUNLAR HENÜZ GÖRÜNEN UCU...


YİD modeli ile yaptırılan köprü ve tüneller için 2014-2019 yıllarında Hazine’nin şirketlere ödediği kur farkı toplamı

61 milyar 719 milyon 332 bin lira olmuş.



Hele durun daha durun...

Bunlar henüz görünen ucu...

Siz diğer ucu da görseniz, dudaklarınız uçuklar...